33. Bölüm : yalnızlıklar

25 5 4
                                    

Bölüm şarkıları;

Model : yalnızlıklar senfonisi
Pera : sensiz ben

Bi dahaki bölüm sezon finali olacaktır. 2. Kitap yapmayı düşünmüyorum. Muhtemelen burdan devam edecek. Haa bu arada 2. Sezon ne zaman başlar orası bilinmez. 1 ay sonra 2 ay. Sonra bilemem. Daha yazmam gereken bir hikaye daha var. Malum 'düğüm' diye bir hikaye yazıyorum bide taslakta yayımlamadığım 2 hikaye var onları yazıyorum. Aklıma ikidebir güzel güzel senaryolar geliyo bende bunu hikaye olarak kelimelere döküyorum. Bunun için wattpad'i kuran her kimse sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. En azından bir yerde bir şekilde hayallerimiz gerçekleşiyor ve bu beni mutlu ediyor. Okuyup okumamanız size kalmış bişey. Sizi zorluyamam. Belki bune ya kız zaman buldukça hikaye yazıyo diyeniniz vardır. Ama ben burada sadece hikaye yazmıyorum. Burda size hayallerimi anlatıyorum. Ben çok hata yaptım mesela. Ama hiç birinden pişman değilim. Tabi bir tanesi hariç. Bu bölümü yazmadan önce ağladım hatta. Sadece şunu söyleyeyim Sevdiğim bey beni sevmiyo ve bir konuşmuşluğumuz bile yok. Tam 2 yıldır seviyorum. Aynı okuldaydık. Ama bu sene okuldan gitti. Onu bir daha asla göremeyeceğim ne güzel! Şimdi içinizden ne yapalım senin hayatını diyenler vardır. Ama ben kimseye anlatamadığım şeyleri size anlatıyorum. Arada yazıyorum. Bu beni rahatlatıyor. İyi hessettiriyor. Bu sevdiğim bey için son ağlayışım olmayacak. Onun acılarıyla canım yandı benim saatlerce ağlafım belki. Metin amcayı -babası- küçük yaşta kaybetti. üzüldüğü günler için saatlerce ağlayan ben onu birdaha göremeyeceğimi daha kabullenemedim. Belki evinin sokağına giderim. Belki gittiği liseye gider görebilirim ama çok zor. Neyse bunları size neden yazdım bilmiyorum. Sizi sıktığımın farkındayım. Özür dilerim. İnşallah beni anlayabiliyorsunuzdur çünkü birinin beni anlamasına çok ihtiyacım var. Vardı...

Neyse ya size İyi okumalar;

◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆

SARA YILDIRIM

bakın size ne öğrendim. Nara Newyork'a gidiyırmuuuş. Neka güzel dimi ama?!

Sikim ben boyle işi!

Mezarlıktan eve döndüğümde direk uyumuştum ve sabah kalktığımda abimden bu haberi almıştım.

Haberi aldıktan sonra yaklaşık 3 saat ağlamıştım. Sonra göz yaşlarımı silip ayaklanmıştım. Ne zaman gidiceğini sormuştum abime. 2 gün sonra demişti.

Ve o iki gün benim için kabus gibi geçmilti. Ve şimdi burdayız. Havaalanında.

Gelmeden önce ağladığım için gözlerim şişmişti. Nara bunu fark edince gözlerimin altını -şişen yerleri- öpmüştü. Bende daha çok ağlamıştım.

Neden gideceğini sorduğumda annesinin doktor randevusu varmış. Beyninde tümörmü ne varmış. O yüzden. En iyi doktorda orda bulunuyormuş. 3 ay sonra falan dönerlermiş. Annesi 1 hafta önceden gitmiş zaten.

Her ne kadar Nara'ya sinirli olsamda onu hayatımdan çıkarmak istesemde gidiceğini duyunca daha bir bağlanmıştım sanki.

Hayat bana götüyle kahkaha atıyor bildiğin.

Ve son bir saat kaldı uçağın kalkmasına...

"Nara," diye fısıldadım onun duyacağı bir şekilde. Hemen yanındaydım zaten.

"Efendim pandam?" Diye çok masum bir şekilde sordu. Şu halini gören biri dünyanın en tatlı en masum tavşanı sanardı herhalde.

"Bende geleyim mi?" Diye gayet masum bir şekilde sordum. Bide yüzümü panda gibi yaptım.
(O nasıl oluyorsa ks£djΠeke:D lkd$k¢f5mfjfj%krkr¥jkfk*%%kfkfkfö buda benim randomum :D)

"Olmaz panda. Ben gelcem zaten geri senin burda kalman lazım."

"Ama nede-"

"Panda." Diye uyarıcı bir sesle.

"Tamam," dedim mırıldanır gibi. Başımı önüme çevirdim.

Oda bir elini çeneme koyuk başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. O acı kahvelerine hayranlıkla baktım. Oda benim bal rengi gözlerime hayranlıkla baktı. Sonra iki eliylede yanaklarıma koydu. Baş parmaklarıyla iki yanağımdaki elmacık kemiklerini hafif ve yavaş hareketlerle okşamaya başladı.

Dudaklarını alnıma bastırdı. 10 saniye falan orda tuttu. Sonra geri çekilip alnını alnıma dayayıp gözlerimin en derinine baktı. 

"Bütün yaptıklarım için affede bilecekmisin beni?" Diye sordu fısıldar gibi.

"Affetmesem şuan burda olmazdım."

"Sana aşığım panda."

"Sana aşığım tavşan."

"5 dakika sonra Newyork uçağı kalkacaktır, lütfen bütün yolcularımızı uçağa alalım."insanları sevdiklerinden ayırmaya yardımcı olan kadın konuştu.

Gözlerim dolu dolu gözlerine bakarken dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. Ama geri çekilmedim. Sadece dudaklarımızı 1 milim ayırmıştım.

"Gitme," fısıldar gibi.

"Gitmek zorundayım," aynı ses tonuyla.

Her harfte dudağı dudağıma çarpıyordu. Bu sefer o öptü dudaklarımı sanki hiç bırakmayacak gibi.

Sanki hiç gitmeyecek gibi sevdi beni.
Sanki hiç bitmeyecek gibi öptü dudaklarımı.

Ama o gitti, herşey bitti...

Ben bittim...

Biliyormusunuz, annesi falan bahane. Nara Newyork'a randevu için gitmiyor 3 ay sonra falan dönmeyecek. Abimle konuşurlarken duydum.

O oraya bensiz yeni bir hayata başlamak için gidiyor.

Ve ben bunu bile bile onu durdurmuyorum. Durduramıyorum...

Belki böylesi hepimiz için daha iyi olur ha?

Kim bilir. Sonuçta ne demiş atalarımız her bir son yeni bir başlangıçtır.

Belki bende yeni biriyle tanışıp yeni hayatıma atılırım.

Ama biliyoruz ki, biz başkalarının olsak bile hep birbirimizdeyiz. Unutnayacağız, unutamayacağız.

Ve bu bizi yalnızlığa sürükleyecek. Ve belki ölüme...

Ve en önemlisi bu bizi sona sürükleyecek... ebedi bir sonsuzluğa. Uzay gibi...

◆◇◆◇◆

Veeeeeee bitti! Nasıl buldunuz? İyimiydi?

Yorumlarınızı bekliyorum.

Sizi seviyorum!

Birdahaki bölümde yani Sezon finalinde gözüşmek üzere hoşçakalın!!!!

İLK GÖRÜŞTE NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin