4. Bölüm

16.2K 772 2.3K
                                    

Her türlü yavaş şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz. Ama bir şarkı dinleyerek okursanız çok daha güzel olacağını düşünüyorum. İyi okumalar!

Draco Malfoy ile ilişkimiz için hiçbir zaman resmi bir isim kullanmamıştık. Aslına bakarsanız bir sene öncesine kadar ilişkimizin tek resmi adı düşmanlıktı. Ama savaştan sonraki yaz yanımıza gelip bizden özür dilediği zaman, işlerin bu denli sarpa saracağını tahmin etmek gerçekten çok zor olurdu. Benden ölümüne nefret eden Safkan Malfoy'un, Kovuk'ta sık sık bahçede beni yalnız bulduğunda yanıma gelmesi garipti. Benimle konuşmaya çalışması garipti. Benimle arkadaş olmaya çalışması garipti. Kovuk'un tam ortasında, Harry, Ron ve diğerleri mutfakta, bizden sadece bir kaç metre ötedeyken beni öpmeye çalışması garipti.

Her ne kadar onu engellemiş olsam da, o gece düşündürtmüştü beni ilk kez. İlk kez onu düşünürken, gerçekten kalbime bir şeylerin dokunduğunu kendime itiraf edebilmiştim belki de. Sarı saçlarının diğerlerinden çok daha güzel olduğunu, derin gözlerinin içinde boğulmanın çok da zor olmadığını. İlk kez, o gece kafamı karıştırmıştı. Bir anda nasıl bu denli değişebildiğini ve beni bu denli etkilediğini düşünerek geçirmiştim saatlerimi. Yatağımda dönmüş durmuş, kendi kendime savaşıp durmuştum. Yakınlığını yanlış anladığımı, beni öpmeye çalışmadığını kendime ne kadar söylersem söyleyeyim, biliyordum. Gözleri dudaklarıma kaymış, bana doğru yaklaşırken, dudaklarını ıslatan diliyle son derece beni öpmeye çalışmıştı.

Diğer gün ise hiçbir şey olmamış gibi davranabilmiş, beni biraz daha çekmişti kendine. Biraz daha kafamı karıştırmıştı.

Ondan sonrası ise hızlı gelişmişti. Okulda diğerlerinden çok onunla zaman geçirmiştik. Ron ve Harry ile üçümüzün geçirdiği saat sayısı neredeyse sıfıra inmişti. Draco her an yanımızdaydı, her an yanımdaydı. Bir an fazlasıyla yakınlık gösterirken, diğer an onu Pansy ile yakalamaya alışmıştım.

Onunla çok yalnız kalmamaya özellikle dikkat etmiştim. Çünkü diğer kızlar gibi olmak istemiyordum. Yatıp, kullanıp ardından suratına bakmadığı diğer kızlar gibi.

Ama şu anda onlardan hiçbir farkım yokmuş gibi hissediyordum. Bir kaç hafta önce, Ron'un evindeyken Pansy'nin araması üzerine evi nasıl terk ettiği geldi gözlerimin önüne. Sanki mümkünmüş gibi biraz daha çökmüş hissettim. Mümkünmüş gibi kalbim biraz daha acıdı. Ona aşık değildim, onu sevmiyordum. Hayır, kesinlikle ona karşı hiçbir şey hissetmiyordum ama ustaca kullandığı erkeksi tavırlarıyla işini biliyordu.

Bir kıza umut verip, onu peşinden koşturmayı, en azından ben koşmasam da kafasını karıştırmasını biliyordu. Şu ana kadar yattığı her kızı kahkaha atarak bize anlatan Draco Malfoy'la yatacak kadar sarhoş olmuş, benim de diğer kızlardan hiçbir farkım olmamasını sağlamıştım.

Hatta diğerlerinden daha beterdim. Hatırlanmıyordum bile. İlk gecemi geçirdiğim adam, beni hatırlamıyordu bile. Diğer kızların en azından kenara atılma şansı olmuştu. Beni hiç denememişti ki, atabilsin.

Hiçbir kıza karşı doğu düzgün hisler besleyemediğini açıkça itiraf eden Draco Malfoy'un beni de kullanmasına izin vermiştim. Diğer kızların onu tekrar aramaya çalıştığında nasıl güldüğü geldi aklıma. Ortamda o kızın bedenini nasıl anlatışı. Gözümde canlanan her anıda biraz daha uzaklaştım ondan.

Yutkunduktan sonra derin bir nefes aldım. Ben daha beter haldeydim. Çok daha kötüydüm. Ondan hamile kalmıştım.

McGonagall'ın dudaklarından dökülen kelimeler tüm metabolizmamı durdurmuştu sanki. Dakikalar yıllar gibi yavaş yavaş geçerken, ne demem, ne yapmam ve nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. McGonagall'a belli etmemek adına suratıma samimi olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim ve gözlerimden yaşların dökülmemesi için gözlerimi kırpmamak için büyük bir savaş vermeye başladım. Kırptığım anda, bu zamanlarda yanaklarımdan eksik olmayan gözyaşlarının tekrar yerlerini alacağını biliyordum.

secret touch //  dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin