3. Bölüm "Atölye"

29 2 0
                                    

"Benim evime gidelim istersen buraya yakın, orada rahat rahat konuşabiliriz." Ona ters ters bakıp iç çektim. "Önce holdinge, abimin yanına uğrayacağım." dedim. "Bende geleceğim." dedi sırıtarak. Gözlerimi devirerek "Zaten sen olmazsan olmaz." diye homurdandım. O son model arabasına yaklaşırken inatla yürümeye devam ettim. Arabaya binecekken benim gelmediğimi fark edip kapıyı kapattı. "Gelsene Jerry." ona sinirli sinirli baktım. "Bana Jerry deme bu bir, ben yürüyeceğim istersen gel istersen gelme bu iki." dedim. Hava soğuyor muydu ne? Kollarımı bedenime sararak tekrar ilerlemeye başladım. Oflayarak yüzünü ovaladıktan sonra o da bana katıldı.

Sessiz bir yürüyüşün ardından sonunda holdinge gelebilmiştik. GÜNAY HOLDİNG. Aslında iki tane holdingimiz vardı. Birine abim, birine de babam bakıyordu. Çınar'a baktığımda dev gökdelene normal bir şeymiş gibi bakıyordu. Şimdi övünmek gibi olmasın ama buranın yarısı bana aitti. Bir havamız var yani^^ İçeri girdiğimiz anda çoğu çalışan bana selam vermeye başladı. Buraya çok sık geldiğim söylenemezdi. Çalışanlardan birinin yanına yaklaşıp "Abim odasında mı?" dedim nazik olmadan. Kadın kafasını sallayarak odaya kadar bize eşlik etti. Kapının önüne geldiğimizde onu kovaladım. Çınar'a son bir bakış atıp kapıdan başımı uzattım. "Abi!!" derken a ve i harflerini uzatmıştım. Başını önündeki dosyalardan kaldırıp kocaman gülümsedi. "Işığım, hoş geldin." hayatımdaki en önemli varlıklardan biriydi abim. O, gerçekten içten sevdiğim avuç içi kadar insanlardan biriydi. Küçük bir çocuk gibi hızla kollarına atladım. Beni sarmalayıp saçımı öptü. O arada içeri elleri ceplerinde Çınar girdi. "Ooo, kardeşim gelmiş. Seni hangi rüzgar attı buraya Çınar?" Çınar iç yakan bir gülümseme atıp "Kardeşin sayesinde geldim, Yalın abi." şaşkın bir yüz ifadesiyle ikisine baktım. "Siz tanışıyor musunuz?" dedim şüpheli bir tavırla. Abim açıkladı. "Tabii ki de Ronya. Bir de şirketin yarısı sana ait. Çınar ortağımızın oğlu ışığım." dedi. Ağzım açık bir şekilde "Oha!" dedim. ALLAHIM! Nasıl bir belaya bulaştım ben böyle! Ya öğrendiğinde babama söylerse ne yapacaktım? İşte o zaman ne halt yiyecektim? Çınar alay dolu bir bakış savurdu. Ama hemen sonra kaşları çatıldı. Sanki aklına kötü şeyler gelmişti bir anda. Kendi kendine bir şeyler mırıldandı. Tam kapıdan çıkacakken biri de içeri girmek için hareketlenmişti ki çarpıştılar. Çınar bir şey demeden hızla kayboldu. "Yalın abi Ronya' yı bu-" Nisa tam abime beni soracaktı ki burada olduğumu farketti. Yanıma sevinçle koşup bana sarıldı. Abim durmuş bize sırıtıyordu. Çalan telefonumla Nisa'dan ayrıldım. "Efendim Taylan?" Taylan karşı taraftan sesli bir nefes verdi. "Atölyenin önündeyim sevgilim ve sen yoksun!?" Elimle anlıma vurdum. "Lanet olsun!! Atölyeyi unuttum!! Hemen geliyorum. Hepiniz orada mısınız?" Dedim.
Nisa sorarcasına bana bakıyordu. "Evet, burdayız." Dedi. Onu onaylayıp telefonu kapattım. Nisa'yı tutup abimi öptüm ve şirketten çıktık.

JERRYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin