Onu bulmak mı? Ölmek mi?

30K 1.1K 185
                                    

"Emin misin burası olduğuna?"

"Eminim babamdan öğrendim."

"Yalan söylemiş olamaz mı?"

"Çocukları konusunda olamaz."

Andy beni peşinden mezarlığın birine sürüklemişti. Hayalimdeki ürkütücü, hızlı rüzgrlar esen, şimşekli bir manzara yoktu tabi. Sabah saatlerinde olması  beklenemezdi de. Tam olarak ismini bile bilmediğimiz bir kızın mezarını bulma olasılığı kaçtır?  Bunu düşündüğüm an matematik hocasının sözlerine ne kadar hak verdiğimi anladım. Evet matematik hayatımızın her yerine karşımıza çıkıyor. Mezarlık olsa bile (!) Andy mezarlara bakarak kardeşinin içinde olduğu mezarı hissedebileceğini sanıyor. Bazen ukalanın teki olduğunu düşünmüyor değilim. Benimde bir kardeşim var. Ama hissediyor muyum? Hayır.

Çünkü o ölmedi...

Kulağımda çınlayan bu ses beni korkuttu. 

"Her şey yolında mı Nathalia?"

"Evet, tabi ki."

"Korkmuş gibisin. Mezarlık  mı buna neden olan şey ha (!)"

"Saçmalamayı kes. Burada bulunmamı tek sebebi sen ve ölü bir beden!"

Bunu söyledikten sonra hemen elimi ağzıma götürdüm. Onu incittiğimin farkındaydım. O da bunu farkında olmalı ki elini sorun değil anlamında salladı. Özür dilemek istiyordum ama ağzımı açıp yine saçma şeyler demekten korkuyordum. Sonra susmaya karar verdim. Başımı öne eğdim ve yürümeye devam ettim.

..

"Yok işte yanlış adres hadi gidelim."

"Nathalia, eminim burası hissediyorum. hem.."

"Andy şuna bir bak. Hadi gel."

"Bu da ne?"

"Tut şunu." çantamı eline tutuşturdum.

"Nathalia ne yapıyorsun."

"Şuna bir bak. Kazmam lazım. Şu taşı çekiyim bi."

"Nathalia o bir ayak mı yanlış görüyorum."

"Sanırım ayak. Ama canlı birisine ait değil. Bu bir bebek."

"Nasıl bir bebek?"

"Aradığımız türden bir bebek. Şuraya bakıyım. Adı Sue. İşte aradığımız bebeklerden biri daha. Ama neden mezarlıkta? Bu bir tesadüf mü?"

"Sanmıyorum Nathalia ama gidelim hedi. Bebeği ver çantana koyayım."

Ayağa kalkıp çantamı Andy'den aldım. Okula geri döndüğümüzde saat geç olmuştu ama giriş ve çıkışlar hala açıktı. Odama gelmeyi başardım. Kapıyı açtığım anda Ana koşarak geldi.

"Sonunda geldin! Kafayı yiyecektim meraktan. Eee kardeşinin mezarı nasıldı? Hayalet gördün mü?"

"Ana ne hayaleti ya. Mezarı bile bulamadık."

"Boşuna mı gittiniz?"

"Sanmıyorum. Bunu bulduk. Bir bebek daha. Yerine koyalım."

"Olmaz Rizzoli duşa gireli yarım saat oldu. Çıkması an meselesi."

"Bu saatte ne duşu? Uykudan ölebilirim."

"Saat 9 Nathalia."

Erkenmiş. Cebimden saatimi çıkartıp baktım. Saat 22.45 görünüyordu. Kafamı kaldırıp duvara baktım. Saat 9 du cidden. Psikolojik baskı ile kendimi uykuya bağlıyordum. Ama bu uykum olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Kafayı koyduğum gibi uyudum sanırım.

..

"Ana hadi ama lütfen ya. Bu önemli bir durum."

"Andy gizlice babasının dosyalarını karıştıracak bende müdüre yalan söyleyerek odadan çıkarıcam. Bence bu kurallara aykırı."

"Hiç kural çiğnemediğini mi demek istiyorsun."

"Kasten yapmam diyorum."

"Ben yapamam yeteri kadar ilgi çektim üzerime. Lütfen!!"

"Tamam tamam, pes ediyorum."

"Harikasin!"

...

Teşkilatı kurmuştuk. Ana müdürü götürünce Andy içeri sızacak bense kapıı gözetleyecektim. Bu iş beklediğim kadar sıkıcı değildi. Öyle yada böyle bilmem ama Ana'nın öğrenmesi bu işe heyecan katmıştı. Arkamı döndüm.

"Önce sizi tanıştırmak isterdim doğrusu. Kısmet değilmiş. Hadi Ana git bakalım!"

Ana'nın onay vererek gidişini Andy ile izledik. Andy'nin bu nasıl bi kız okul için fazla süslü bakışlarının anlamını çözmek zor olmadı.  Ana sana güveniyorum... Bir süre sonra müdürün Ana ile odadan çıktığını gördük. Andy hemen odaya girdi. Kapıda beklemeye başladım. 

..

"Andy geliyor çabuk çık."

"Andy!"

"Hey!!"

Beni duymuyor gibiydi. Odaya dalıp onu çıkarmam gerekecekti. Müdür kolidorun başındaydı. İçeri girmek iyi olur muydu. Gir şu içeri! Odaya daldım. 

"İnanmıyorum oturuyorsun ha? Baban kapıda koş hadi."

Hareket etmiyordu. Onu zorla kaldırdım. 

"Neden gelmiyorsun yürü."

"Nathalia."

"Andy sırası değil. Hadi."

Onu zorla çıkarttım. Ana gelmişti. Onun yanına gittik. Oturduk. Andy hala konuşmuyordu. Bir süre sonra sessizliği bozdu.

"Hatırlıyor musun Nathaia. O mezarda neden bebek vardı bulamamıştık."

"Evet."

"O kardeşimin mezarıymış."

"Nasıl yani? Adı ne ki kardeşinin."

"Sue."

"O bebek.."

"O bebek kardeşiminmiş işte. O bebeklerin sahipleri öldü Nathalia, hepsi öldü işte. Bebekleri kaldı sadece."

"Hepsi mi öldü."

"Öldü evet, yoksa bebek sahiplerinde olurdu değil mi?"

"Anlamıyorum. Neden öldüler. Bebekler neden birden ortaya çıkıyor. Hepsini bulunca ne olacak?"

"Bende anlamıyorum Nathalia ama ne yapabiliriz ki?"

"Sanırım ne yapacağımızı biliyorum."

"Neymiş o?"

"İsimsizi bulmalıyız."

..

"Hemde hemen!"

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin