Multide Oğuz var.
Instagram: sahte_wattpad_
Keyifli Okumalar!
***7. Bölüm***
Eslem...
Damla'yla korkuyla birbirimize bakıyorduk. Poyraz'ın yüzünde bile ilk defa ciddi bir ifade görüyordum. Doruk'sa ifadesiz gözleriyle salonu tarıyordu. Koskocaman salonda sadece dört kişi korkutucu oluyordu.
"Bunu kim yapıyorsa belasını sikicem." diye mırıldandı Doruk.
"Ben korkmaya başladım yalnız. Bir an önce çıkalım şurdan." dedi Damla.
"Acil çıkış kapısı falan olmalı." diye fikir attım öne.
Poyraz büyük ekranın yanındaki kapıyı gösterdi. Doruk hızlı adımlarla kapıya yöneldi. Biz de peşinden. Kapının kolunu aşağı indirdiğinde kapı açıldı. Sevinçle Doruk'a baktığımda yüzünden geçen rahatlama ifadesiyle o da bana baktı.
"Hadi çıkalım şurdan." diyerek elimi tuttu Doruk. Kalbimin hızlanmasını korkuma yoruyordum.
Dar tünel gibi bir yere girdik. İlerde bir kapı daha görünüyordu. Hızlı adımlarla o kapıya yönelirken birkaç adım arkamızda kalan kapı sertçe kapandı. Korkuyla yerimde sıçrayıp arkama döndüm. Kapıdan takır tukur gelen sesler birinin bizi buraya kitlediğini gösteriyordu. Damla önümüzdeki kapıyı açmayı denediğinde açılmadı.
"Lanet olsun buraya kitlendik!" diye bağırdı Damla.
Nefesim daralıyordu. Küçüklüğümden beri havasız ortamlarda kalamıyordum. Akciğerlerim yüzünden kaç kere hastane odalarında süründüğümü hatırlamıyordum bile.
Daha fazla ayakta kalamayıp sırtı duvara yaslayarak yere oturdum. Nefesimi kontrole sokmaya çalışıyordum ama daha çok nefes darlığına sebep olmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Doruk sinirle kapıyı tekmeledikten sonra arkasını döndü ve gözleri beni aradı. Gözlerimiz çakıştığında yeşillerinden geçen bir endişe gördüğüme yemin edebilirdim.
"Eslem! N'oluyor Eslem?"
Yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerimiz kenetlendiğinde gözlerindeki bariz endişe en azından beni mutlu ediyordu. Eğer burda ölürsem onun gözlerine bakarak ölecek olma fikri bana şu an kötü gelmiyordu.
"Eslem sakin ol, çıkacağız burdan. Derin nefesler al."
Sözünü dinleyip sakin olmaya çalıştım. Tamam, itiraf ediyorum. Sözleriyle alakası yoktu. Gözleri beni sakinleştirmeye yetiyordu zaten. Aldığım derin nefeslerle hızla inip kalkan göğüs kafesim yavaşladığı için daha rahat nefes alıyordum.
Gözlerimi Doruk'un gözlerinden çekip etrafa bakınca hemen yanımda çökmüş gözünde yaşlarla bana bakan Damla'yı gördüm. Daha dün tanışmamıza rağmen kardeşim gibiydi adeta.
Kapının olduğu tarafa bakınca sinirle kapıyı tekmeleyen Poyraz'ı gördüm. Bizi kurtarmak için çırpınıp duruyordu o da. Ona da ne kadar değer verdiğimi düşündüm o an. Her zaman gülerken beni de güldürüyordu.
Gözlerim bir kere daha Doruk'un gözlerini bulduğunda kalbim tekledi yine. O çok farklıydı işte. Damla ya da Poyraz gibi arkadaşım, abim diyemiyordum ona. Gözlerine bakınca hissettirdiği duyguyu tanımlayamıyordum. Hoşlantı desen, o kadar basit değildi. Aşk desen, çok ağır geliyordu.
Poyraz'ın tekmeleyip durduğu kapı birden açılınca ciğerlerime dolan havayla hafif bir tebessüm oluştu yüzümde. Doruk hemen beni kucağına alarak dışarı çıkardı. Kapının önündeki kalabalık, film izlermişçesine izliyordu bizi. Galiba uzun süredir kapıyı açmak için uğraşıyorlardı ama Poyraz'ın tekmelerinden duyamamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE
Teen Fiction***TAMAMLANMIŞTIR*** Babası en güçlü mafyalardan olan Doruk, bir gün bir kızı kendine aşık etmesi için görevlendirilir. Hayatındaki acılarla baş edemeyen Eslem, birden hayatına gelen bir adamla birlikte acılarıyla başa çıkar. Doruk babasının verdi...