●° ALINTI °●

47.3K 1.1K 45
                                    

"Şey yarın düğün alışverişine gidilecek haberin olsun." dediğinde ben daha bir hafta sonra olan düğünüm fikrine alışamamışken düğün alışverişi mi? Ben o alışverişe girmek istemiyordum. Şimdi o kadar kıyafeti kim deneyecek. O küçük kabinin içinde kan ter içinde giysi değiştirmeyi kim ister ki ? Onu da geçtim. Yok onu giy, yok bunu giy. Yok o olmamış, yok bu hiç olmamış. Bu kelimeleri kim işitmek isterdi ki ?

AH LANET OLSUN ! TAM BİR FELAKET!

ℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋ

Mirza alışverişe gideceğimizi söylediğinden beri ağzımı açmamıştım. Gerçi Mirza da bir şey dememişti. Ama nabzımı ölçmek ister gibi arada yüzüme bakıyordu. Ben o alışverişe gitmek istemiyordum ki... Acaba Mirzaya gitmek istemediğimi söylersem kabul eder miydi? Şansımı denemekten zarar gelmez.

"Mirza?" dediğimde bana kaşlarını kaldırdıktan sonra 'ne var' bakışı attı.

"Şey ben yarın alışverişe gelmesem olur mu?" dediğimde sanki karşısında geri zekalı bir insan varmış gibi bana bakıyordu.

"Yarın alışverişe gidiyoruz Arya ." dediğinde bu sefer karşımda öküz varmış gibi bakma sırası bendeydi.

"Ama... dediğimde daha benim cümlemi bitirmemi beklemeden sözümü kesti. Üstelik kaba bir şekilde benim susmamı istiyor.

"Uzatma!" dedi. Bu kadar kaba olmasına gerek yoktu.

"Unutmuşum burada kızların fikirlerinin önemi yok!" dediğimde bana sanki pişman gibi bakmıştı. Sanki bir şey diyecek gibi oldu ama geri önüne döndü. Zaten konağa da gelmiştik. Arabayı durdurduktan sonra yüzüne bile bakmadan arabadan inip konağa girdim ve kapıyı gürültülü bir şekilde örttüm. Yani şey oldu cer-an yaptı. Yoksa ben çok akıllı bir kızım ne kapı çarpması canım.

Merdivenlerden yukarı çıktığımda tam odamın olduğu kata çıkmak için kullandığım merdivenleri çıkacak iken salonun olduğu tarafa adımlarımı yönlendirdim. Odaya girdiğimde ışıklar kapalıydı. Bende ışıkları açıp oda da göz gezdirdim. Oda da kimse yoktu. Daha fazla dayanamayıp kendimi yan tarafımda bulunan koltuğa attım. Ayaklarımı kendime çektikten sonra bağdaş kurup oturdum. Daha yolun başında bu kadar yoruluyorsam, bu kadar düşüncelere dalıyorsam. Daha sonra ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yok. Gözlerim yavaşça kapanıyordu. Burada uyumamak için ayağa kalkıp tam oda'dan çıkacakken önüme geçen babaannem sayesinde kapı eşiğinde kaldım.

"Ne zaman geldin?" Diye sordu.

"Daha yeni geldim Babaanne. " dediğimde ben daha ne olduğunu anlamadan koluma çimdik attı. Babaanneme şaşkın gözlerle bakarken kolumdan tutup az önce oturduğum yere geri oturttu.

"Bu da neydi şimdi? " diye sordum acıyan kolumu ovarken.
"Küçükken de hep Babaanne diye gezerdin. Babaanne değil yade diyeceksin. " dedi. Ah bunun için mi kolumu cimdirdi. Allahım sen bana sabır ver. Sabah Almi ile uğraş , Akşam Mirza , gece babaannem... Allahım sen büyüksün Yarabbim.

"Of Babaanne" dediğimde koluma bir çimdik daha atıp konuştu.

"Yadeye off denmez eşşek sıpası" dediğinde gülümsedim.

"Ee Mirza ile ne konuştunuz? " diye gülümseyerek sordu.

"Normal yani birbirimizi tanımak için bir kaç soru sorduk. " dediğinde aklıma kavga ettiğimiz daha sonra düğün tarihi gelince yüzüm asılmıştı. Çenemde hissettiğim parmaklar ile başımı babaanneme çevirdim. Bu aralar herkesin baktığı gibi soru dolu gözlerle bakıyordu.

"Niye ağlıyorsun güzel Yüzlüm? " diye sordu. Babaannem diyene kadar hiç ağladığımın farkında bile değildim. Mirza ile olan sıkıntı mı babaanneme anlatmak istemiyorum. O yüzden en saçma cevabı verdim galiba.

"Bilmiyorum. " çok saçma bir cevap. Insan neden ağladığının sebebini bilmez mi ? Tabi ki de bana inanmayan gözlerle bakan bir Babaanne ile karşılaştım. Anlatmıcaktım tabi ki de...

"O ne biçim cevap. Hemen cevap veriyorsun bana... benim cevap vermediğimi gördüğünde de
"De hayde" demeyide unutmadı.
Acaba ne yalan söyleyeyim diye düşünürken babaannem anladı ve bir çimdik daha sahalara geri döner. Kolum kesin moraracaktı. Kadın bir de hep aynı yeri cimciriyor.

"Kız hayde seni mi bekleyeceğim sabaha kadar? Bak sakın yalan söyleme! Yoksa Mirza mı bir şey yaptı? " diye bütün sorularını ardı ardına sıraladı. Ne kadar anlatmayacağım desem de karşınızda benim gibi bir babaanneniz varsa malesef anlatmak zorunda kalırsınız. Bende tam anlatmaya başlayacağım zaman Babaannemin kapattığı salon kapısı bir anda açıldıktan sonra Berfin yengem ile Almi az kalsın düşüyorlardı. Yuh yani kapı mı dinliyorlardi. Babaannemin kızacagını bildiğimden bir şey demedim. Zaten aradan birkaç saniye sonra da babaannem kaşları çatık bir şekilde konuşmaya başladı.

"Ben size demedim mi dikkatlice dinleyin diye! Allahım insan hiç mi beni örnek almaz ? " Dediğinde acaba bugün kaçıncı defa şok yaşayacağım diye düşündüm. Bir de babaannem nasıl beni örnek almıyorsunuz diye azarlıyor. Allahım sen sabır ver bana. Daha fazla salonda durmamak için salondan çıkıp kendi odamın olduğu katın merdivenlerine yöneldim. Merdivenleri çıkarken Babaannemin sesini duyuyordum. Babaannem salonda onlara ya kızıyordu ya da kendi kendine söyleniyordu.

ℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋℋ

Stajdan dolayı bölüm yayinlayamadim. O yüzden bir alıntı paylaşayım dedim. Bölümde haftaya gelir çünkü medyaya koyacağım elbiseler falan bilgisayarım da o yüzden bölüm haftaya gelir inşallah. Yine de uzun bir alıntı :D hadi iyi günler...

☆→★ yapalım :D

Mardin DoktoruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin