✣UYUŞTURUCU✣

1.2K 61 3
                                    

Multimediada Pelin ve Sıla var.

Bölüm şarkısıda koydum. Umarım beğenirsiniz. 

‘’Bırak artık şunlara bakmayı!’’ Sılanın sesiyle gözlerimi Poyraz ve Pelinden çektim. Poyrazın iki saat önce benimle dalga geçmesi sonucunda Sıla tarafından yumruk yemişti. Hayır, şaka değil. Sıla, Poyrazın gözüne yumruk atmıştı.

‘’Şu Pelin sürtüğünü boğmak istiyorum. Sanki inadıma yaparmış gibi gözümün içine bakarak yiyişiyor.’’ Dedim.

Sıla elimde sıktığım boş içki bardağını çekip içini doldurdu.

‘’Kesin Poyraz benim Pelinle olan kavgamı öğrenmiştir ve Peline sinir olduğumu bildiği için buraya çağırmıştır. Ben bilirim bunun gibi egosu tavan yapmış olan piçleri’’ Gerçekten Poyraza karşı bir düşmanlık edinmiştim. Hayır, yani her şeyi geçtim çocuğa yazık olacak şimdi!

‘’Kızla eğlendiği ne kadar belli ama, Pelin Poyraza aşık herhalde’’ Sılanın dediğini bende düşünmüştüm. Poyraz kızla sadece boş kalmamak için ve beni sinir etmek için eğleniyordu. Bunu herkes fark ederdi çünkü Pelin Poyrazın dudaklarını vakumlarken, Poyraz sadece soğuk gözlerle etrafına bakarak karşılık veriyordu.

‘’Umurumda değil Sıla. Neyse ben arka tarafa geçeyim’’ dedim. Sıla yine karşı çıkmaya hazırlanacaktı ki elimle ağzını kapatıp susturdum.

‘’Bak bugün, ablamın öldüğü gün ve canım sıkkın. Uçmaya ihtiyacım var anladın mı?’’ dedim. Sıla başını onaylarcasına sallayıp içkisinden yudum aldı.

Arka tarafa geçip paketten haplarımı çıkarttım ve uzun bir süre onları inceledim. Elimde küçücük iki tane hap vardı. Bu iki küçük şey insanın hayatını mahvetmeye potansiyeli olan zararlı şeylerdi ve biz kullanıyorduk. Düşününce gerçekten çok mantıksızdı.

Küçük odada bulunan kırmızı koltuğa oturup hapları ağzıma attım. Etrafımdaki her şey başımın ucunda dönerken, bulanık gözlerimin önüne biri geldi. Her kimse onu göremiyordum ve bu sinirimi bozuyordu, büyük olasılıkla Sıla gelmişti. Elimi kaldırıp Sılanın elini tuttum ve onu yanıma çektim. Sıla itiraz etmeden yanıma oturdu.

‘’Neden kendini kasıyorsun Sıla?’’ dedim. Kafamı omzuna koymuştum ve vücudu kas katı kesilmişti. Hâlbuki ilk defa beni bu halde görmüyordu.

‘’Eylül…’’ dedi. Sesini fazla duyamıyordum bile, ama sesi kalın geliyordu.

‘’Bir şey deme Sıla. 2 sene önce bugün ablam beni bırakıp gitmişti hatırlıyorsun değil mi? O gittiğinde ben kendimi çok kötü hissettim Sıla. Benim ondan başka kimsem yoktu ki. Neden o beni bıraktı? Sende beni bırakma olur mu Sıla lütfen…’’ kafam yerinde olmadığı için yine saçmalamaya başlamıştım. Sıla ilk defa bu şekilde susuyordu. Normalde olsa, uyuşturucudan vazgeçmemi, tedavi olmamı söylerdi.

‘’ Neden hiçbir şey demiyorsun?’’ dedim sarhoş şekilde. Başım hala dönüyordu ama ben iyi hissediyordum kendimi.

‘’Ben Sıla değilim çünkü’’ Kulağıma hafif şekilde giren bu kelimeler bana çok tanıdık geliyordu. Sanki bu sesi bir yerden durmuştum… Ama nerden?

Umursamadan kafamı tanımadığım kişinin omzuna daha da bastırdım.

‘’Boşver, Sıla olmasan da olur.’’ Dedim. Uzun süre tanımadığım kişinin omzunda öylece durdum. Aklım yerinde değildi. Hiçbir şey düşünmüyordum, heykel gibi kaskatı olmuş şekilde etrafa bakıyordum.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin