✣YAKAN TOP✣

423 21 12
                                    

Uzun süre oldu, evet. Sizleri bilmem ama ben cidden çok özledim. Hem sizleri hemde yazmayı. Tabii Eylül ve Poyrazıda unutmamak gerek :)

Uzun süre geçmesine rağmen hala eski heyecanı ile yazabildiğime şaşırdım biraz. Bir çırpıda hızlıca olayları gelişi güzel yazdım. Ama bence harika bir bölüm oldu. Bu bölümün özel olmasını istedim. Umarım sizlerde beğenirsiniz...

¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~

Adımlarımı yavaş yavaş okulun girişine yönelttim. Ah, okul. Tam bir felaket(!)

"Günün pek aydın olmasada günaydın!" Birde başınızı sürekli ağrıtan arkadaşlarınız varsa okul sizin için ölüm olur.

Sıla ve Selin kol kola girmiş tepkimi bekliyorlardı. Bunlar ne ara bu kadar yakın oldular?

Sesimi çıkartmadan soğuk bakan gözlerimle onları süzüp sınıfa yürüdüm.

Arkamdan adımlarıma uyarak yürürlerken bir yandan da dedikodu yapıyorlardı. Selinin "Yeni bir çocuk gelmiş okula. İnsan demeye bin şahit ister. O nasıl bir yakışıklılık ben anlamadım" demesiyle yüzümü onlara çevirdim. "İsmini biliyor musun?" Diye sorduğum da ikisi birden hayırdır dercesine beni süzdüler.

Gözlerimi devirerek "Yanlış anlamayın. Merak ettim, ismi ne?" Dedim. Sıla heyecanla "Bilmiyoruz. Tek bildiğimiz yakışıklı olması" dedi ve ardından elini göğsüne götürerek "Ah... rüyalarımın erkeğini buldum" diyerek önümden ilerlediler.

Kafamı iki yana sallayıp karşıdan gelen Ömeri inceledim. Beni tanımış olacak ki sahte bir gülümseme eşliğinde yanımdan yürüdü. Bugün herkeste bir gariplik vardı. Hadi hayırlısı...

Sınıfa gidip çantamı sıraya attım ve bana bakan gözleri aldırış etmeden kantine indim. Atıştırmalık birşeyler alıp en köşede ki dikkat çekmeyen masaya oturup kulaklıklarımı taktım. Yine soyutlanmıştım hayattan. Bence en güzeli buydu. İnsanlardan uzak, dertlerden uzak, kötülükten uzak. Mis gibi...

Kafamı koymuş müzik ile kaynaştığım sırada kolumun dürtüklenmesi ile gelen kişiye baktım. Poyraz yüzüme bakmadan "Hoca çağırıyor" dedi.

Gözlerimi yüzünden çekip kulaklığımı cebime attım ve ondan önce davranarak hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Arkamdan gelen bedenini hissetmek bile içimi ürpertiyordu.

Sınıfa girdiğimde beni inceleyen rehberlik hocasını umursamadan yerime geçtim. Rehberlik hocası "Sınıf tam olduğuna göre aşağı inebiliriz" dedi. Meraklı arkadaşların sorularıyla "Sınıfça güzel bir etkinlik yapacağız" dedi ve sınıftan çıktı. Arkasından zorla ilerleyen ayaklarımı sürükledim ve evimizin genişliği kadar olan spor salonuna girdim.

Bizi tek tek sıraya soktuktan sonra ellerini birleştirip "Hazırsanız etkinliği açıklıyorum" dedi ve cevap vermemize izin vermeden "Yakan top oynayacağız" diye devam etti.

Bende dahil olmak üzere hepimiz isyan ederken hoca bizi umursamadan top kutusuna gidip bir voleybol topu aldı. "Gidip üstünüzü değiştirin, 5 dakika içinde gelmeyene herkesin önünde şınav çektireceğim" dedi ve düdüğü çalıp eliyle soyunma odasını gösterdi.

Hızla giderek üstümüzü değiştirdik ve hocanın yanına isteksizlik ile geri döndük. Gözlerim istemsizce karşımda duran Poyraza kaydı. Onun da beni izlediğini görünce gözlerimi ondan kaçırdım. Resmen hayvan gibi beni süzüyordu.

Düdük sesinin tiz çığlığını duyunca hocanın yanına geçtik. Hepimizi grup yapmıştı. Ben, Selin ve Rüzgara karşı Sıla ve Poyraz aynı gruptaydı.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin