3

2.6K 117 31
                                    

Hellöö! Hala okuyan birileri var mı? Lütfen yorum yapın çünkü gerçekten devam ettirmek istiyorum. İyi okumalar.

Etrafta her adımınızı izleyen birilerinin olduğunu bilmek gerçekten iğrenç birşeydi. Lisedeyken o kadar acınasıydım ki hoşlandığım çocuğun beni hep izlediğini sanardım. Yani demek istediğim sadece okulda değil ben odamdayken bile - tüm pencereler ve perdeler kapalı olmasına rağmen - beni izlediğini sanar ve ona göre davranırdım. Bir nevi şizofreni gibi birşeydi. Hayali arkadaş gibi.

Bu yüzden rol yaparken zorlanmıyordum. Ancak bir süre sonra sıkıcı olduğunu kabul etmeliyim. Adım atarken bile düşünüyordum. Acaba tuvalete gitsem arkamdan gelirler mi diye bile düşünmüştüm.
Ve evet gelmişlerdi.

Zor olan ise sabahki anlardan sonra hala Neymar'a dokunmak zorunda olmamdı. İşi daha zor yapmak için elinden geleni yapıyordu.
Ve sabah demişken belime sıkı sıkıya kenetlediği elleri ve boynuma zorla gömdüğü dudakları hala beni titretiyordu. Onu itmeye çalışırken acıttığım bileğim 'buradayım sürtük!' diyerek sızladı. 
Yakınlaşma seansıymış.
Tüm sözleri ve bakışlarına katlanırdım ancak bana zorla dokunmaya çalışırsa bende çirkinkeşirdim.
Eninde sonunda onu öpmek zorundaydım biliyorum hatta belki daha ileri gitmek zorundaydım. Ancak öncelikle bu fikre alışmalıydım.
Pat diye beni öpmeye çalışamazdı. Veya daha ileri gitmeye çalışamazdı.

"Biraz mutlu görünmeyi dener misin?" diye kulağıma fısıldadı ve ardından sanki edepsiz birşey söylemiş gibi sırıttı. Etraftaki nefis yemek kokusu karın acıktıran cinstendi. Üstüne birde Neymar'ın çam kokusu eklenince dayanılmaz oluyordu. İnsanların izlediğini bilmeme rağmen boş boş bakmaya devam ettim.

Bakışlarını bir an karanlık ele geçirecek gibi olduysa da mecburiyetten gülümsediğini bilmek hoşuma gidiyordu. Böyle olmasını o istemişti.

Kahvesinden bir yudum alıp ağzına bir salatalık attı ve tekrar bana döndü. "Sana diyorum Beatrisa." dedi. İsmimi onun dudaklarından duymak benim için lütuf falandı. Bu daha çok uyarı gibiydi. Yapmamı istiyordu ve aynı zamanda yapmak zorunda olduğumu hatırlatıyordu. 
Bunu daha önce de yapmıştı.
Evleneceğimiz zaman.

"Biliyorsun Beatrisa..bu gerçek değil." demişti. Sanırım beni ağlarken gördüğü ilk ve son gündü. Onun yanında ağlamak benim için utanç vericiden de öte birşeydi. Kendimi acındırmaya çalıştığımı düşünmesini asla istemezdim. Bu benim zayıf noktamdı.
"Bunu yapmak istemiyoruz ama zorundayız." 

Bana ilk kez o zaman adımla seslenmişti ve bu da ikincisiydi. Tıpkı o zaman yaptığım gibi onu onaylama gereksinimi bile duymadan dediğini yaptım. Yanaklarımı zorla iki yana gerip dudaklarımı yanaklarına bastırdım. Dudaklarım hafif çıkan sakallarına dokununca derin bir iç geçirdim.
Vücudundaki şaşkınlığı hissediyordum, ondandır ki eli havada çatalla beraber kalakalmıştı.
Gözlerimi kapatıp on saniyemi öyle harcadım. Bunu yapmayı istemeyi çok isterdim. Zorla bırakılmış bir öpücük değil, gerçek olanını.

Suratımı geri çekerek onun ifadesini izledim. Afallamış görünüyordu. Bende elindeki çatalı aldım ve ağzına tuttum birkaç saniye gözlerime baktı yine,  ardından ağzını açtı.
Çatalındaki salamı ağzında yavaş yavaş çiğnerken beni anlamaya çalıştığını biliyordum. Ve bilinmez olmak daha iyiydi. Her hareketimi çözmesinden çook daha iyi.

Çatalı elimden aldı ve tabağın kenarına koydu. Kolumu kavrayarak baş parmağını elimin üstünde gezdirdi ve kendine çekip sarıldı.
Şaşırma sırası bana geldiğinde onun aksine kalakalmadım. Beklemediğim bir hareketti ancak neden yaptığını anlamıştım.
Kolu omzumun etrafından bana sarılmıştı bende avuç içlerimi gögsünde dinlendirip gözlerimi kapadım.
Yalanda olsa bu anı yaşamak güzeldi.

PUZZLE  (Neymar Jr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin