Kağıt parçası

46.1K 1.6K 236
                                    

Sabah olmuş. Uyandım. Odamdayım. Odamdayım?? Hemen fırladım. Bulduğum bıçağı elime aldım. İsimsiz her yerde olabilirdi. Ve bir gariplik hissetim. Alarmın çalmaması olsa gerek.  Sonra yatağımın başından biçimsiz şekiller bulunduran o kağıdı aldım. Anlamıyordum. Bunun anlamı neydi. Odadan çıkmak için hazırlandım. Bir gün daha okulu asacaktım. Brad RAMOS... Bakalım neyim oluyorsun?

..

"Brad RAMOS, eski okulun ağır şartları nedeniyle ölmedi."

"Peki neden öldü, bir bilginiz var mı?"

"Pek yok ama o öldürülmüştü. Bir takım işlediği suçlar yüzünden."

"Öldürülecek kadar ne suçu olabilir ki?"

"Bak Nathalia, ben kütüphane görevlisiyim. Pek bir şey bilemem ama istersen sana bir kitap vereblirim. Eski okulun şartnamesi. Ama aramızda kalmalı. Kimse bilmesin. Bunu yapmam yasak."

"Bunun için nasıl teşekkür ederim bilemiyorum."

"Sadece devam ettirme yeter."

"hıh?"

Ne diyordu bu böyle? Kitabı masaya koydu ve gitti. Devam ettirmek. Bir ben mi bilmiyorum şu devam olayını? Neyi devam etirmemeliyim. Yine bahçedeki köşeme gittim. Kulübe manzarası tam karşımda şartname okuyordum.

*Derse geç kalmak yasak,

*okul dışında odadan çıkmak yasak... vb.vb. Bunlar resmen hayatları ele geçiriyorlardı. Çok gereksiz kurallardı. Şartnamenin sonunda yüksek cezalar ve cezalılar bölümünün bulunması işime geldi. Hemen sayfaları karıştırdım, karıştırdım... Rose Matthews... İsimsizin aynısı. Ya da anneannesinin anneannesi mi desem? Demek ismi buymuş. Bir de isimsizin ismini öğrensem. Ceza: idam. Yok artık. İsimsiz haklıymış bu acımasızlıklar hakkında. Ve nesiller... Onlar öldürmüş olmalı. Vee. İşte buldum. Brad RAMOS. Ceza: idam. Sanırım alışıyorum. Neden bu cezaları aldılar? Nerde yazıyo? Sanırım buldum. Rose: Okulda doğum yapmak yasaktır. Okulda doğum mu yapmış bu?? İsimsizin annesinin anneannesi olmalı bu doğurduğu. Ölmeden önce soylarını devam ettirmişler böylece. Brad ise... Karşı gelmek. Neye karşı gelmek? O kısmı yırtılmıştı. Bir şeye karşı gelmişama neye? Bulmam lazım. Bir ses duydum ve hemen kağıtları topladım. Çantama koydum. Bir ses daha duydum. Bu sefer yerimden sıçradım. Kulübeden geliyordu. Oraya gittim. Anlamsız parlak şey yine dikkatimi çekti. Ve bir rüzgar esti. Çantam bir yana ben bir yana uçtum. Sonra çantamı aldım. Ama bir şey dikkatimi çekti. Kağıt yerdeysi ve o üzerindeki biçimsiz şekillerden biri bu kulübedeki parlak şey ile aynıydı. Sanırım gelişme var. Bugünlük bu kadar yeterdi. Odama gittim ve yattım. İsimsizin gelip yorganımın üzerinden bıçak sokma gibi bir ihtimali olduğunu bile bile yatıyordum. Harika!

Drrr Drr DRrrr.

Normal bir alarm ile yeni bir güne merhaba. Hazırlan ve derse gir. Normal biri gibi hissediyordum. Dün öğrendiklerim beni sanki olayı çözmüşcesine sevindiriyordu. Derslere girdim, sınavlara girdim. Yaklaşık 8 saat normal yaşam sürdüm. Ve yine başlıyorduk. Maceraya (!) Elimdeki kağıtta 4 biçimsiz şekil vardı. Birisi kulübedeyse diğerlerini de bulmam gerekecekti. Önce şu Brad işi çözülse iyi olurdu tabi. Soyumuza dayanıyor. Öldürüldü. Bir şeye karşı gelmek suçundan. Bugün ne çabuk bitmişti. Hiçbir şey bulamadan geçti gitti. Yine başladığımız yerdeyiz. Ve yalnız... Belki tek başıma olmasaydım daha kolay olurdu. Ama öğrenen herkes ölüyor. Ben dışında. 

..

"Hadi ama biliyor olmalısınız."

"Dediğim gibi kütüphane görevlisiyim sadece."

"Nereye gitti bu kağıt parçası? yırtmış biri belli."

"O çok eski, bilmiyorum."

"Yalan söylüyorsun."

"Belki de fazla kurcalıyorsun olayı."

"Öğrenmem gereken şeyler olduğu belli. Sende biliyorsun!"

"Çevrene bakarsan herkes, her şey bir şeyler biliyor. Hepsini toplasan olay çözülür. Ama bu imkansız. Milyonlarca insan var."

"Bu yırtık bölüm tüm insanlara bedel."

"İyi dinle Nathalia, emin ol bunu bilmemek en iyisi."

Bu sefer arkasını dönüp gitmesine izin vermedim. Ben gittim. Arkamdan bakan, daha söylemem gerekenler vardı diyen o olsun. Şu şekili incelemeye başladım tekrardan. Aklıma görevlinin dedikleri geldi. ''MİLYONLARCA İNSAN VAR. HEPSİNİ TOPLASAN OLAY ÇÖZÜLÜR'' Tabi ya insan şekilleri olan yer. Kağıttaki şekili incelemeye karar verdim iyice. Büyüteç ile. Laboratuvara girdim. Bu saatte girmek yasakmış. Ama bu beklemezdi. Girdim ve incelemeye başladım. Bu kağıt soyulabildi. Hemen bir madeni para çıkardım ve kazıdım. Bir anahtar resmi. Gerçeğinde de olmalıydı bu. Hemen kapıya döndüm ve...Müdüre yakalandım.

"Bu sıralarda burnunu heryere soktuğunu duydum. O kağıt da neymiş. Ver onu bana."

"Ne kağıdı?"

"Elindeki."

"Hıı o mu? Şey veremem."

"Nedenmiş o."

Kağıdı çantama attım. Ve kaçmaya çalıştım.

Ne kadar çalışsam da çalışmakla kaldı. Yakalandım.

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin