Sınava son 3 gün, dualara ihtiyacım var..
Bölümü neden böyle yaptım bilmiyorum, bu sıralar duygusalım ona verin..
İyi okumalar! 📙📘📗Eğer Junior belimi tutan ellerini bırakırsa ayakta kalabilir miydim emin değildim.
Söylediği tek bir cümle ile bile tüm yaptıklarını, söylediklerini unutup gemileri suya indirmemden nefret ediyordum.
Derin birkaç nefes aldım.
"Hayır.." dedim telaşla ve belimi kavrayan elinden kurtulmak için gögsünden itekledim. Kafamın içinde bir uğultu oluşmuştu. Ellerini çözerek kendimi geri atmama izin verdi. Düşünmek için ondan uzakta olmam gerekiyordu. Hem bendenimi hem duygularımı öyle bir sabote ediyordu ki aptallaşıyordum. Aptallaşınca kendimden nefret ediyordum."Şimdi de Rafinha'ya mı taktı efendimiz." deyip alaylı bir nefes verdim burnumdan. Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda bana doğru attığı adım ile "Hayır!" diye daha yüksek sesle itiraz ettim. Adımlarını durdurdu ve kollarını iki yandan sallandırarak bekledi.
Lanet elâlarını üstüme dikmiş gerilmiş suratıyla bana bakıyordu.
Hoş aramızdaki gerilim ile tüm Barcelona'ya elektirik üretilirdi orası ayrı.Birden deli gibi kahkaha atmaya başladım "Sırada kim var Junior? Ağabeyim mi?" dedim hala gülen suratımla. Kaşları çatıldı "Tris saçmalama yoksa-" bir adım atıp kıkırdadım ve sözünü kestim "Yoksa ben zararlı çıkarım değil mi Junior?" dedim.
Kafamı giysi dolaplarına çarpmak istiyordum. Ellerimi başımın arasına aldım ve birkaç adım önümde kıpırdamadan dikilen Junior'a bakışlarımı tekrar çevirdim. "Zararlı çıkan hep benim zaten Junior." sesim o kadar çatallaşmıştı ki bana ait olup olmadığını düşündüm bu sesin.
Şu an içimdeki şey acı mıydı?
Nasıl geçerdi peki?"Yanımda sen varken aşık olduğum adamın fotoğraflarına bakan ben değilim biliyorsun.." dediğimde suratı değişti. Şaşkınlık ve pişmanlık kademe kademe suratına yereşirken bende onu zevkle izledim. Ama bitmemişti. Bunu başlatan oydu ve sonuna kadar dinlemek zorundaydı. "Yada bir sabah kalktığımda yanımda seni görünce başkasını hayal ettiğimi söyleyen de ben değilim.." kesik bir nefes alıp devam ettim "Ve herşeyi bir karşılık için yaptığını iddia edip seni çıkarcı ve satılık birisi olarak düşünende biliyorsun." deyip son verdim.
Gözümdeki yaşları tutmak için kafamı yukarı kaldırdım ve kollarımı gögsümde topladım. Sırtımı dolaplardan birine yaslayıp aşağı doğru kaydım ve yere çöktüm.
Yorulmuştum.
Neymar Da Silva gerçekten zor bir adamdı. Dışarıdan tek derdi video oyunları ve maçta attığı gol sayısı gibi görünebilirdi. Ama değildi çok daha zor bir adamdı.Yaklaşan adım seslerini duydum ama artık itiraz edecek halim yoktu.
Beni bu hâle getirenin o olduğunu biliyordum, ancak beni bu halden çıkarabilecek olan tek kişinin o olduğunun da farkındaydım.Yanıma aynı benim gibi çöküp sırtını dolaba yasladı. Kafasını geri atıp dolaba bir kez vurdu. Kendine has o güzel kokusu ciğerlerimi bayram ettiriyordu.
"Beatrisa.." dedi titreyen sesiyle. Sanırım bir ay sonra ilk defa Junior'ın gerçek birşeyler hissettiğini görüyordum.
Sonunda Junior'a gerçek birşeyler hissettirebilmiştim."Tris.." dedi tekrar ve kafasını bana çevirdi "Aptalı tekiyim değil mi.." bu sorudan çok yakınma gibiydi. Kafamı korkuyla çevirip güzel yüzüne baktım. Korkuyordum çünkü yine etkisi altına almıştı beni.
Yine kapılacaktım ona.
Güzel bakan gözlerine, çok fazla çıkık olmasada güldügünde tapılası görünen yanaklarına, uzun kirpiklerine..
Kafamı iki yana sallayıp tekrar önüme döndüm ancak o izin vermeyerek sırtını dolaptan ayırıp tamamen bana döndü. Çenemi kavrayarak kendine çevirip ona bakmamı sağladı. "Düzelteceğim." dedi güzel aksanıyla. İnanmak istiyordum ama kafamın bir köşesindeki o 'ama' hiçbir zaman susmuyordu.
"Söz veriyorum." çenemdeki parmakları yanağıma ulaşarak orayı okşadı ve suratımı kendine çekti. Diğer elide diğer yanağımı kavradı ve alınlarımızı birleştirdi. Elâları yakınlığımızdan dolayı tek bir göz gibi birleşmişti. Ellerimi bileklerine sardım.
Her seferinde nasıl yeni bir yönünü keşfedip ona daha çok hayran oluyordum. Sanki bu bakan güzel elâların hiçbir kötü yanı olamazmış gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.