Gözlerimi ışıklara söverek açtım. Yüzümü buruştururken tekrar kapatmaya çalıştım. "Günaydın, Jerry.." Tek gözümü açarak yan tarafa döndürdüm bedenimi. Ellerini başının altında birleştirmiş, yüzündeki küçük tebessümle beni izliyordu. Hemen yanımdaki sedyedeydi. Gözlerimi ovuşturup tekrar baktım. Gerçekten önümde, kanlı canlı duruyordu. Panileyip üstüne atlamamak için kendimi sıktım. Ama gözlerim endişeyle kocaman olmuştu. "İyi misin?" Diye çığlık attım anında. Yüzünü buruştudu fakat tebessümü kaybolmamıştı. "Bomba gibiyim." Dedi. Rahat bir nefes verdim. Kurtulmuştu.
"Uyurken çok tatlı oluyorsun." Dedi kirpiklerinin altından bakarak. Gözlerimi kıstım. "Ne zamandır beni izliyorsun?"
"Gece yarısından beri.""Ne yani uyumadın mı?" Şaşkınlığımı gizleyememiştim. Sırıtarak "Ödeştik." Diye fısıldadı. Başımı eğerek hafifçe gülümsedim. Ben bir şey diyemeden doktor içeri girdi. Ben hafifçe doğrulurken, o tepkisiz kaldı. "Günaydınlar Çınar bey ve Ronya hanım." İsimlerimizin ard arda söylenmesi bile nefesimi tutmaya yetmişti. Elindeki panodan bir sayfa çevirdi ve bir kaç şey işaretledi. Çınar 'a bakarak konuşmaya başladı. "Çınar bey, fazla korkulacak bir şey yok. Anverizma hastalığınız biraz kendini belli etmiş. Bu aralar kanamalar artmış mıydı acaba?" Çınar yutkundu ve bana bir bakış atıp yatakta doğruldu. "Hayır, hayır daha çok azalmıştı. 2-3 haftadır hiç yaşamadım." Dedi. Sesinden gergin olduğu belli oluyordu. "Tuhaf..."diye mırıldandı doktor dudaklarını büzerek. "Yakında ameliyat olacaksınız kayıtlara geçmiş fakat bunu daha ileri çekmeliyiz. Sizi 1 gün kontrol için burada tutacağız ve sizi bir kontrol edeceğiz." Çınar'a gülümseyip bu sefer benim yattığım sedyenin ucundaki dosyayı aldı. "Ronya hanım. Sadece çok fazla adrenelini vücudunuz taşıyamamış. Serumunuz bittiğinde hemşireyi çağırabilirsiniz. Geçmiş Olsun." İkimize de gülümsedikten sonra odadan çıktı. Tabii kapı kapanmadan bizimkiler içeri doluştu. Nisa ve Efe benim tanıma resmen uçarken kıkırdadım. Bu arada, söylemeden geçemeyeceğim ama Çınar'a mavi hastane elbisesi bile yakışmıştı!
"Ee kim kalacak Çınar'ın yanında?""Ben kalırım zaten burda kalmak zorundayım, serum bitene kadar."
Tamam serum bahaneydi. Sadece...
Onun yanında olmak istiyordum. Çınar başını eğerek gülümsedi. Bora ona bakıp gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı ama hemen sonra kendine çeki düzen verdi. "Tamam o zaman. Ben kardeşime bir kaç parça kıyafet getireyim." Kapıdan çıkacakken onu durdurdum. "Bora, acaba benim eşyalarımı
da getirebilir misin? Nisa sana verir." Sinsice sırıttım. Bora iyi çocuktu ve aralarını yapmak istiyordum. Başıyla onaylayıp çıktı. Nisa bana gözlerini devirip somurttu. "Resim defterim, kalemlerim- ya da sen direk çantamı getir aşkım." Dedim, dudaklarımı büzerek tatlı bir ifade yaratmaya çalışarak. "Orangutan götüne benziyorsun." Diye homurdandı. Yanağına bir öpücük kondurup onu aşağı yolladım. Çıktıktan hemen sonra aceleyle telefonumu çıkardım ve Bora'ya onu arabasıyla götürmesiyle ilgili bir mesaj attım. Sırıtarak telefonu bıraktığımda oda boşalmıştı. Bir tek Hilal kalmıştı o da abisini öpüp bana döndü. "Abla çok korkuttun beni. Tam abimin hata olduğunu söylediğimde önümde bayıldın. Yürepim ağzıma geldi. " susması için ona kaş göz hareketleri yapıyordum ama nafile.
Çınar kıkırdamasını zorlukla bastırdı. Hilal benim yanıma yaklaşıp yanağıma sulu bir öpücük kondurdu. Tişörtünün ucunu tutup "Bunu sana daha sonra soracağım." Diye fısıldadım. Kıkırdayıp odadan çıktı. Ve işte...
Baş başa kalmıştık.
Çınar yatak başlığından kayarak yatağa uzandı. Ellerini başının altında birleştirerek eski pozisyonunu aldı. Ben de bakışlarımı seruma çevirdim. Oh be! Sonunda bitmişti. "Hemşireyi nasıl çağıracağız?" Diye mırıldandım. Çınar nefesini bırakarak yana dönüp yeşil bir butona bastı. Sonra tekrar eski halini aldı. Bir dakika geçmeden hemşire odamıza girip bize baktı. "Serum bitti. Artık çıkar şunu." Defim sertçe kolumu işaret ederek. Kaç saattir sigara içnediğim için ayarlarım bozulmaya başlamıştı. Hemşire yanıma yaklaştı ve işine koyuldu. Bakışkarım üstünü taradı. Cebinde şişlik vardı. Aşırı derecede sigara kokuyordu. Bakışlarımı bu sefer yüzüne çevirdim. "Paketi bana ver." Dedim avcumu açarak. Anlamayarak kaşlarını çattı. "Efendim?" Dedi. "Sigara paketini hemen bana ver." Dedim dişlerimi sıkarak. Başını hayır anlamında salladı. "Beni burdan kalkıp saçlarını tutup, seni yumruklamam için zorlama." Dedim. Kız yutkundu ve cebinden sigara paketini elime tutuşturup odadan çıktı. Kendimden memnun bir şekilde sigarayı yaktım. Camın yanındaki koltuğa yerleşirken Çınar'ın erkeksi kahkası odayı doldurdu. "Sert kız. En sevdiğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JERRY
De Todoİki kaçağın efsanevi aşkı... *Jerry, Tom ve Jerry çizgi filmindeki fareden alınmıştır.*