"Eğer bunu okuyorsan bir gün bir kazayla buraya gelme ihtimalin yüksek demektir. Hatta ihtimal gerçekleşmek üzeredir"
°°°
Korkunç bir uçak kazasıyla bilinmezliklerle dolu esrarengiz bir adaya düşen bir grup insan.
Düştükleri normalden fa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Merhaba ANTART ailesi uzun zaman oldu.Tekrar sizle olmaktan çok mutluyum 😄 Ama maalesef bu sene ygs temposunda olduğum için yazın olduğu gibi her hafta bölüm gelmeyecek.Bölüm aralıkları uzun olacak ve yazdığımda geçen bölümlerde ne olduğunu hatırlamanız için kısa bir özet yazacağım.Uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.Lütfen emeğin karşılığını vererek o küçük yıldıza basmanızı rica ediyorum ailemizden olduğunuzu gösterin 😄 Ayrıca fikirlerinizi de belirtirseniz çok mutlu olurum her fikir bir bakış açısıdır ve herkesin kitaba farklı açıdan bakmasını sağlar.😄
Herkese iyi okumalar! 😄
ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE ANTART
Ormandan daha yeni kurtulan Elif ve diğerleri yeni bir şok ile bir çocuğun bir kızı kuyudan aşağı ittiğini iddia edilen yere doğru giderler ve kuyuda bir patlama gerçekleşir.Olay daha çözülmeden bir kızın Elif'i kuyuya itmesiyle olaylar daha çok karmaşık bir hal alır.Kuyuya itilen Elif gözlerini ormanda açtığında orada bir kızla karşılaşır ve onun aynı uçakta olduğu ve kendinden önce kuyuya atılan kız olduğunu öğrenir.Ormandan kurtulmaya çalışırlarken birbirinden güzel çiceklerin arasında önceden Elif'in evine gelen Hoşgeldin mektubunu bulurlar.
***
"Sakın durma burada bir yerlerde olmalılar"
önümde büyük adımlar atarak ilerleyen Gökçe'yi dinlerken aynı zamanda yetişmeye çalışıyordum ama olanlardan sonra kafam o kadar karışmıştı ki karar verme işlevim tamamen yok olmuştu.Titreyen elimdeki kağıdı yumruğumun içine hapsederek daha çok hızlanmış ama halsizliğimden dolayı yine yavaşlamıştım.Uçağın düşmesi o kadar ölüler ve yaralılar kaldırabileceğimden fazla şey görmüştüm ve bu koşuşturmanın ardından artık dizlerimdeki uyuşukluğun etkisiyle olduğum yere dizlerimin üstüne çöktüm.
Yumruk yaptığım avucumu açarak elimin ayasına batan buruşmuş beyaz kağıda baktım. Dünya üzerinde her gün meydana gelip insanın hayatını etkileyen binbir çeşit olay vardır.Bunları saymak mümkün olmasa bile iki gruba ayrılır ;Sıradan olaylar ve insanı şaşırtan olaylar.Şuan insanı şaşırtan olayın tam içindeydim.Ama bunu kelimelerle ifade edemiyordum.
Varlığından bile haberimin olmadığı bir adanın içine uçağımızın düştüğü yetmediği gibi dibi görünmeyen bir kuyuya sebepsiz yere atılmıştım.Üstelik ölüme göz açacağımı beklerken daha yeni kurtulduğum bu ormanın kalın gövdeli ve uzun boylu dalları arasında masmavi gökyüzüne gözlerimi açmıştım.Tıpkı uçak düştükten sonra buralarda bir yerde uyandığım gibi.
Anlam veremiyordum evimin adresinin bu kağıdın arkasında balta girmemiş sayılan bu ormanda bakımlı olduğu belli olan taze çiçeklerin arasında ne işi vardı? Ormanın kendisiyle tezatlığa sebep olan bu çiçeklerin burada nasıl büyüdüğüne anlam veremiyordum ama biraz daha anlam vermek için uğraşırsam başımın ağrıdan patlayacağı kesindi.Üstelik yeni yeni kendini göstermeye başlayan mide bulantısı da kötü olmamı tetikliyordu.
