Okulun sessiz koridorları herkesin derste olduğunu vurguluyordu. Bilmiyorum ama nedense bugün arabesk takılıyorum. Her an ağlamak için can atan bir ruh halim var. Sınıf kapısını bıkkınca çaldım. "Gir!" Öğretminin boğuk sesini duyunca direk içeri girip Efe'nin yanına oturdum. Bana gülümseyerek "Günaydın," diye fısıldadı. Ben de gülümseyerek ona baktıktan sonra defterimi açtım. Sonra sertçe kapı çalındı. Önümüzde oturan Çınar gözlerini devirdi. Dün olanlar bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kapı açıldı ve içeri bizim tayfa doluştu. Can, Utku, Ece, Nisa, Sude, Samet, Taylan. Onlara sırıtarak baktım. Taylan bana göz kırparken Nisa esniyordu. Öğretmenin bir şey demesine fırsat bırakmadan hepsi arkamızdaki sıralara doluştu. Efe erkeklerle selamlaşırken ben Nisa'ya gözlerimi kısarak baktım. O da bana aynısını yapınca birlikte kıkırdadık. Taylan arkama oturmadan önce yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Gözlerim Çınar'a kayınca sakin kalmaya çalışırmış gibi bir hali vardı. Gözlerimi ondan alıp Taylan'a yarım ağız sırıttım.
Ders bittiğinde sıraya ters bir sekilde oturarak bizimkilere baktım. "Ee? Okul çıkışı ne yapıyoruz? Tabii ben saat 2 de size katılırım." Taylan kurduğum cümleye kaşlarını çattı. "Neden?" Nisa ile kısa bir süre bakıştık. "Nisa ile bir yere uğrayacağız." Dedim. Çenemi sıraya dayıyarak Taylan'a alttan bakışlar attım. Efe de beni taklit edince ona kıkırdadım. Çınar önümüzdeki sırada oturmuş bir grupla konuşuyordu. Deniz, 2 erkek ve 1 kızdan oluşuyordu bu küçük grup. Çınar'la gözlerimiz kesişince eş zamanlı kaçırdım ve Nisa'yı sınıfın dışına çıkardım. "Babamlar yurt dışına çıktı. Holdinge gidemeyeceğiz," yüzündeki üzgün ifadeyi görünce aceleyle devam ettim. "Ama bizimkilerle bizde kalabilirsiniz." Dedim sevinçle. Birbirimize heycanla sarılıp sınıfa döndük. Bizim gruba da söylediğimde herkes rahatça kabul etti. "Biz de gelebilir miyiz?" Bu soruyu Çınar ve Deniz sormuştu. Taylan onlara pis pis bakarken tek kaşımı kaldırdım. "Neden?" Dedim. Deniz yanındaki arkadaşlarını işaret ederek "Hepsi anne babasıyla kavgalı. Biz de bir kaç gündür bir haftalığına ev arıyoruz. Bir grup daha kabul edemez misiniz?" Bizimkilere baktığımda erkekler sertçe redderken kızlar heycanla kafa sallıyordu. Onların yanındaki kıza baktım. Mahçupça kafasını eğdi. İç çekerek "Tamam," dedim ve hemen ardından ekledim. "Ama bunu sadece bu kız için yapıyorum." Bir kaç teşekkür geveleyip konuşmalarına geri döndüler. Kız yavaşça yanımıza gelip bana elini uzattı. "Merhaba, ben Hilal." Dedi. Elini gülümseyerek sıkıp "Ben de Ronya," sonra yanımdakileri bir bir tanıtmaya başladım. "Bu Nisa, Cem, Samet, Sude, Ece, Utku, Efe ve bu da sevgilim Taylan." Dedim sırayla. Hepsiyle tanıştıktan sonra yanımıza oturdu. Çınar bana içten bir şekilde gülümsedi. Bakışmamızı koluma konan Hilal'in eli böldü. Ona daha yakın baktığımda bizden küçük oldugunu fark ettim. "Şey, ben Çınar'ın kardeşiyim, söylemek istedim." Ona daha da içten gülümsedim. Biraz sohbet ettik sonra zil çaldı ve o sınıfına gitti.
Son derste bitince bizim evde buluşucağımıza sözlestik. Nisa direk benim geldi çünkü biz de sık sık kaldığı için eşyaları vardı. Biz bizim eve geçip ortalığı topladık ve yiyecek bir seyler hazırladık. Bir saat sonra kapı çaldı. Gelenler bizimkilerdi. Onlar nereye yerleşeceklerini bildikleri icin hemen yerleştiler. Erkekler oturmuş televizyondan maç izleyip konuşurlarken biz masada oturup kahve içiyorduk.
"Taylan size de bu sıralar acayip davranıyor gibi gelmiyor mu? Senin üstüne çok titriyor." Dedi Ece Taylan'a bakarak. Cümlesiyle ben de ona baktım. Saçları her zaman ki gibi dağınık değil düzenliydi, giyimine çeki düzen vermişti ve tıraş olmuştu. Gerçekten de bir sey vardı. "Bence de. Ben de bir seyler seziyorum." Dedim kısık sesle. O arada kapı çalınca herkesin bakışı oraya döndü. Homurdanarak kalkıp kapıyı açtım. Çocuklar içeri girip eşyalarını bıraktılar. Çınar arkadaşlarını tanıştırmaya başladı. "Bu Bora." Dedi siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir çocuğu göstererek. Onu başımla selamladım. "Semih," bu çocukta kumral, kıvırcık saçlı ve siyah gözlüydü. "Deniz'i zaten tanıyorsun."diye geçiştirip Hilal'e döndü. "Bu da küçük kardeşim Hilal." Dedi. Kumral ve gür saçlarıyla şirindi. Ona gülümsedigimde o da karsılık verdi. Taylan elini bel boşluğuma koyarak beni salona çekti. "İstediğiniz odayı alabilirsiniz!" Diye bağırdım onlara.
İlerleyen saatlerde Taylan ve ben 2 paket sigara bitirmiş ve mayışmıştık. Erkekler birbiriyle kaynaşmış maç konuşmuştu. Bir Çınar somurtuyordu. O da umrumda değildi. Taylan ile sarmaş dolaş bir koltukta yatıyorken birden yere düştü ama uyanmadı. Ben de uykuma devam edecekkn birden biri beni kucağına aldı. Bir şeyler mırıldanıp beni kucağına alan kisinin boynuna kollarımı dolamak için uzandım ama buna izin vermedi. Beni yatağa bıraktı. Yatağın diğer tarafı çöktüğünden yanıma yattığını anladım.
Çınar ne halt yiyordu?
Şu an umursamayacak kadar uykum vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JERRY
Randomİki kaçağın efsanevi aşkı... *Jerry, Tom ve Jerry çizgi filmindeki fareden alınmıştır.*