Çınar'ın ayaklarını ittirip koltuğun diğer ucuna da ben oturdum. "Ben senin için o kadar uyanık kaldım. Bence bir kahvaltıyı hak ediyorum." Dedim kollarımı önümde bağlayarak. Yüzündeki gülümseme yerini tuhaf bir ciddiyete bıraktı. "Doğru söylüyorsun." Olmayan yakalarını cekiştiriyormuş gibi yaptı. "Her kız bir centilmeni hak eder." Deyip bana iyice yaklaştı. Kalbim gümbür gümbür atarken nefesini kulağımın yanında hissedebiliyordum. Bu, sebepsizce içimde bir şeylerin uyanmasına neden oluyordu. İşaret parmağıyla kolum boyunca bir yol çizdi. Sapıkça okşaması tarafında bedenimden bir titreme geçti. Bunu anlayınca arsızca gülümseyerek ayağa kalktı ve hiçbir şey olmamış gibi mutfağa ilerledi. Gözlerim şaşkınca kırpıştırdım. Bana büyü falan mı yaptı acaba? Hayır, böyle bir şey hissetmem kesinlikle normal değildi yani!?
Rahatlamaya çalışarak kaskatı kesilmiş bedenimi arkama yasladım.
Kahvaltı ve gidişinde hiç konuşmadık.
Okula geldiğimde herkesin bir koşuşturma ve kargaşa içinde olduğunu farkettim. Yine ne oluyordu böyle? Sınıfa girdiğimde bizim grup toplanmış ciddi ciddi bir şeyler konuşuyorlardı. Çantamı sıraya fırlatıp ben de katıldım.
"Abi bence gidelim ya. Hem şu sınav stresini atarız. Yeminlen kaç gündür götüm tutuşuyor.""Yaaa şimdi orada böcekler vardır."
"Korkak." Samet'in homurdanmasıyla hemen araya karıştım. "Neyden bahsediyorsunuz siz?" Dedim kaşlarımı çatarak. Efe bana döndü. "Kamp varmış. Ama en fazla 50 kişi alıyorlar o yüzden acele etmeliyiz." Dedi gülümseyerek. Belli ki istiyordu. "Değişiklik olur. Bence gidelim."
"Yav gitmeyelim abi. Bakın bem size söylüyorum. " Utkuyu Can ve Samet onayladı. Aklıma gelen fikirle alaycı bir sırıtma takındım. "Ne o korktunuz mu?" Dedim. Utku'nun yüzü gerildi ve yerinde biraz kıpırdandı. "Ne korkcam ben be?! Gidiyoruz. Gidilecek o kampa!" Dedi elini masaya vurarak. Şuan ona gülmemek için kendimi zor tutuyorum. O arada omzuma konan elle kafamı kaldırdım.
Kumral rengi saçlar ve siyah gözler beni selamladı.
Taylan.
Ayağa kalkarak sakin olamaya çalıştım. "Ne hakla bana dokunuyorsun?" Diye tısladım. Efe ile Can'da ayağa kalkmıştı. "Konuşmalıyız Ronya, lütfen sadece 1 dakika." Yüzündeki ifade içimi parçalıyordu fakat direnmeliydim. "Hayır. Ben seni hayatımdan sildim." Deyip yerime oturacakken kolumu kavradı. Sinirle gözlerle ona baktım ve kolumu elinden kurtardım. "Dokunma bana!""Lütfen, sadece 1 dakika. Sonra peşini bırakacağım. " Bir iki dakika düşündüm. Aşık olduğum adamı hiç olmadığı kadar özlemiştim. Konuşmaktan zarar gelmezdi. "Sadece bir dakika." Dediğimde önden ilerlemeye başladı. Ben de arkasına takıldım. Ben kapıdan çıkarken yanımdan Çınar iceri girdi. Kısa bir süreliģine bakışlarımız kesişti. Taylan beni koridorun köşesine çekti. "Hepsini o şerefsiz yaptı. Bizi ayırmak istiyordu çünkü senden hoşlanıyor. Bunun için o kızı benim odama bilerek soktu." Kaşlarımı çatarak ellerimi kaldırdım. Hiçbir şey anlamamıştım. "Hiç bir şey anlamıyorum Taylan. Kim?"
"O Çınar denilen pezevenk. Kızı parayla tutmuş ve beni öpmesi için odama göndermiş. Hepsi seni benden ayırmak için bir oyunmuş. Kızı zorladığımda bu lanet olası planı söyledi. İstersen o çocugun telefonuna bak. İnan bana Ronya, bana inanmalısın. Hepsi bir oyunmuş." Dedi. Yüzünden her şeyi anlayabiliyordum. Çınar gerçekten böyle bir şey yapabilir miydi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JERRY
Diversosİki kaçağın efsanevi aşkı... *Jerry, Tom ve Jerry çizgi filmindeki fareden alınmıştır.*