33 • ❝kahve, teklif ve bir canavar hakkında...❞

568 46 12
                                    

"Buluşma nedenini tahmin ediyorsundur," dedi Matt kahvesinden bir yudum alırken. Lotta kollarını göğsünün üzerinde bağlamış cafenin içindeki insanları izliyordu. Matthew'un dediğinden sonra gözlerini ona sabitlemişti.

"Reddedildim galiba," dedi ve sonra ayağa kalktı. Yüzünde dramatik bir ifade vardı. "Eve gidip buna ağlayacağım." Sesinde ki ton o kadar başarılıydı ki bir an, sadece bir an, Matthew eve gidip ağlayacağına inandı. Derin bir iç çektikten sonra uzanıp kolunu tuttu hemen genç kadının.

"Lütfen oturur musun?" Lotta merakla ona baktı. Sonra yüzünde kocaman bir gülümsemeyle,

"Ah sanırım başka bir teklifin var," dedi. Matthew başını salladı. Lotta hemen yerine oturarak tamamen Matthew'a odaklandı. Matthew üzerinde ki bakışların yoğunluğunu hissedebiliyordu.

"O işlerde sana yardım edemem ama iyi bir avukatım. Şimdiden hakkında tonla suç duyurusu olduğunu tahmin edebiliyorum, o yüzden adalet karşısında senin yanında durabilirim. Yani... teklifini kısmen kabul ediyorum." Lotta omuzlarını silkti.

"Hiç yoktan iyidir," dedi. "Peki, sayın avukatım galiba tekrar birlikte çalışacağız. Sana dosyalarımı gönderirim. Davalarıma bakan başka avukatlar da var, bir çoğunu önceki davadan tanıyırsun zaten bir zorluk çıkacağını zannetmiyorum." Matthew başını salladı.

"Sen olmasaydın, böyle bir şeyi kabul etmezdim," dedi sakin bir sesle. Lotta gülümsedi.

"Oh, birbirimizi fazla tanımıyoruz ama şimdiden bana böyle bir bağlılık göstermen gözlerimi yaşarttı," dedi alaycı bir sesle. Matthew'da alayla gülerken,

"Ulaşılması baya zor bir kadınsınız, Bayan Williams." Lotta dudaklarını bükerek,

"Biraz," dedi. "Ya da şöyle söyleyeyim odaklandığım bir iş varken bu gibi ilişkilere ayıracak vaktim olmuyor. Ben de görmezden gelmeyi seçiyorum. Yalnız olduğunu düşünme, bu aralar bana yaklaşmaya çalışan bütün erkeklere karşı böyleyim." Matthew bir kahkaha attı.

"Ahh, bu içimi rahatlattı," dedi kahvesinden bir yudum alırken. "Yani bu iş bittikten sonra bir şansım olabilir." Lotta derin bir nefes aldı. İçinde bu işin bitmeyeceğine dair güçlü bir inanç vardı. Ortamın birden sessizleştiğini hisseden Matthew kaşlarını çattı. "Ne oldu?" Lotta derin bir nefes aldı.

"Huzurlu bir hayat.. Ailemle ve çocuklarımla, bunlar bana çok uzak bir hayalmiş gibi geliyor. Neden bilmiyorum, bu.. beni üzüyor."

"Evlenmek gibi bir hayalinin olduğunu tahmin etmezdim," dedi Matthew. Lotta güldü ama bu neşeden uzak bir gülümsemeydi.

"Normal bir hayat yaşayamayacağıma inanan insanlar olması... tuhaf hissettiriyor."

"Ben öyle bir şey demedim. Normal bir hayat yaşama isteğini anlıyorum ama sen özel bir insansın Lotta. Bu gibi küçük şeylere takılmanı anlayamıyorum sadece. Aile istesen bunu çok önceden kurabilirdin ama.. içinde bir yerlerde büyük işler yapmak için yaratıldığını biliyorsun. Her insan huzur ister, bunu senin için yargılamıyorum ama çok az kişi başkalarının huzuru için kendi huzurundan vazgeçer. O yüzden onlar özel, diğerleri ise sıradandır."

"İnsanları özel ve sıradan diye ayırmayı sevmiyorum," dedi Lotta. "Herkes kendi hikayesinin kahramanı sonuçta."

"Doğru," dedi Matthew. "Herkes kendini dev aynasında görmeye alışık ama gerçekler çok farklı ve acıdır." Lotta ona baktı dikkatlice. Gözlüklerinden dolayı gözlerini göremiyordu ama orada bir ışık olduğuna neredeyse emindi Lotta.

"Peki sen özel mi olduğunu düşünüyorsun? Sen de başkaları için kendi rahatını bozuyorsun." Matthew derin bir nefes aldı.

"Ben sadece Tanrı'nın krallığına girmeyi haketmek istiyorum." Lotta kaşlarını kaldırdı. Sonra dalgınca kahvesinden bir yudum aldı. Kendi yaptıklarını düşündü. Onun bunları yapmada ki bir amacı var mıydı? Kan dökmekten başka...

Çocuk kaçırma olaylarında bunu çocuklar için yapmıştı ama yine de içinde bir yerler de kan dökme ihtiyacı vardı. Yine de kendini sonuna kadar tutmuştu. Sonrasında ise... yine kendini bırakmıştı. Çocukların intikamı bahanesine sığınarak. Lotta derin bir nefes aldı yine, sonra yüzüne acı bir gülümseme yayıldı. Şöyle bir düşününce kesinlikle cennete girmeyi haketmiyordu. İnandığı Tanrı ondan nefret ediyor olmalıydı. Matthew gibi yapmak zor değildi. Adaletin bir şekilde tecelli etmesini beklemeliydi ama... bu içinde ki durmak bilmeyen açlık onu delirtiyordu. Sadece öldürmek istiyordu. Öldürmek, sonuna kadar...

"Biliyor musun Matt, bazen neden Tanrı'nın beni yarattığını düşünürüm. Ama sonra bu düşünceden nefret ederim. Çünkü hiçbir cevap gelmez aklıma... Amaçsızca bu dünyaya fırlatılan, kana susamış bir canavar gibiyim..."

***
Yeni bölüm geldi! Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen! Umarım beğenmişsinizdir! ♡♡♡

Carnifex || MarvelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin