O senin için hazırlandı..!

27.9K 1.1K 209
                                    

Bu kan yağmuru muydu? 

Etrafıma göz attım yağmur gibiydi. Ama elimdeki şey kesinlikle kandı. Tekrar tekrar etrafı incelemeye başladım. Normal yağmur yağıyordu. Gökyüzüne baktım. Kan yoktu. Sonra kafamı elime çevirdim. Tam sağ avcumda kan vardı. Emin olmak için avcumu açıp kapadım. Kan yayıldı. Elimde nereden geldiğini bilmediğim bir kan vardı. Cebimden bir mendil çıkarttım ve kanı sildim. Tiyatro salonuna giderken ikide bir gökyüzünü inceliyordum.

"Nathalia, sırılsıklam olmuşsun!"

"Evet, yapmur hızlı yağıyordu. Baya hızlı."

"Koşabilirdin!"

"Artık önemi yok değil mi Ana? İşte anahtar. Kapıyı açmaya ne dersin?"

Oradan Andy'nin sesini duydum.

"Sanırım kapıyı sadece görebiliriz. Bu kadar kişinin içine açmayı düşünmeyin."

"Ama Andy! Anahtarı almaya yolladınız beni."

"O zaman burası boştu. Şimdi kalabalık."

'Kapıyı görmek de yeter. Nerede o kapı?"

Ana kolumu tuttu. Beni aynanın arkasına götürdü. Orada sahne perdesinin devamı şeklinde bir perde daha vardı.

"Bak Nathalia. Arkasında."

Ana'nın söylemesi ile perdenin arkasına geçtim. Orada birçok kapı vardı. Karanlık olmasına rağmen renkleri seçebiliyordum. Mor bir kapı aradım. Onu bulmak pek uzun sürmedi. Hemen yanına gittim. Kapının kolu çok gevşekti. Onu sağa  sola oynatıp bıraktım. Anahtar deliği aynı bendeki anahtar gibi inceydi. Babam bana bu anahtarı verirken benim özel olduğumu söylemişti. Belki de o özel nesil için -yani ben- hazırlanan şey bu kapının arkasındaydı. Kafamı kapıya yasladım. Şimdi ne kadar merak da etsem yarın ders saatinde kimse yokken gelip kapıyı açacaktım. Anahtarı sıkmayı bırakıp cebime attım. Sonra oradan çıktım. Ana ile Andy perdenin arkasında beni bekliyordu.

"Nathalia ne düşünüyorsun?"

"Ne düşünebilirim ki Ana? Merak ediyorum. Hem de çok merak ediyorum. Andy bana dik dik bakmayı keser misin?"

Andy hala bana bakıyordu. Bu rahatsız edici bir hal almıştı. Elini uzatıp alnıma dokundu. Sonra elini çektiğinde ''bu da ne böyle'' dediğini duydum. Elinde kan vardı. Benim kanım.

"Nathalia alnın kanıyor ne yaptın içerde?"

"Hiç bir şey Andy. İnan bana."

"Bir şey kesmiş olmalı."

"Bir saniye. Alnımı kapıya yasladığımı hatırlıyorum."

"Belki de sivri bir şeye yasladın."

"Olabilir. Biz gitsek iyi olur. Sanırım iyi hissetmiyorum."

Andy başıyla onayladıktan sonra Ana lafa girdi.

"Ben tiyatroda kalıyorum. Az zamanımız kaldı çalışmalıyım. Siz gidin."

"Peki. Görüşürüz."

Andy ile ben tiyatro salonundan çıktık. Aklım başka yerlerdeydi. Pek konuşasım da yoktu. Hiç bir şey demedim. Andy benimle birlikte odama kadar geldi. Önce tereddüt etsemde sormadan edemedim.

"Andy... Rizzoli'nin annesi... Neden tımarhaneye kapatıldı?"

"Söylemiştim. Kızını öldürmeye çalışmış."

"Rizzoli'yi mi?"

"Evet. Sanırım annesinde kalıtsal olarak şizofreni oluşmuş. Bu onun suçu değil."

Yatılı Okul | WATR yaz '14 En Iyi Paranormal HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin