Çocuklar biraz önce koşarak içeriye girerken kapının önünde gergin anlar yaşanıyordu. Betül bir Hamza'ya bir de merdivenlerin başında dikilen adama bakarken alt dudağını dişlerinin arasında ezdi. Şimdi Hamza'nın gereksiz ve yersiz kıskançlıklarını çekecek durumda değildi. Ama olan olmuştu.
Cenk merdivenlerin başında durmuş ikisine bakarken Hamza delirecek duruma gelmişti. Bu lanet olası adam kimdi ve Betül'ün adını nereden biliyordu? Üstelik bir de meraklı herifin tekiydi.
Hamza çenesini sıktı ve alev alan gözlerini bir anlığına Betül'e dikti ama hemen sonra hala onları izlemekte olan adama döndü.
Bu adamı daha önce hiç buralarda görmemişti. Üstelik o kadar araştırma yapmıştı ve bu apartmanda yaşamadığına emindi.
"Betül bir sorun mu var?" diye tekrarladı adam, tam Hamza'nın gözlerinin içerisine bakarken. Sanki Hamza azılı bir katildi de tutsak aldığı Betül'ü onun elinden kurtarmak için bir kahramanlık yapacakmış gibi bakıyordu. Hamza neredeyse dışından gülecekti. Tabi adam Betül'e o bakışı atmasaydı.
Sanki Betül'e ilgi duyuyor ya da hoşlanıyormuş gibi bakmıştı ve bu da Hamza'nın son demleri olmuştu. Ellerini sertçe sıkarken Betül'ü arkasına aldı ve adamın Betül'ü görmesine engel oldu.
Betül Hamza'nın bu hareketiyle adamın arkasından kulağına yetişmek için ayak parmaklarında yükselerek "Ne yapıyorsun," diye tısladı. Hamza hiç oralı olmadı bile. Sadece adama odaklanmıştı. Adeta avına yaklaşan bir arslan edasıyla gözlerini adama dikmiş kurnazlıkla her hareketini izliyordu. Kaşlarını çatışını, Betül'ü göremediği halde Hamza'nın arkasına bakmasını ve son olarakta sorgular bakışlarını Hamza'ya dikmesini."Kimsin sen," diye sordu Hamza adama meydan okuyan bakışlar atarken.
"Cenk ev sahibinin torunu," diye konuştu Betül Hamza'nın arkasından. Daha sonra "Merhaba Cenk," diye de ekledi. Hafif eğilmişti Cenk'i görebilmek için ama Hamza'nın bakışlarını gördüğü an hemen eski konumuna geri döndü. Hamza uzun uzun sinirli bakışlarını Betül'ün üzerinde tuttu. İkisi de bir süre göz göze baktılar ama Betül bu rahatsız edici bakışlar dayanamadan gözlerini başka yöne çevirmişti. Çünkü biliyordu Hamza'yı, Betül başka yöne bakmadan o da bakmazdı.
Hamza tekrar adama bakarken Betül'ün ne yapmaya çalıştığını hala anlamıyordu. Eğer bu saçmalıklar devam ederse daha fazla dayanamaz Betül'ü bu Cenk denen adamın yanında sertçe öperdi. Çünkü bu kadın her ne kadar resmi olmasa da hala onun kadınıydı. Ve bunu göstermekten asla ama asla çekinmezdi.
" Evet," dedi Cenk Betül'ü onaylarcasına. Gözleri tekrar Hamza'nın arkasına kaydı ama adamın boyu o kadar uzundu ki Betül adeta yok oluyordu. "Sesleri duyunca biraz endişelendim. Betül'ün iyi olup olmadığına bakmak için gelmiştim. Siz kimsiniz?"Cenk Hamza'nın aksine nazikçe konuşmuştu. Gözleri şüpheyle parlıyordu ama bunu elinden geldiğince saklamaya çalışır gibi bir hali vardı. Hamza adamı izlerken her hareketini hafızasına kazırmış gibi bakıyordu. Bu adamı hemen yok etmek ve ardından Betül'ün karnındaki kızını hissetmek istiyordu. Tabi önce bu adamı yok etmesi gerekiyordu.
"Kocasıyım," dedi Hamza ağzından çıkanları umursamadan. Eski kocasıyım demeye dili varmıyordu. Bunu söylerse sanki Cenk denen herif bir fırsat kollayarak Betül'ü ondan alacaktı.
Betül Hamza'nın dev omuzlarının ardından ağzı bir karış açık öylece kala kalmıştı. Bu kahrolası herif ne dediğini duyuyor muydu acaba? Onlar boşanalı çok olmuştu ama anlaşılan Hamza bey hala Betül'ü kendi kanadını altında zannediyordu. Böyle bir şey asla mümkün değildi. Hele bu gün yaptıklarından sonra asla böyle bir şeyi kabul edemezdi. "Öyle bir şey yok..." demeye kalmadan Hamza ona dönmüştü. Kadını neredeyse gözleriyle uyarıyordu. Betül kaşlarını çattı. Bu saçmalıktı. Onlar boşanmıştı ama Hamza'nın o hem sinirli hem de yalvaran bakışları Betül'ün söyleyeceklerini ağzına tıkmıştı neredeyse. Kadın konuşmak istemiyordu aslında. Çünkü onun da bir parçası buna inanmak istiyordu. Belki... Dedi kendi kendine ama hemen sonra saçmalama diye uyardı kendini Betül. Hep bu lanet olası hamilelik hormonları yüzündendi. Ne düşüneceğini bile onlar belirliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERT VE GÜZEL (Düzenleniyor)
RomanceKızgındı. Öfke tüm bedenini sarmıştı. Kırmızı dudaklarını büzmüş, sarı saçları kuş yuvasına dönmüştü. İnce parmaklarını hışımla çantanın olduğu masaya çarpıp öne doğru eğildi. "Çocuklarım nerede?" diye öfke ile bağırdı. Hamza gözlerini genç kadını...