Selammm :)
Bölümlerin kısa olduğunun farkındayım. Ben kendimce kısa olur ama sık aralıklarla bölüm yazarım diye düşünmüştüm. Tabii siz uzun bölüm olsun ve aralık biraz daha uzasın diyorsanız öyle de devam edebilirim. Mutlaka görüşlerinizi yazın, bende ona göre ayarlayayım kendimi :) :D
TAM 1 GÜN ARAYLA YENİ BÖLÜM YAZDIM. Umarım beğenirsiniz :) <3
*******
Yaşadıklarımız, acılarımız, sevinçlerimiz, kayıplarımız, umutlarımız... Günler o kadar çabuk geçiyordu ki sürekli halden hale giriyorduk. Bir gün depresif bir gün mutlu bir gün sinirli... Ama ben bu genellemenin dışındaydım. Başımda bir ailem yoktu, babam vardı ama yok gibiydi. Uyuşturucu illetine yakalanmış, insanlar tarafından farklı görünen bir kızdım. İnsanlar duygularımı hafife alıyor ve benimle dalga geçiyorlardı. Poyraz... 1 haftadır okula gelmiyordu. Ne yapıyor nerelerde geziyor hiçbir bilgim yoktu. Zaten umurumda da değildi. Evet, beni aldatmasını üzerimden atabilmiştim. Çünkü pek yakınlaşmamıştık. Çok az sayıda anılarımız vardı. Her ne kadar beni ilk öpen Poyraz da olsa bana ilk huzurla sarılan o olsa da atlatmıştım işte. İyiydim. Ya da değildim. Bilmiyorum...
Ha birde başımda Şebnem belası vardı. Bu kadın benden ne istiyor, benimle ne derdi vardı anlamıyorum. Babamla tanışıyorlardı ve aralarında bir husumet vardı. Sırf bu yüzden de babam İstanbul'a gitmemi istiyordu. Aralarında ki her neyse öğrenmek için çabalamıyordum. Çünkü öğrenmek istemiyordum. Bir hatası vardı Şebnemin babama karşı. Ve sırf Poyraz ile muhatap olmamak için bu sıkıntıyı kurcalamayacaktım. Selini okula almıştı ve karşılığında Poyrazla ilgilenmemi istemişti. Birkaç gün önce babamı arayıp Selin için burs istedim. Selinde bizim gibi para ile okula yazılmıştı. Şebnemden de böylelikle kurtulmuş oldum.
Geçen bu bir haftada Rüzgarla aramızda anlayamadığım şekilde bir yakınlık oluşmuştu. Sürekli yazışıp, buluşuyorduk. Hiç Poyrazdan bahsetmiyordu. Bu da tabii ki benim işime geliyordu. Rüzgar iyi birisiydi. Dürüst ve beyefendi sayılırdı. Abisi Mavi Evin sahibi olduğu için çoğu günümüz orada geçiyordu. Birkaç içki içip, dans edip evlerimize dönüyorduk. Hoş çocukta sayılırdı.
Bugün yine buluşacaktık ama farklı bir bara gidecektik. Kızları da davet etmiştim. Güzel bir gece olacakmış gibi hissediyordum.
Sıla dolabımda ki siyah elbiseyi alıp üzerime doğrulttu ve kafasıyla onaylayıp yatağa fırlattı.
''Aceleyle şunu giyin bende saçıma şekil vereyim. Hızlı ol Rüzgar yoldaymış'' dedi. Sılanın zevkine güveniyordum o yüzden itiraz etme gibi bir duruma girmedim. Gerçi itiraz etsem de işe yaramayacaktı da işte!
Tamamen hazır olduktan sonra bizi bekleyen Rüzgarın yanına indik. Rüzgar arabasına yaslanmış bizi süzüyordu. Ama daha çok gözleri benim üzerimdeydi ve beni utandırıyordu. Hepimizin kapısını açıp binmemizi bekledi ve sürücü koltuğuna geçip bana bakarak ''Çok şıksınız. Kendimi şanslı hissettim'' dedi. Selin bir kahkaha atarak ''Teşekkür ederiz, çok naziksiniz'' dedi. Selin Rüzgara karşı değişik hareketler içine giriyordu. Hâlbuki feminist bir karaktere sahipti. Rüzgara bu kadar samimi davranması şaşırtmıyor değildi.
Yol boyu aramızda şakalaşarak ve eğlenerek yolculuğu tamamladık. Rüzgar kafa biriydi. Karşısında ki insanı kolaylıkla analiz edebilir kolaylıkla anlayabilirdi. O yüzden yanlış bir hareketimi uyarınca onu dinliyordum ve yapmamaya çalışıyordum.
Araba park edildikten sonra bizde arabadan inip bara doğru ilerledik. Canlı müzik vardı ve hoş bir mekândı. İçeri girip köşelerde boş kalan masalara doğru ilerledik. Etrafta hiç tanıdık kimse yoktu. Kalabalıkta değildi. Ortamı çok iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
Teen FictionO, kötü biri. Uyuşturucu bağımlısı, psikopat, ürkütücü, soğuk kişilikli... O bir mafya! "Ben sana, sen Rüzgara aşıksın. Ne büyük ironi değil mi?" Ama O, aynı zamanda saf bir aşık. Dışarı soğuk gözüken suratsız biri olmakla birlikte içinde her duyguy...