✣SEVİYORDU✣

461 21 11
                                    

Uzunn ve muhterikaa (muhteşem-harika birleşimi) bir bölümm bence. İstediğiniz oldu, Poyraz devreye girdi... Keyifli okumalar. 

Şarkı ile okumanızı öneririm :))

******

Rahatsızca yerimden kıpırdanıp bana hiç tanıdık gelmeyen yatakta gözlerimi açtım. Yabancı gelen odaya nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hızla yataktan kalkıp karşımda duran boy aynasına baktım. Makyajım akmış tipim kaymış bir halde dağılmıştım. Kıyafetim hala üzerimde olduğuna göre kötü bir şey olmamıştı. Kapıya yöneleceğim anda içeri giren sinirli bir adet Poyraz ile şaşırdım. Poyrazın evi olamazdı. En sonda Rüzgarla birlikte zaman geçirdiğime göre ev Rüzgarındı.

Poyraz üzerime gelirken bende geriye doğru adımladım ve yatağa düştüm. Yatakta oturur vaziyete geçerken Poyraz hala üzerime gelmeye devam ediyordu.

''Ne yapıyorsun ya?!'' diye çemkirince Poyraz kızarmış gözlerini açarak bağırdı. ''Asıl sen burada ne yapıyorsun?''

''Seni ne ilgilendirir? Uzaklaş benden'' Poyraz daha fazla üstüme gelince bende uzanmak zorunda kaldım. Bedenini bana değdirmeden elleri üzerinden destek alarak üzerime uzandı.

''N-ne yapıyorsun'' diye kekelerken Poyraz eğilip anlımdan öptü.

''Poyraz kalk üzerimden yoksa avazım çıktığı kadar bağıracağım'' Çırpınışlarım etki etmezken Poyraz yumuşak dokunuşları ile yanağımı öptü. Sonra diğer yanağımı ve ardından burnumu. Yüzümde keşfe çıkmıştı resmen. Sinirlenerek onu üzerimden ittirdim. Bir işe yaramayınca tekrar ve tekrar göğsünü yumruklarken o hala beni öpüyordu.

''Bu dudakların ile kim bilir en son ne zaman başka bir kızı sömürdün. Pis dudaklarını bana dokundurma'' diye bağırırken Poyraz öpmeyi bıraktı ve gözleriyle gözlerimin içini delerken gözyaşını yüzüme akıttı.

''Evet, yaptığım hayvanlıktı Eylül. Yapmamalıydım biliyorum. Çok pişmanım evet. Ama seviyorum neden anlamıyorsun?''

Ağlamasına dayanamıyordum. Bu kadar kötü bir çocuğun benim için gözyaşı akıtmasına dayanamıyordum. Biraz daha gözlerimi inceledikten sonra dudaklarını yakınlaştırdı. Deli gibi karşılık vermek istiyordum. Sarılmak, yumuşak saçlarıyla oynamak istiyordum.

Kafamı yana çevirip öpmesine izin vermedim. Ne olursa olsun affedemezdim.

''Ne değişti?'' dedi. Cevap vermezken eliyle yüzümü kendisine çevirdi. O böyle üzerimdeyken rahat olamıyordum. Yoksa çoktan tokadı yapıştırmıştım. Ama şuan nefesinin nefesime karışması beni heyecanlandırıyordu ve tepki vermeme engel oluyordu.

''Gözlerin... O kadar yabancı bakıyor ki''

Sahte bir gülüş sergileyip devam etti.

''Ben sana sen Rüzgara âşıksın ne büyük ironi değil mi?''

Sinirim bedenimi sararken elimi kaldırıp boşluğundan yararlanarak yüzüne tokat attım. Kafası diğer tarafa kayarken hızla üzerimden ittim ve ayağı kalktım.

''Sonunda bunu da dedin ya bittin benim için. Nefret ediyorum senden'' dedim ve koşarak odadan çıktım. Ağlamayacaktım. Değmezdi, hayır ağlayamazdım. Hayır, hayır...

Dış kapıya çıkınca daha fazla dayanamayıp hıçkırarak ağladım ve caddeye yürüdüm. Akan makyajım, dağınık saçlarım, kırışmış elbisem ve ağlayan gözlerimle dışarıdan orospu gibi gözüküyor olmalıydım.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin