Telefondan yazdığım için müzik koyamadım.
Göksel'in Yalnız Kuş şarkısıyla dinleyin... ^-^
¤¤¤¤¤
Gözlerimi açtığım da küçük bir odada tek başımaydım. Yataktan kalkmak için hareketlendiğimde karnımda bir sızı hissedince yatağa geri uzanıp acıyla inledim.
İnleme sesimle odaya Poyraz ve ardından bizim kızlar girdi. Merakla Poyraza bakınca o beni aldırmadan "İyimisin?" Dedi. Sesi endişe doluydu.
"Nerdeyiz ve neden burdayız? Poyrazın burada ne işi var?" Sorularımı ardı arkasınca sorarken Sıla hafif bir gülümseme eşliğinde yatağımın kenarına oturdu.
"Poyrazın tanıdığı bir doktorun evindeyiz, uyuşturucudan zehirlendiğin için miden yıkandı ve Poyraz da bize yardım amaçlı burada" Sılanın söyledikleriyle en son dönme dolaptan inip bayıldığımı hatırladım.
"Uyuşturucu yüzünden olduğuna eminmisiniz?"
Poyraz kızgın ses tonuyla "Piyasaya yeni gelen ve öldürücü bir kimyasalla birleşmiş olan tozu kullanmışsın." Dedi.
"İlk defa kullandım tozu ve gerçekten bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum!" Diye çıkıştım.
Poyraz birşey demek için ağzını açacağı sıra izin vermeyip "Kıyafetlerimi getirin de eve gideyim" dedim.
"Hayır 2 gün daha buradasın!"
Sılanın sesiyle ona dönüp "Saçmalama Sıla! Bugün babam gelecek ve buluşup birşeyler yapacağız. Burada kalmam imkansız" dedim.
Selin "Ama doktor dinlenmeni söyledi" dedi. Doktora kalsa 1 ay daha yatmamı isterdi ve yine bana kalsa 1 ay hiç yataktan kalkmazdım. Ama konu babam olunca akan sular dururdu benim için.
Sıla babamın buraya gelmesinin benim için ne kadar önemli olduğunu bildiği için sesini çıkartmadı. Poyrazında pek umrunda olmadığı için birşey demedi.
"Haydi kıyafetlerimi getirin"
Kıyafetlerimi giyindikten sonra odadan çıkıp bizimkilerin yanına gittim. Yaşlı bir adam Poyraza hararetli şekilde birşeyler söylerken beni görünce sustu.
"Eylül öncelikle birdaha o tozları kullanmamanı tavsiye ederim çünkü her kullandığında ya mideni yıkatırsın yada ölürsün" dedi. Bu kadar dobra olması garibime gitmişti. Zaten karnımdaki acıyla hareket edemezken tekrar kullanıp bu acıyı tadacak kadar aptal değildim.
Olumlu anlamda kafamı salladığımda tekrar konuşmaya başladı.
"Bu elimdeki senin miden için kullanacağın haplar. Sabah akşam açken içersin ve ayrıca bu kremide her gün sabah akşam karnına ovalayarak sürmelisin" dedi.
İhtiyar doktorun elindeki ilaçları alıp Poyraza döndüm. "Bizi eve bırakırmısın?"
Poyraz sesini çıkartmadan önden ilerledi. Kızlarla beraber onu takip edip arabasına bindik.
Yol boyunca kısık bir müzik eşliğinde hiç konuşmadan eve vardık. Daha dün sabah benimle kahvaltı eden çocuk şimdi soğuk ve ürkütücü bakışlarıyla beni korkutuyordu. İkili oynayan ruh hali insanı çileden çıkartırdı.
Evin önüne geldiğimizde Poyraza dönüp "Herşey için çok teşekkür ederim" dedim. Gözlerini bana çevirmeden kafasını salladı.
Bir süre bana bakıp birşey demesini bekledim fakat o uyuzluğuna devam edip bana bakmamakta ısrar etti. Sinirle arabadan inip hızla kapıyı suratına çarptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
Ficção AdolescenteO, kötü biri. Uyuşturucu bağımlısı, psikopat, ürkütücü, soğuk kişilikli... O bir mafya! "Ben sana, sen Rüzgara aşıksın. Ne büyük ironi değil mi?" Ama O, aynı zamanda saf bir aşık. Dışarı soğuk gözüken suratsız biri olmakla birlikte içinde her duyguy...