Çınar beni aldığında giydiğim elbiseye kıkırdayıp durmuştu.
"Demek yeşil giymişsin."
Hayır, en sevdigim renk olamaz mı ya da en sevdigim elbise?
Elbisemdeki dantelleri çok seviyordum. Göğüs kısmından bel kısmına kadar sadece dantel, oradan sonra koyul yeşil renkte dantellerle süslenmiş bir eteği vardı. Sade ama bir o kadar da şıktı. Arabadan indiğimizde girmem için kolunu uzatınca durmayıp ilerledim. Takım elbisesinin içinde can yakıyordu. Şık restorana girdiğimizde garsonlar masamıza kadar eşlik etti. Bu akşam ki amacım farklıydı. Taylan'ın haklı olup olamdığını öğrenecektim. Menüye bakarken gözlerim masanın üstündeki telefonuna kaydı.
"Ne yemek istersin, Jerry?"
Seslenince irkilip gözlerimi telefondan ayırdım ve direk "Sen ne yiyorsan bende ondan yiyeceğim." Dedim. Gülümseyerek garsona "İki tane somon alalım, teşekkürler." Garson gözden kaybolduğunda Çınar bana döndü. "Ee, Jerry? Siz kampa gidecek misiniz?" Ellerimi önümde kavuşturup "Bilmiyorum. Ama büyük bir ihtimalle evet." Dedim. O arada yemekler geldi. Yavaşça somon balığımdan bir parça keserken Çınar'a baktım. "Niye beni bu yemeğe çağırdın?""Çünkü sana küçük bir teşekkür etmek istiyordum. Dün akşam için."
"Teşekküre gerek yok. Her insan yapardı." Diye mırıldandım ağzıma bir parça tıkarken. Eli telefonuna gitti ve onu alıp koltukta yanına yerleştirdi. Şarabı dikkatle elime aldım, bu işi hızlıca bitirmeliydim. Şimdiden kendimi suçlu hissediyordum fakat bunu öğrenmeliydim. Bardağımı havaya kaldırarak "Şerefe!" Dedim. Al işte!! Bi olay için gavur da olmuştum!
O da bardağını kaldırıp beni tekrarladı. Tam bardakları tokuşturacakken şarabı bilerek üstüne boşalttım. Ama bilmiyormuş gibi ayağa fıraldım. "Ay!! Gerçekten özür dilerim ya! Bilmeyerek oldu!!" Elimi ona uzatmıştım ki elimi tutup sakin olamamı söyledi. Üstündeki ceketi çıkarıp gömlekle masadan kalktı. O temizlenmek için tuvalete gittiğinde ben de direk etrafa bakarak telefonu aldım. Aceleyle telefonu açarken şifresi olmadığını görüp sırıttım. Ama hemen yüzüm düştü. Tam da ona güvenmeye başlamışken böyle bir şey yapmazdı değil mi?
Nefesimi vererek mesajları açtım. Bir çok kişiyle konuşmuştu. Gezerken kız isimlerini tek tek açıp bakıyordum. Bir tane kızda durdum.
Deniz.
Mesajlarda Çınar kıza bizi ayırma işinden bahsediyor ve bunun karşılığında onunla yatabileceğini söylemişti. Öfkeden gözlerim dolarken kızın cevabına baktım.
Kabul etmişti.
Dişlerimi sıkarak elimdeki telefonu geri yerine bıraktım. Çınar sakince tekrar döndüğünde gözlerim sinirle dolu dolu ona baktım. Kaşlarını çatarak masaya oturdu. "Jerry," Ellerimi kaldırark onu susturdum. Boğazıma bir şey oturmuştu. Ona güvenmiştim. Arkadaşım, destekçim olarak görmüştüm. Ondan hoşlanmıştım.
Gözüm seğiriyordu. "Sakın konuşma!" Diye tısladım. Daha da çattı o ince kaşlarını. "Neyden bahsediyorsun?""Oyun oynadım. Beni sevgilimden ayırmak için oyun oynadın!" Diye fısıldadım dehşetle. Gözlerini bir kaç kez kırpıştırıp olanları sindirmeye çalıştı.
"Bunun üstüne bir de kıza iğrenç bir teklif sundun." Diye devam ettim. "Ama ben-"
"Ağzını bile açma Çınar!"
Ayağa kalkarak boğazımı yırtarcasına "Sen hiçbir şeyi haketmiyorsun. Sen ne sevgiyi, ne bir güveni, ne de bir kalbi hakediyorsun. Sen şerefsizin tekisin!" Diye bağırdım ve restoranı terk ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JERRY
Randomİki kaçağın efsanevi aşkı... *Jerry, Tom ve Jerry çizgi filmindeki fareden alınmıştır.*