''Ömrümü ömrüne gönlümü gönlüne koyduğum kadın. Söyle bana; ikinci bir bahara var mısın?" dedi ve elindeki tek taş kutusunu açıp Betül'e uzattı.
''BENİMLE EVLENİR MİSİN?''
Sadece iki kelime yeni bir başlangıcın habercisiydi onlar için. Betül göz yaşları içerisinde Hamza'nın dizlerinin dibinde her şeyin rüyadan ibaret olduğuna inandırmıştı kendisini. Etrafta alkış tutan eller Betül'ün içindeki karmaşadan haberleri olmadan çığlıklar atıyorlardı. Herkes Betül'e yapılan bu çılgınca evlenme teklifini beğeni ile izlemişti. Oldukça tanınan bir adamın bu şekilde evlenme teklifi etmesini garipseseler de hoşlanmışlardı.
Betül ağlak gözleri ile tekrar tekrar baktı Hamza'nın gülen gözlerine. Sevgi vardı o gözlerde, sadakat yemini vardı. Böyle bir evlenme teklifi aklının ucundan geçmezdi Betül'ün. İçinden attığı sevinç çığlıkları gözlerinden yaşlar halinde süzülüyordu. Yaşıyordu sevdiği adam. Ölmemişti. Sadece bir an hayatının tamamen karardığını hissetmişti. İşte o an Hamza'yı hala nasıl delicesine sevdiğini anlamıştı. Onsuz yapamayacağını, nefesinin bile kendisine yetemediğini düşünmüştü.
Ondan cevap bekleyen bir adam vardı karşısında şimdi. Öyle ki o da sevgisini her zamanki gibi bu şekilde açık etmişti Betül'e. Hiç unutmayacağı bir evlenme teklifi etmişti. Saçma sapan bir evlilik teklifi olsa da asla unutamayacağı bir andı. Hamza Betül'ün sevgisini ölçmüştü kendisine olan. Karnındaki çocuğu dahi düşünmeden hareket etmişti. Kızmadı Betül, böyle bir şeye ihtiyacı vardı.Ayağa kalktı usulca. Dizlerinin dibine inen adam sabırla bekledi Betül'ün ağzında çıkacak tek kelimeyi. Etraftan yükselen tezahürat sesleri Betül'ün iç sesi ile karışmış halay çekiyorlardı.
"Manyaksın sen," dedi hıçkırıklar eşliğinde. Korkmuştu. Tüyleri bile diken diken olmuştu.
Hamza erkeksi sesi ile kıkırdadı ister istemez. Nedensizce Betül'e böyle ağır bir evlenme teklifi etmesi onu tedirgin etmişti. Kadının karnındaki çocuğu bile düşünmeden hareket ettiği için kendi kendine öfkelendi.
"Hadi söyle bana sarı papatyam, benimle tekrar evlenir misin?" diye tekrar etti dileğini Hamza.
Betül hormonların ve anın verdiği duygu kamaşası ile daha çok ağlamaya başladı. Hıçkırıklar birbiri ardına gelirken "EVET!" dedi kesik bir ses ile ve aynı şeyi tekar tekrar söyledi.
"Evet!"
"Evet!"
"Evet !"
Etrafta kopan büyük alkış tufanı ile Hamza hızla oturduğu yerden kalktı. Elindeki yüzük kutusunda çıkarttığı görkemli pırlantayı Betül'ün parmağına taktı. Ve şoka giren kadına sıkıca sarıldı.
Kemiklerinin altına saklamak istiyordu bu kadını. Ne mutlu ki yeniden yanında, yakınında olacaktı her daim."Seni seviyorum," diye fısıldadı Betül'ün kulağına doğru. Sonra elleri arasına aldığı yüzü kendi yüzüne doğru çevirdi.
"Seni seviyorum kadın!" dedi tekrar gözlerine bakarken. Betül'ün ağlaması bir anda duruldu. Hışımla itti Hamza'yı. Hamza ne olduğunu şaşırsa da falso vermedi. Betül'ün yüzünden geçen anlık öfke ile gözlerini çevirdi.
"Böyle evlenme teklifi edilir mi hayvan!" diye çığlık attı neredeyse. Hamza'nın çatılan kaşları insanların şaşkınlıkla açılan ağızları Betül'ün ağzında çıkan iki kelime ile eski hallerine dönmüştü.
"Bende seni seviyorum," dedi.
Betül hızla atıldı Hamza'ya. Sıkı sıkı sarıldı. Hiç bırakmayacakmışcasına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERT VE GÜZEL (Düzenleniyor)
RomanceKızgındı. Öfke tüm bedenini sarmıştı. Kırmızı dudaklarını büzmüş, sarı saçları kuş yuvasına dönmüştü. İnce parmaklarını hışımla çantanın olduğu masaya çarpıp öne doğru eğildi. "Çocuklarım nerede?" diye öfke ile bağırdı. Hamza gözlerini genç kadını...