"Daha ne kadar bekleyeceğiz?" dedi Tony Stark gözlerini devirerek. Sesi bıkkındı ve artık sabrının sonuna geldiğini söylüyordu.
"Beklediğim bir kişi var. O geldikten sonra başlayacağız," dedi Fury. Sesinde ki hayal kırıklığı açık bir şekilde okunuyordu. Charlotte'un geleceğinden o kadar emindi ki biraz bile şüphe etmemişti.
"Toplantıya birde başlamamız gerekiyordu ama saat ikiye geliyor. Her saniye aleyhimize işliyor farkındasın değil mi?" dedi Steve sakin bir sesle. Bunun üzerine Fury derin bir nefes aldı. Daha fazla çocukları oyalayamazdı. Demek sorumluluktan kaçıyorsun, gerçekten bir kahraman olacağına inanmıştım, diye düşündü Fury. Sonra takıma dönerek tam 'başlayalım' diyeceği sırada toplantı odasının kapısı sonuna kadar açıldı. Charlotte koyu kahverengi, kıvırcık saçlarını havalandırarak içeri girip siyah, büyük güneş gözlüklerini çıkardı. Yüzünde ışıltılı bir gülümsemeyle içeride ki beş kişiyi süzerek konuşmaya başladı.
"Özür dilerim, geciktim, son dakika olaylarına bayılıyorum," dedi. "Ah sabah uykumu almam gerekiyordu. Sonra sinirli oluyorum yoksa. İnanın sinirli halimi görmek istemezsiniz. Canavara dönüşüyorum, Bay Banner lütfen alınmayın, bazen saatlerce uyumak bile bana yetmiyor. Neyse ki bugün şanslısınız ki uykumu tamamiyle aldım." Fury'e dönüp, "aslında saati değiştirmek için arayacaktım ama beni bekleyecek kadar enayi olduğunu bildiğim için nedense kıçımı kaldırasım gelmedi. Dünün intikamı olarak düşün," dedi küçük bir kahkaha atarak. Fury başını iki yana salladı yavaşça.
"Charlotte!" Charlotte şaşkınlıkla ona bakan Tony Stark'a dönüp kocaman bir şekilde gülümsedi.
"Babacık!" dedi şen bir sesle. Tony oturduğu yerden kalkıp Charlotte'un yanına gitti. Elini genç kadının beline koyup yanağını öperken Charlotte,
"Kalkmasaydın keşke ben gelirdim, sonuçta küçükler büyüğün ayağına gider. Baston kullanma zamanın gelmedi mi senin?" dedi alayla.
"Kes sesini!" dedi Tony ona iğrenerek bakarken. "Senin ne işin var burada?" Charlotte gözlerini devirdi.
"Uzun hikaye, sonra anlatırım."
"Anlatacaksın zaten!"
Fury aralarına girerek,
"Takıma hoş geldin, Charlotte," dedi. Sesinde ki bariz alay hemen farkediliyordu.
"Hoş buldum! Bu takımın seviyesini yükseltme işini sadece Tony'nin omuzlarına bırakamazdım." Tony'e döndü. "Bana teşekkür etmelisin." Sonra toplantı odasında İntikamcılar'dan dört kişi olmasına rağmen bütün takıma hitaben, "yanlış anlamayın lütfen! Kızıl saçlı seksi bir ajan, yürüyen bir bayrak, okçu çocuk, yeşil bir canavara dönüşen adam, bir cadı, hızlı koşan bir çocuk ve çekiçli bir sözde tanrıyla uzaktan bir sirk gibi görünüyor olabilirsiniz... ya da yanlış anlayın ya!" Bir kahkaha atarken ona atılan öldürücü bakışları görmezden geldi.
"Hey hey burada gördüğün ve şu an burada olmayan herkes -sen hariç Fury- benim ailem, o yüzden ağır ol tatlım! Bozuşmayalım," dedi Tony yarı ciddi bir tonda. Charlotte tek elini göğsüne koyarak geriledi.
"Beni kırdın!" Tony yanağından bir makas alarak gülümsedi.
"Bu kadar hasret gidermek yeter bence, asıl konuya gelebilir miyiz?" dedi Natasha. Charlotte hemen Tony'den ayrılarak,