Charlotte Tony'nin dediğiyle zihnini bir yokladı ama herhangi bir şey yoktu. Bomboş! Bu gözlerine de yansımış olacak ki Tony gözlerini devirerek,
"Bilmiyormuşsun, tamam," dedi. Tony'nin söylediğiyle Charlotte'da gözlerini devirdi.
"Bilmem mi gerekiyor?" dedi huysuz bir sesle. Tony kaşlarını kaldırarak,
"Bilsen iyi olurdu," dedi. Charlotte dil çıkarma dürtüsünü son anda bastırarak,
"Gereksiz bilgileri beynimde tutmuyorum, tavsiye ederim," dedi.
"Bazen gereksiz bilgilerde gerekli olabiliyor!"
"O zaman onları 'gereksiz bilgi' kategorisinden çıkarmamız gerekiyor. Gereksiz, adı üstünde gereksizdir!" Tony tam ağzını açacağı sırada Steve araya girerek,
"Bu kadar yeter!" dedi hem Charlotte'a hem Tony'e bakarak. "Asıl konuya gelebilir miyiz artık?" Charlotte parmaklarını şıklatarak, işaret parmağıyla Steve'i gösterdi.
"Haklı!" dedi. "Evime gelmenizdeki asıl konuya gelebilir miyiz artık? Ayrıca Sonsuzluk Taşları hakkında hiçbir bilgim yok bu arada."
"Onu anladık," dedi Tony. İlla en son o laf sokacak!
"Tony," dedi Steve uyarır bir ses tonuyla. Sinirlenmişti, belliydi. Tony omzunu silkti. Steve birkaç saniye daha ona baktıktan sonra sehpanın üzerindeki dosyayı alıp Charlotte'un yanına oturdu. "Önemli bir konu için buradayız." Dosyayı açarak kağıtları Charlotte'a uzattı. Charlotte kağıtlara bakamadan Natasha konuşmaya başladı.
"Toplantıya katılmayacağını bildiğimiz için biz ayağına gelelim dedik." Charlotte ona dönüp birkaç saniye gülümsedi ve kağıtlara döndü.
"Tony konuya sondan giriş yapmayı seçti ama ilk baştan alsak fena olmayacak. HYDRA'dan aldığın dosyaların bazıları açılmıyordu ama dün sonunda o dosyaların şifresini kırmayı başardık." Charlotte'un kaşları çatıldı.
"Bundan niye benim haberim yok?" dedi Tony'e dönerek. Gözleri resmen adama ateş püskürüyordu.
"Bu konudan sıkıldığını söylemişsin," dedi Tony umursamaz bir ses tonuyla. Evet, söylemişti. Ama yinede bunu bilmeye hakkı vardı. O dosyaları almak için omzuna hançer yemişti. Hançer! Neredeyse ölüyordu...
"Neyse..." dedi sonra mırıldanarak. Kağıtlara tekrar dönüp incelemeye başladı. "İçinden çıkanlar bunlar mı?" Bir tane kağıdı alarak Steve'e gösterdi. Yüzünde küçümseyici bir ifade vardı.
"Bunlar bir uzay aracının planları," dedi Natasha. "Warp Sürücüsü. Belki bilirsin." Charlotte kağıda bir bakış atarak,
"Bundan olsa olsa basit bir roketin motoru olur," dedi. Kendi tasarladığı uzay aracının planlarıyla bunu karşılaştırdı. Onunki daha havalıydı. Kağıdı Steve'e uzattı. Sanki elinde dünyanın en aptalca şeyini tutuyordu. Üstteki kağıtları hızlıca geçti ve bir fotoğrafla karşılaştı. Fotoğrafta bir asa vardı. Asanın üst kısmındaki iki çatalın arasında bir taş parlıyordu.
"Loki'nin asası," dedi Natasha.
"Hani şu geyik kafalının mı?" dedi Charlotte. Tony gülerek,
"İşte benim kızım," diye mırıldandı.
"Evet," dedi Natasha alaycı bir gülümsemeyle. "Asanın ucundaki taş Sonsuzluk Taşlarından biri. İnsanların zihinlerini manipüle ederek kontrol etmeye yarıyor." Charlotte dudaklarını büktü.
"Havalıymış ama bundan bana ne?" dedi.
"Bu taş şu anda Vision'un alnında."
"Yani Vision'dan uzak durmak için senden daha çok nedenim var." Yabancı bir ses salonu doldurduğunda dördü de mutfağın oradan gelen sese döndü. Clint Barton elinde bir turşu kavanozuyla onlara doğru ilerliyordu. Charlotte artık evi yol geçen hanına döndüğü için bu duruma fazla şaşırmadı. O arada Clint konuşmasına devam etti. "Geçmişte birazcık o taşın etkisinde kalmıştım. Pek hoş şeyler yaşanmamıştı."
