23.bölüm : 'GİTTİ'

47 7 5
                                    

multimedya - Sara Yıldırım ;)

İyi okumalar ;) :) ;)

)))((()))((()))((()))((()))((()))((()))((()))((()))(((

Sara Yıldırım

Aman Allahım Serenay

Serenay'ı görmemle ağzım şaşkınlıkla açıldı. Korkmuyordum ama. Serenay bu tarafa doğru gelmeye başlayınca istemsizce ağzımdan "Serenay!" İsmi çıktı. O kadar sessiz söylemiştim ki ben bile söylediğimi duymamıştım. Ama bu söylediğimi Nara duymuş olacak ki benim baktığım tarafa baktı. Oda Serenay'ı görünce benden aşağı karır bir yanı yoktu. Oda ağzı açık bir vaziyette Serenay'a bakıyordu. Serenay Sahneye çıkıp bizi alkışlamaya başlayınca bütün gözler ona döndü.

"Serenay yapma!" Dedim kısık bir sesle.

"Daha hiçbir şey yapmadım canım arkadaşım.!" Dedi imalı bir ses tonuyla. Sonra devam etti. "Evet hepiniz bunun bedelini ödiceksiniz! Birde utanmadan sevgili olmuşlar! Şeref yoksunları! Nasıl bir piçsiniz!!" Diye bağırınca irkildim. İçmişmiydi bu. Evet içmişti. Sözlerine devam etti. "Ben sizin bu aşkınızı alkışlıyorum!" Diyip alkışlamaya başladı. Düşer gibi oldu ama dengesini sağlayıp yine bağırmaya başladı. "Ama ben sizin bu aşkınızı soldurucam!" Dedi. Bizi seyredenlere dönüp bağıra bağıra "bu Nara var ya.. bu beni aldattı. İşte bu kızla. Biz evlenecektik Nara'yla ama olmadı ve şimdi bende onları ayıracam. Elimden ne gelirse yapacam!" Dedi. Herkez bize inanamıyormuş gibi bakıyordu. Bazıları ise dedikodu malzemesi olarak kullanmışlardı. Ben Serenay'a bakıyordum. Serenay şizofren gibi kendi kendine kahkaha atmaya başladı. "Ee.. ben...ben sana ne yaptım Sara. Sen benim dostumdun. Nasıl yapabildin?.. ha...söylesene." Dedi. Fısıldıyarak. Sanki artık bağırmaya kuvveti yokmuş gibi. Bense hiç birşey diyemeden öylece Serenay'a baktım.

♣♣♣

"Korkma.." dedi.

"Korkmuyorum.." dedim.

"Korkuyorsun.." dedi.

Evet bal gibi korkuyordum. Ya aramız bozulursa. Ben buna dayanamam...

"Evet, korkuyorum! Bal gibi korkuyorum! Oldu mu?  Duydun mu? Korkuyorum!" Diye bağırdım.

"Korkma.. ben seni hiç bırakmam. Hiç gitmem. Düşürmem ben seni... sen bana güven halledicem ben.." dedi. O bana sanki vedalaşır gibi sarılmıştı. Bende ona sımsıkı seni hiç bırakmıcam dercesine sarıldım.

"Sakın gitme... beni sakın bırakma... beni sakın düşürmicem diyipte düşürme... benim güvenimi asla hiçe sayma. Eğer sana olan güvenimi kaybedersem bir daha bulamam onu tamam mı?" Dedim. Ağlayarak. Oda beni daha sıkı sarıp

"Tamam... bırakmam..." dedi. Sonra ayrılıp omuzlarmdan tuttu ve yüzüme baktı. Yüzümü dikkatlice izledikten sonra konuştu.

"Neyse.. hadi yemeğe karnım acıktı benim. Yeter bu kadar salya sümük ağlamak.." dedi. Bende hafiften tebessüm ettim. Ve birlikte yemeğe indik. Elele. Annem, abim ve Sinem masada oturmuş bizi bekliyorlardı.

Masaya oturduk. Ve yemek yemeye başladık.

♛♛♛

Yemeklerimizi bitirmiş odalara dağılmıştık. Nara benim odamda yatacaktı. Tabii bende onun yanında. Odaya girip hemen yorganın altına girdik. Nara benim belime sarılıp beni kendine çekti. Bende kafamı göğüsüne koyup kalp atışlarını dinleyerek uykuya daldım.

★★★

Sabah uyandığımda Nara yanımda yoktu. Hemen kalkıp odayı taradım ama yoktu. Hemen yataktan kalkıp aşağıya indim. Abim ve annemden başka kimse yoktu. Hemen onların yanına gidip "anne, abi Nara'yı gördünüz mü?" Diye heyecanla sordum. Onlar hayır  anlamında kafa salladılar. "Kızım Nara nereye gitmiş?" Dedi. Bende "bilmiyorum. Hiçbir yerde yok." Dedim. Sonra aklıma birşey geldi. Koşarak odama çıkıp telefonumu aradım. Allah'ım nerede bu telefon.

Haa ciddimisin. Telefonun vazonun içinde ne işi var. Off Allah'ım. Hemen vazoyu alıp telefonu çıkarmaya çalıştım. Çıkmayınca vazoyu yere atarak telefonuma tekrar sahip oldum. Hemen telefonumu açıp Nara'yı aradım. Telesekreter  aradığınız numara kullanılmamaktadır. Diyince sinir tepeme çıktı. Ne demek kullanılmamakta. Tekrar aradım yine aynı cümle. Tekrar. Tekrar. Tekra ve tekrar yok yok açmıyo abi açmıyo! Off nerede bu çocuk. Odaya yine göz gezdirdim. Bir kağıt gördüğümde oraya koştum ve kağıdı açtım. Kağıtta tam olarak bunlar yazıyordu. O her satırında kalbimi acıtan kelimeler;

Merhaba Sevgilim

Biliyorum kızıcaksın bana. Bağıracaksın. Ama neden ve nereye gittiğimi söyleyemem. Sadece gittim bunu bil. İstersen benden nefret et istersen anlamaya çalış. Ama ağlama, sakın ağlama. Ben dayanamam. Biliyorum bunu okurken ağlıyorsun. ağlama. Vedaları sevmem. Bu bir veda değil. Belki tekrar karşılaşırız. Belki. Ama karşılaşmamamız daha iyi. En azından unuturuz. Belki. Gittim. Beni sakın düşünme, özleme. Unut beni. Yada çalış. Ama sakın üzülme. Düşünme sen beni iyiyim ben. Sende iyi ol. Hayatına bensiz devam et. Ben şerefsiz piçin tekiyim. Bak seni düşürmicem dedim ama düşürdüm. Bana güven dedim ama güvenini hiçe saydım. Ben buyum işte bok adamın tekiyim. Umursama beni. Unut beni. Ben seni unutucam. Sende unut. Biliyomusun benden nefret et çünki ben seni hiç bir zaman sevmedim. Herşey yalandı. Bu mektupta yazdıklarımda yalan. Seni umursadığım yok yani. Neyse... ben gidiyorum nereye gittiğimi boş ver. Sadece şunu bil 'ben seni hiç bir zaman sevmedim, sevmiyeceğim' o düşen bebeğin varya o doğsaydı bile babalık yapmazdım ben o velete... :)

Görüşmemek üzere Sara Yıldırım  :)

Paramparça olmuştum. O... beni paramparça etmişti. Aynı kırılan vazo gibi. Oysaki ben onu gerçekten çok sevmiştim.

Neden gittiki. Oysaki bana o kadar korkma demişti. Ama ben asıl şimdi korkuyorum. Neden hep böyle olur ki? Neden Masalın sonunda mutsuz oluruz? Zorundamıyız?

Masalın sonu. Giden dönmedi, kalan unutmadı.

(Masallar acı verir şayet uyuyamıyorsan) ;)

♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡♥♡

Arkadaşlar nasıl olmuş?

Biliyorum sonu kötü bitti.

Ama diğer bölümlerde herşey açığa kavuşçak.

İyi geçeler. Karlı yarınlar. :)

İLK GÖRÜŞTE NEFRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin