Yatılı okul

239K 4.2K 2.5K
                                    

Çok eski zamanlardan kalma bir yatılı okul...

Bilirsiniz o zamanların, ağır şartlar, katı kurallar ve işkence içeren aklınıza gelebilecek her türlü zulüm yapılmaktaydı. Çoğu öğrenci bu zulme katlanamayıp, intihar edenler mi dersiniz, bu işkenceler sonucu dayanamayıp ölenler mi dersiniz... Ve o zamanlar da bedenler çürüyüp kaybolsa da ruhlar hep o okulun çevresinde bedenlerini aramaktadır. Bu okul birçok ölümle sonuçlanan vakalardan sonra mühürlendi.

Taa ki aradan 150 yıl geçip, okulun düzenlenmesi gerekene kadar... Eski halinden hiçbir eser yoktur. Duvarları yıkık dökük, merdivenleri eskimiş pencere pervazları rüzgardan nasibini almış... Ama bir şey değişmemiş. Ruhlar... Tıpkı bıraktığınız yerdeler...

-HİKAYE-

''O okula gideceksin!!!'' Babamın elini masaya vurmasıyla kendime geldim. Elleri adeta bir kartalın pençesi gibi acımasız göründü o an bana.

Hem İstemiyordum ben o okula gitmeyi. O okul dedim de... Ben Nathalia. Yeni bir çevreye çok zor alışan alışsam bile kendimi yabancı hisseden biriyim. Ailemin tayin meseleleri yüzünden 3 yılda bir okul değiştiririm. Buna alıştım ama bu farklı. Yatılı bir okul... Ben hiç ailemden ayrı yaşamadım. Yaşayamam. İzlediğim filmlerde yada okuduğum kitaplarda yatılı okullar hep eğlenceli görünürdü bana. Ama sadece böyle düşünürdüm. Daha önce hiç keşke yatılı okulda olsam demedim. 18 yaşıma girdim sayılır. Son sınıfım. Bir yıl için babamın beni aniden bir yatılı okula gitmeye zorluyor ve buna boyun eğmemi bekliyor. Saçma(!) Kendi kararlarımı kendim verebilirim. Ama Hala bana emir veriyorlar. Ayrıca çok pahalı bir okul. Durumumuz iki kişiyi de yatılı okula vericek kadar da iyi sayılmaz. İki kişi derken kardeşimden bahsediyordum. Bir kardeşim var. Tasie... O benden 3 yaş küçük olmasına rağmen tam zıttım. Eski yaşadığımız şehirde onu bir yatılı okula yazdırmışlardı. Buraya gelirken de orada kaldı. onunla ayrı şehirlerdeyiz. Ailesinden bu kadar uzak olmasına rağmen gayet rahat. 2 yıldır onu görmüyorum. Görmediğim gibi çok sık konuşmuyoruz da. Biz taşınalı tam 2 yıl oldu ve hala gelmedi.Anlamıyorum ben bu kadar kötü hissederken o nasıl bu kadar rahat. Ama ben olamam. Ben korkarım. Ben istemiyorum. Ben yatılı okula gidemem, yapamam tek başıma...

''Nathalia dedim. Bana bak! Bu ne başı boşluk. Ne zamandan beri bana diklenebiliyorsun ha?''

''Baba ben..Korkuyorum, bilmiyorum ama korkuyorum. İçimde bir huzursuzluk var.''

''Umrumda bile değil! Kardeşin gibi ol biraz.''

Koşarak odama çıktım. Kendimi yatağa attıktan sonra gözyaşlarının esiri oldum. Yarın!! Yarın bu okulda olacağım. Sadece bir gün daha kendi odamdayım. Yorganın altında yeni okulumla ilgili hayaller kurdum. İyi başlayan bu hayallerim sonunda kötü sonuçlanıyordu. Garip hissediyordum. Gözlerimi kapatıp gözyaşlarımı dindirmeyi denedim.

..

ZzZz! Gözlerimi açtım. Ah! Uyuya kalmışım. Sabah olmuş! Aşağı indim. Merdivenin kenarından gelen cızırtı bile beni rahatsız etmemişti. İlk defa! Tekdüşünebildiğim bügünün nasıl olacağıydı. Babam eşyalarımı okula götürmüş hatta beni odama bile yerleştirmiş! Bunu yazdığı notta görebiliyordum. Tek eksik benim okulda olmayışım. Evde de bir not dışında hiç bir şey de yoktu zaten. Otobüse atladığım gibi okula gitmeliydim. Acaba o tarafa hangi otobüs gidiyor? Tüm bildiğim otobüs numaralarını aklıma canlandırdıktan sonra yanıtı buldum. Hiç bir otobüs!! Dünyada bu kadar çok yer varken okulun bu kadar kuytuda olmasına ne gerek vardı. Hemen annemin telefon defterini elime aldım. Numaraları karıştırıp taksının numarasını buldum. Sonunda taksi çağırdım. Biriktirmeye uğraştığım paralar taksiye gitti. Sadece para biriktirmek istediğim tüm zamanlarda bu oluyordu. Para istemediğim yerlere gidiyordu.

Okuldan içeri girdim. Babam beni alması için kapıya adam dikmiş. Saçlarından tiksinmiştim bu adamın. Beni odama götürdüler. Müdür, babam hepsi bir arada beni karşıladılar. Aman ne duygusal (!) Müdürün tipinden rahatsız olmuştum. İticiliğin bu kadarı! Kilosuna göre fazla iri bir kafası vardı ki göze çapmaması imkansızdı. Bir kör bile bu kafayı ayırt edebilirdi. Babam bana veda bile etmeden gitti. Yani gitmiş desem daha iyi olur. Onu göremedim ve görevlilerden biri bana onun gittiğini söyledi. Harika, tamamen yabancı bir ortamda yapayalnız kaldım. Dersler karşıdaki binada yapılıyor, odalar ise bu binada. Kendi kendime yaptığım bir çıkarımdı bu. Kadın bir görevli beni odama bıraktı. Oda arkadaşlarım tam 3 tane. Benle birlikte 4 kişiyiz. Onların yataklarının başındaki resimleri inceleyerek tanımaya çalıştım. Ana, sarışın güzel bir kız, ve sanırım biraz süslü. Jade, iyi bir kıza benziyor. Diğer kızın yatağının başında ya da herhangi bir yerde resmi yok. Arkadaşlarım -yani yakında arkadaş olacaklarım- içeri girdi. Beni gördüklerine pek sevinmemiş gibilerdi. Ne desem bilemedim ve kendimden asla beklemeyeceğim bir şekilde tanışmaya başladım.

''Aaa...ben Nathalia. Tanıştığımıza memnun oldum.'' diye bir şeyler geveledim. Bana bakmayı kesin! Kendi içimden haykırıyordum resmen. Aşağılıyor gibi baktılar. Sonra sarışın lafa girdi.

''Ben Ana, Jade ve...isimsiz. Biz ona isimsiz diyoruz. Hiç konuşmaz, konuşsa bile saçmalar. Sen onu dikkate alma.İşte tanıştığımıza göre yatağın şurası, ders programı dolapta asılı, dersler karşı binada. Çok şanslısın ki aynı sınıftayız.'' dedi

Lafı beklediğimden kısa kesmesinden rahatsız olmuştum. Acaba bu hep böyle mi olacaktı. Bu okulu hiç sevmedim. Sonra cevap verme gereği duydum.

''Evet, çok şanslıyım. Ben biraz çekinirim de her şeyden...'' bu türden bir kıza bunları söylemek ne derece doğru bilmiyorum ama.

''Farkettim. O yüzden buradayız. Alışırsın merak etme. Sen burada bekle biz hemen geliriz. Etrafı keşfet mesela. Yerleşmen konusunda yardımcı oluruz.'' dedi. Jade'ye eliyle bir işaret yaptı.

Ana ve Jade odadan çıktı. Aramız iyi olacak gibiydi. Bu son sözler samimiydi. Yada bana öyle geldi. Odada İsimsiz denilen kız ve ben kaldık. Konuşmaya çalışmaya karar verdim. Yine cesaret bulmuştum. Ama korktuğum gerçeğini değiştirmiyordu.

''ımm, selam! Gerçekte bir adın var mı?'' dedim. Bu saçma lafın ardından pişman oldum. Ani çıkış yaptım sanki.

''Bana öyle selam verme...Ruhların selamı bu...'' dedi. Sesi garipti. Çok garip bir tonu vardı.

''AHAH, ruh mu?'' dedim. Şaka yapıyor olmalıydı. Ne komik ama.

''Gülme, ruhlar bundan zevk alıyor.'' dediğinde tedirgin oldum. Bu kız tiyatrocu mu?

''Sen normal olamazsın!'' dedim. Sanki benimle dalga geçmek ona zevk veriyordu.

''ben normalim, garip olan ruhlar. Hala buradalar. Gitmediler. Geçmişin intikamını alacaklar!!''

Onun bu sözleri ne kadar saçma da olsa korkmadım değil. Bir dakika bile olmayan konuşmamızda beni korkutmayı başarmıştı. Tüm yıl aynı odada kalacağımızı düşünürsek... Hemen odadan çıktım. Tuvalet var mı buralarda? Göremediğim için sormam gerekti. Yanımdan geçen bir kızı çevirdim.

-Afedersin. Tuvalet ne tarafta?

-Önünde duruyorsun seni zeki.

-Farketmedim üzgünüm.

Hemen tuvalete daldım. Kızlar tuvaleti. Bu kız benimle samimi olarak espri mi yapmıştı, aşağılamış mıydı? Yüzümü bol suyla yıkadım. Buz gibi su beni kendime getirdi. Ellerimi lavoboya koyup kendi kendime konuşmaya başladım.

-Sadece bir okul.

İçimi bir rahatsızlık kaplamıştı. Etrafa baktım. Normal görünüyordu. Biraz eskimiş duvarlar ve yeni silindiği kokusundan belli olan zeminler. O sırada bir ses duydum. Bir süre sonra da karaltı benzeri bir şey gördüm. Kapı açıldı ve yerimden sıçradım. İçeri kızlar girdi. Kendi kendime psikolojik baskı uyguluyordum. Kızlar bana garip garip bakarken hızla çıktım. Odaya gittim. İsimsiz yoktu. Buna sevindim. Hemen yorganın altına girdim. Bu gece bana rahat uyku yoktu anlaşılan. Gözlerimi kapadım...

İremmumcu <3 tanıtımı o hazırladı ve çok yardımı dokundu :D

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin