Pansy'den gelen ve Hermione'nin kaşlarını kaldırıp, düşüncelere gömülmesine neden olan soru, herkesin bakışlarının Draco'ya çevrilmesine sebep olmuştu. Draco'nun cevap vermeyip ciddi gözlerle Pansy'i izlemesi sonucunda, Hermione gülmeye başladı. Dudaklarından dökülen sahte kahkaha salonu doldurduğunda herkesin gözleri bu sefer Hermione'ye dönmüştü.
"İnan bana, Parkinson son dört yıldır birlikte yaşadığınız anıları dinlemek istemiyorum."
Pansy'nin dudaklarını büyük bir gülümseme kapladı, zevkle ellerini çırptıktan sonra, "Bu iş çok eğlenceli yerlere geliyor." dedi dudaklarında hala kocaman bir sırıtmayla. Ardından Draco'ya çevirdi bakışlarını. "Hadi Hermione'ye son dört yıldır geçirdiğimiz anılarımızı anlatalım."
Hermione kaşlarını çatmamak için büyük bir savaş veriyordu. Bakışlarının sert olduğundan emindi ama surat ifadesini ifadesiz tutmak ve bir şey çaktırmamak için çabalıyordu. Pansy'nin kendisini sinirlendirebilmiş olduğunu bilmesini istemezdi.
Ron'sa gözlerini Draco'dan bir kere bile ayırmadan çocuğa bakıyordu. Draco ise nereye bakacağını şaşırmış durumdaydı.
Draco'nun hiç konuşmuyor oluşu Hermione'nin daha da gerilmesine neden oluyordu. Hermione dikkatle Draco'ya bakıyorken, Pansy'nin şen sesi tekrar sessizliği bozdu. "Ah tatlı Hermione," dedi dalga geçer tonuyla. "Bizim dünya turumuz sadece bir yıl sürdü, geri kalanında ise Draco'nun ne yaptığını merak ediyorum açıkçası."
Hermione şaşırsa da belli etmedi.
Sevinmesi gerekmez miydi?
Beş yıl boyunca Pansy Parkinson ile değildi! Dünya turlarını tamamlamamıştı!
Draco'nun koskoca kalan dört yıl boyunca ne yaptığını merak etse de, bunu Pansy'lerin önünde duymamak için güven verircesine Draco'nun elini sıktı. Bu hareketine karşılık Draco'nun bakışları şaşkınca Hermione'ye döndü. Gözlerini güzel kızın üzerinde gezdirdi, ardından kızın elini aynı şekilde tuttu.
"Draco'nun yıllarını yalnız geçirebilecek kadar büyük bir adam olduğunu düşünüyorum." dedi Pansy gibi sesine alaycı bir ton katarak. "Aslına bakılırsa Pansy," dedi kızla aynı tonda ismini zikrederek. "Seninle koskoca beş yılı geçirmediğine sevinmeliyim sanırım?"
"Sana yalan söylemiş olmasına kızmadın mı?"
Hermione kızmamıştı, sadece şaşkın hissediyordu.
Pansy'nin amacı ikisinin arasını bozmak değildi ama genç kadının karşılarında bu kadar sakin kalacağını hiç düşünmemişti. Draco Malfoy ona yalan söylemişti! Nasıl bu kadar sakin kalıp hala çocuğun elini güven verircesine sıkabilirdi?
Draco'nun da aynı şekilde onun elini sıkıyor olması içinin sızlamasına mı neden olmuştu? Yıllar sonra ilk kez Draco Malfoy'u kıskanıyor muydu?
Hermione boğazını temizledi, yere bakarak konuşmaya başladı ama cümlesinin sonunda gözleri Pansy'nin gözleriyle buluşmuştu. "Ortada bir yalan yok. Biz bunun hakkında hiç konuşmadık, ben ona ne yaptığını sormadım, o da bana anlatmadı. Dünya turunda olduğuna dair sadece tahminlerimiz vardı."
Pansy sakin kalmaya çalışarak gülümsedi.
Draco ise büyülenmiş bir şekilde sevdiği kızı izliyordu.
"Ayrıca her ne yapmış olursa olsun, bunu sizden çok bizi ilgilendirdiğini düşünüyorum."
Draco Pansy'nin sorusundan beri ilk kez rahat görünüyordu. Tüm kasları gevşemişti, sinir sistemi rahatlamıştı ve kalbi, bu kızı sevmekle ne kadar doğru bir karar verdiğini kendisine hatırlatırcasına hızla atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret touch // dramione
FanfictionHermione Granger, tek bir gecenin hayatını bu denli değiştirebileceğini nereden bilebilirdi ki?