ANTART-2 ✈

452 99 162
                                    

Kulaklarımı dolduran uğuldama sesinin kesilmesini bekledim.O kadar çoktu ki sanki bir motor kulağımın içinde durmadan çalışıyordu yüzümü buruşturduğumda uzattığım bacağımı kendime doğru çekerken belki de ne zamandır olan bedenimin uyuşukluğunu ancak hissedebildim.

Bu o kadar farklı bir duyguydu ki sanki yıllardır bir milim bile hareket ettirmediğim bedenimi yeni hareket ettirmeye başlamıştım ve her hareketinde hareketsizlikten işlevini yitirmiş kaslar bedenime büyük bir uyuşukluk dağıtıyorlardı.

Ne olduğu hakkında şuana kadar bir fikir yürütmeyen ve sanki yerinde olmayan aklım yerine gelince bedenim uyuşukluk içindeyken gözlerimi aralamaya çalıştım.Işık hüzmesi birden gözlerime hücum edince daha yeni aralamaya başlamış olduğum gözlerimi sıkıca kapattım ve hücum eden ışık yüzünden acıdığı için yan tarafıma uzanmış elimi göz hizama getirip göz kapaklarıma bastırdım.

Işık topluluğunu engellemek için elimi önüme getirip tekrar ama daha temkinli aralamaya başladığım da az da olsa acı tekrar geri gelmişti.Biraz bekleyip gözlerim ışığa alışınca kollarımı iki yanıma bıraktığımda gözlerim beyaz bulutların olduğu gök yüzüyle buluştu.Bir süre ne olduğunu anlamaya çalışırmış gibi boş boş gök yüzüne baktım.Daha sonra gözlerim sağ tarafa kaydığında kalın gövdeli uzun yapraklı ağaçları görünce gözlerimi sol tarafa döndürüp aynı topluluğun orada da olduğunu görünce korkuyla dirseklerimi yere koyarak geriye doğru sıçradım. Dirseklerim yere baskı uygulandığında derime geçen şeyler yüzünden büyük bir acıyla inledim.

Aynı anda daha yeni acısını hissetmeye başladığım karnıma ağrı saplanınca acıdan dolayı yerden teması kestiğim kollarımı tekrar yere koymak zorunda kaldım. Elim refleksle karnıma gitti ve ağrı giren yerin olduğu bölgede tişörtün kanlı olduğunu gördüm.Hissetmediğim ağrılar birden tüm bedenime hücum edince bir süre yerde bir sağa bir sola kıvranıp durdum.Başım sanki içeride büyük bir hava akımı dışarı çıkmak için baskı uygular gibi çatlarken karnım her ani hareketimde daha da ağrıyla kendini gösteriyordu.

Yüzümü yere döndürüp sağ elimle destek alıp birkaç başarısız hamleden sonra ayağa kalktığımda kendi etrafımda dönüp bir sonraki hamlemi kestirmeye çalıştım.Kafama hücum eden anılardan sonra en son hatırladığım uçağın düşüşüydü ve şuan sadece kesin olan bir şey vardı ki yaralı da olsa kurtulmuştum.

Şokta olduğumu anlayabiliyordum çünkü nerede olduğumu anlayamadan yerde yatmış ve ağrılarımı hissedememiştim ve asıl en önemli olan kulağıma gelen şu çığlıkları duymamıştım.

Hemen toparlanıp kalın gövdeli ağaçların arasından uzun otların içinden ilerleyerek gelen sesleri takip etmeye çalıştım.Dengemi birkaç kez kaybetsem bile kendimi toparlamış bu sefer koşmaya başlamıştım.Sesler yaklaştıkça ormandan çıktığımı, gittiğim yerin bir sahil olduğunu gördüm ve burada tam bir vahşet vardı.

Uçağın bir kısmı sahilin kumları üzerinde duruyor etrafta insanlar koşuşturuyor herkes bir derdin peşinde o da kurtulmak ya da hayat kurtarmak.Hızla enkazın olduğu bölgeye koştum ve en yakın yerde yatan birinin yanına gittim.Yüzü kanlar içindeydi ve yaşıyor mu onu bile bilmiyordum.Yavaşça üzerine eğilip herhangi bir yaşam belirtisi aradım ama yoktu tam çekileceğim sırada büyük bir öksürükle üzerime kan kusunca korkuyla geri sıçradım. Üzerime sıçrayan kan midemi alt üst etmeye başlamıştı.Yerdeki sahil kumlarının üstünde bile kan vardı.

Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ellerim titriyor ve şuan nefes almak için yerde öksürüklerle kıvranan adama sadece bakıyordum.Göğsünü tuttum ama ne yapacağım konusunda hala bir fikrim yoktu korkuyla ve onun için bir şey yapamamın vicdan azabıyla gözlerim dolarken biri yanıma koştu ve eğilip son nefeslerini veren adamı muayene ediyormuşcasına baktı.Son nefesini veren adamın nefes almak için çırpındığında sonuna kadar açılan gözlerini eliyle kapatıp bana döndüğünde

ANTARTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin