Ronald derin bir nefes aldı. Tanıdık ama artık yabancılaşmış kapının önünde kaç dakika daha bekleyebilirdi bilmiyordu. Hermione'yi altı aydır görmemişti, Harry ve Ginny ile bile doğru düzgün görüşmüyordu, hayatı Pansy olmuş gibiydi ve aradan geçen onca zamandan sonra kendisine çok çok tanıdık olan bu kapının artık yabancı hissettiriyor olması sarsıcı gelmişti.
Normalde tekrar görüşmeye başlamayı da düşünmüyordu. Ama Hermione yarın evleniyordu. Çocukluk yapmanın, yıllarını beraber geçirdiğin arkadaşından kopmanın artık bir anlamı yoktu. Olgunca davranmanın, hislerini kontrol edebilmenin zamanı gelmişti. Hermione'nin bu mutlu anında da yanında olmak istiyordu.
Pansy bunu pek beklemediğinden Ron ilk söylediğinde şaşırmıştı fakat genç adamın kararlı ve istekli olduğunu gördüğünde kabul etmiş, ardından ne olursa olsun destek olacağını söylemişti.
Hermione'nin kendisinin geleceğinden haberi yoktu. Nasıl karşılardı, ne tepki verirdi bilmiyordu. Ama dostunu tanıdığını düşünüyordu. En azından eski dostunu.
Son bir kez daha derin bir nefes aldı içine, ardından elini kaldırıp kapıya üç kez vurdu.
Bir kaç saniyelik bekleyişin ardından kapı açıldı.
Iris, gözlerini büyütmüş bir şekilde karşısında duran Ron'a bakıyordu.
Boyu uzamıştı, saçlarını kestirmişti ve biraz kilo almış gibi görünüyordu. Ron gülümsedi. En azından gülümsemeye çalıştı. "Merhaba güzelim." dedi Ron, eğilip Iris'le aynı boya gelirken.
Eskiden bu durumda Iris ondan hala kısa olurdu fakat kız şu anda Ron'un boyunu üç parmak kadar geçmişti. Bu Ron'u tekrar güldürdü.
"Ron Amca?" dedi Iris şaşkınca. Ardından Ron'un beklemediği bir şekilde hızla ona sarıldı. "Seni çok özledim! Annem bir daha seninle görüşemeyeceğimizi söylemişti."
Ron yavaşça geri çekildi, hala suratındaki ifadeyi sabit tutmaya çalışıyordu. "Öyle mi demişti?"
Bir kaç saniye sonra arkada duran Hermione çekti dikkatini. Ciddi bir surat ifadesiyle ikisini izliyordu. Ellerini göğsünün üzerinde bağlamıştı, kıvırcık saçlarını düzleştirmişti ve onun da biraz saçlarını kestirmiş olduğunu fark etti.
Ayağa kalktıktan sonra, "Hermione." diye mırıldandı.
Hermione bir cevap vermedi. Sadece eğilip Iris'in yanağına öpücük kondurdu, "İçeriye babanın yanına git güzelim, birazdan bize katılırsınız." dedi.
Iris kafasını sallayıp, Ron'a el sallayıp arka taraftaki koridordan odaya girdiğinde, Hermione ile yalnız kalmışlardı.
"Nasılsın?"
"İyiyim." dedi Hermione.
Hala kapının önünde dikiliyorlardı. Ron kapıyı kapadığında salona geçtiler.
"Seni beklemiyordum."
Uzun süren sessizliğin ardından konuşmayı başlatan Hermione oldu. Gerçekten de beklemiyordu. Bir daha Ron'u görebileceğini düşünmemişti. Genç adam hayatından çıktıktan, konuşmama kararı aldıktan sonra her şey çok hızlı ilerlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret touch // dramione
FanfictionHermione Granger, tek bir gecenin hayatını bu denli değiştirebileceğini nereden bilebilirdi ki?