SOĞUK

✣DANS✣

Özgür Akkuş'un şarkısıyla dinleyin...

(Ölünce Sevemezsem Seni)

Ben çok severek yazdım bu bölümü, umarım sizde seversiniz :)

□□□■■■

"Eylül..."

Omzumun hafifçe dürtülmesiyle gözlerimi açtım. Selin çekingen şekilde "Uyandırmak istemezdim fakat bu ilacı sürmek zorundaymışsın" dedi ve elindeki kremi uzattı.

Yatağımda doğrulup, gerindim ve "Saat kaç?" Dedim. Selin 10'a geldiğini söylediğinde kafamı onaylarcasına salladım ve kremi elinden alıp karnıma sürdüm.

"Aç mısın?"

"Hayır. Sadece uyumak istiyorum. Yarın erken kalkacağız sende uyu" dedim. Selin yatağıma oturup "Sen iyimisin?" Dedi.

"İyiyim, iyi olmasına da..."

Selin merakla "Da?" Dedi.

"Uyuşturucu istiyorum" Dedim. Selin devam etmemi beklermiş gibi kafasını salladı.

"Sılayı arayıp söylesen de bana bulsa?" Dedim sorarcasına.

"İyiliğin için hayır" dedi. Gözümü devirip "Uyuşturucu benim için iyilik oluyor zaten. Neyse ben yarın kendim hallederim" dedim. Evet, bozulmuştum.

Selin birşey söylemeden yanağıma öpücük kondurdu ve "İyi dinlen" deyip odamdan çıktı.

Yerimden kalkıp aynama doğru yürüdüm ve yansımama bakıp koca bir Vah(!) Çektim kendime. Gözlerimin altı uyuşturucudan dolayı kızarıktı fakat şimdi şişmiş ve mor halkalar oluşmuştu. Dağınık topuzumdan çıkan bir kaç tel terden anlıma yapışmış bir şekilde çirkinliğimi ortaya çıkartıyordu.

Üzerimde ki okul kıyafetlerimi çıkartıp duşa girdim. Su bana gerçekten iyi geliyordu, ilaç gibiydi. Üzüldüğümde suyun altına girip, düşüncelerimle boğuşuyordum. Bazen de, iç sesimle olan savaştan kaçıp uyuşturucuya başvuruyordum ve beyaz bayrağımı sallıyordum.

Duştan çıkıp geceliklerimi üzerime geçirdim. Aklıma bu gecelikleri Poyrazında gördüğü gerçeği gelince hemen üzerimden çıkartıp kirli sepetine attım ve başka bir geceliği üzerime geçirdim.

Poyrazla nasıl uyursun?

İç sesim bana meydan okurcasına sesini beynimde yankılarken umursamamaya çalıştım.

Tamam, Poyrazla uyumuş olabilirdim ama aramızda mesafe vardı ve kimse o mesafeyi geçmemişti.

Sonuç olarak onunla uyudun mu? Uyudun.

Sinirle ayağımı yere vurup, iç sesimi bastırmaya çalıştım. Düşünme, düşünme, düşünme...

Bulunduğum saçma durumdan kurtulmak için odamdan çıkıp Selinin yanına gitmeye karar verdim. Odasına girdiğim de gitarıyla oynuyordu.

Selin yüzünü buruşturup "Kapı çalmak gibi bir huyun neden yok?" Dedi. Gülerek yanına oturdum ve kafamı iki yana salladım.

"Neden uyumadın?"

"Duşa girdim, uykum kaçtı" dedim. "Sen niye uyumadın?"

"Uykum gelmiyor ki" dedi.

İkimizde bir süre sessiz kalınca sıkıntıyla ayağa kalkıp camdan dışarı baktım. Yağmur yağmıyordu.

"Hadi dışarı çıkıp hava alalım" dedim. Selin biçimli kaşlarını çatıp "Bu saatte mi?" Dedi.