5 Yıl Sonra
"Iris!" diye sesini yükseltti Ron kaşlarını çatarak. Saatlerdir Ron'un yapılı saçlarıyla oynuyor ve bozulmasına neden oluyordu. Iris ise, Ron'un sinirli çıkan sesine rağmen oldukça eğleniyor görünüyordu. Ellerini her seferinde kızıl saçlarda gezdiriyor, ardından Ron'un kucağında biraz ayaklanıp saçlarına bir öpücük konduruyordu. Saçları bozulmuş olmasına rağmen, kızımın bu hareketlerinden sonra suratına yerleşmiş olan kızgınlık bir anda kayboldu. Bunu Iris'e belli etmemek için kaşlarını hala çatık tutsa da, ben çoktan var olan azıcık kızgınlığının da yok olduğunun farkındaydım. Iris ise yavaşça tekrar yerleşti Ron'un kucağına, "Gerçekten kızdın mı?" diye mırıldandı bu sefer kafasını yere eğip ellerine bakarak.
Yanlarındaki koltukta bu görüntüyü keyifle izliyordum. Ron gözlerini kırpıştırdı, ardından ise Iris'i belinden tutup kedine çektikten sonra yanağına sulu bir öpücük kondurdu. "Bu amcanın sana kızmış olma ihtimali var mı?" dedi bu sefer otuz iki dış sırıtarak. "Yok!" dedi Iris sevinçle ellerini çırpıp aynı şekilde Ron'un yanağını öperek.
Iris, beşinci yaşını bitiriyordu ve bunu kendi aramızda küçük bir şekilde kutlayacaktık. Bir kaç dakika içinde Harry ve Ginny burada olurdu. Annem ve babam ise evden daha yeni çıktıklarını telefonla arayıp söyleyerek haber vermişlerdi.
Anne ve babama, hamileliğimin ortalarına doğru söylemiştim her şeyi. Kimden olduğunu, nasıl olduğunu, hiçbir şeyi saklamadan anlatmıştım. Onlara yalan söyleyemezdim. Babam en başında kızıp tepki göstermiş olsa da aradan geçen bir kaç günün ardından yumuşamış ve benim yanımda olduğunu belirtmişti. Annem ise babama nazaran hep daha sakin kalan taraftı. Ama öğrendikleri ilk andan bu yana kadar desteklereini hiç eksiltmemişlerdi.
Iris, ilk doğunda babası gibi sapsarı saçlara sahipti. Saçlarının kabarık ve kıvırcık olması ise tamamen benim özelliğimdi. İlk doğduğunda sapsarı olan saçları, yıllar geçtikçe koyulaşmış, şu anda kumral bir hal almıştı. Benimkinden çok da bir farkı olduğu söylenemezdi. Gözleri ise, Draco Malfoy'un gözlerinin aynısıydı. Masmavi. Tek farkları vardı, Iris'in gözlerine baktığım zaman gördüğüm tek şey saf sevgi oluyordu.
Ron ve Iris koltukta oynaşırlarken çalan kapı üzerine ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Iris arkamdan "Kim?" diye bağırdığında çoktan açmış olduğum kapıdan Harry kafasını uzatıp, "Biz!" diyerek sevinçle haykırdı. Aynı zamanda i harfini de olabildiğince uzatmıştı. Iris sevinçle Ron'un kucağından kalkıp Harry'e doğru koşarken, "Harry!" dedi zevkle.
Ron'un aksine, Harry kendisine amca demesini sevmiyordu ve böyle alıştırmıştı. Ginny'ninde Harry'den pek bir farkı yoktu. Harry'e sarıldıktan sonra aynı sevinçle koşarak Ginny'e sarılmış ve "Ginny!" demişti bu sefer. Harry ve Ginny büyük bir sevgiyle onun kucaklamasını karşıladığında, ikisinin de son derece mutlu olduğu gözlerinden okunuyordu. Iris'in kendisine uzattığı kollarını cevapsız bırakmayarak kucağına alan Harry üzerine, Iris sırıtmaya devam ediyordu.
"Bizde, senin çok hoşuna gidebilecek bir şey var." dedi Harry Iris'e bakarak. Iris gözlerini Harry'nin elinde duran poşete çevirdi. Gözleri, Harry ve poşetin arasında oynayıp duruyordu.
"Ne?" diye fısıldadı Harry'nin fısıldadığı gibi.
"Pasta!" dedi Harry bu sefer önceki gibi fısıldamak yerine son derece sesli konuşarak.
Iris'in gözleri zevkle büyüdü, ardından ellerini çırptı. "Anneme bu gün pasta olup olmadığını sorduğumda bana cevap vermemişti ama biliyordum!" dedikten sonra gülmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secret touch // dramione
Fiksi PenggemarHermione Granger, tek bir gecenin hayatını bu denli değiştirebileceğini nereden bilebilirdi ki?