Selam!
İçime sinmese de artık bölüm atmam gerektiğini bildiğim için attım. Tekrar tekrar okuyor oluşunuz beni çok mutlu ediyor. Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar! ♥️📕📗📘📙Karanlık yolda araba gerekenden çok daha fazla hız yapıyordu ancak yine de sessizliği bozmak istemediğim için konuşmuyordum. Çok yorgundum. Çok yorgunduk.
Tartışırız diye çok korkuyordum çünkü bana aşağı inme demesine rağmen inmiştim. Kızmakta haklıydı ancak bende sadece beş dakikada ne olabilir diye düşünmüştüm. Beş dakikada başıma bunlar geldiyse gerçekten vahim durumdayım demekti. Tereddütle gözlerimi Junior'a çevirdim. Gözlerinden alevler fırlıyordu, elleri direksiyonu o kadar sert kavramıştı ki parmak boğumları beyazlamıştı ve çenesi biraz daha sıkarsa kırılabilirdi sanırım. Gözlerimi kaçırdım ve önüme döndüm en iyisi eve kadar sesimi çıkarmamaktı.Sinirinden dolayı yaptığı hız eve on beş dakika da gelmemize sebep olmuştu. Garajdan içeri arabayı sert bir manevra ile sokup ani bir frenle durdu ve el frenini çeker çekmez arabadan inip garajı terk etti. Arkasından bakakalsam da çok geçmeden bende yanına çıktım. Telefonumu elime alıp saati kontrol ettim epeyce geçti. Mare'nin gitmiş olması çook normaldi yani. Odaya çıkıp ürkekçe kapıdan girdim ve kedi gibi kıyafet odasına girdim. Üstünü değiştiren Junior bana bakmadı bile. Koltuğa oturup ayakkabılarımı çıkardım ve ayaklarımı ovaladım. Agustinden kaçacağım diye bir ara asfaltta çıkardığımdan ağayımın altına hep taşlar batmıştı ve acıyordu. Üstümdekileri teker teker soydum ve gecelik takımımı giydim. Banyoya gittim, dişlerimi fırçalayıp yüzümdeki makyajı sildim ve üstümdeki şoku atmak için yüzüme soğuk su çarptım.
Odaya geri girdiğimde kendi tarafında oturup dümdüz karşıya bakan Junior ile elim ayağım dolandı. Onu görünce sürekli elim ayağım dolanıyordu zaten. Bu çoğu zaman heyecandan ve aşktan olsa da şu an suçluluk ve tedirginliktendi. Kararsız adımlarla yatağa gittim ve biraz kendi tarafımda oturdum. Daha sonra sırtını ve gergin kaslarını izledim. Avuçları yatağın kenarını sıkarken yerimde duramadım ve yatakta kayarak sırtından sarıldım ve burnumu omzuna dayayıp kokusunu içime çektim. Gergin olan omuzları rahatlama ile aşağı inince bende rahatlayıp kısa kısa öpücüklerimi boynuna kondurdum. "Özür dilerim, seni dinlemeliydim." diye mırıldandım. Bana ormanda çamların arasında yürüyormuşum gibi hissettiren ferah kokusunu içime çektim. Arkasını dönüp parmaklarını yanaklarımda gezdirip gözlerime baktı. "Sana çok kızmam gerekiyor Beatrisa ancak kızamıyorum" alaylı bir nefes verip gözlerini devirdi ve tekrar bana baktı "Ve sana kızamadığım için kendime kızmama neden oluyorsun" deyince gülsem mi ağlasam mı bilemedim resmen. Suçlu çocuklar gibi kafamı eğdim ve ellerimi izledim ama o izin vermeyerek kafamı kaldırdı ve elmacık kemiğimin üstüne bir öpücük kondurdu. "Şimdi uyuyalım yarın konuşuruz" dedi ve yatağa girerek beni de kendine çekip sıkıca sarıldı. Kafamda tonlarca şey vardı ama kokusu beynimi uyuşturan bu güzel adamın kolları arasında uykuya kapılmam çok sürmedi.
🔺 🔺 🔺
Uyandığımda Junior yanımda değildi. Onsuz uyanmak hoşuma gitmiyordu.
Etrafıma bakındım ve güzel kavruk tenini görmeyi umdum ancak etrafta görünmüyordu. Yatakta doğrulup huysuzca saçlarımı karıştırdım ve arka tarafımda kalan giyinme odasına girmek için ayağa kalktım. Orada da bir Junior yoktu ancak bir küçük bavul bulmuştum. Kaşlarım çatıldı ve banyoya adımladım ve kapıyı tıklattım, ses gelmeyince içeri girdim ve elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Aşağı inince koltukta telefonla konuşan Junior'ı buldum. Yanına oturup suratsız bir şekilde ona baktım. Onsuz uyanmaktan cidden hoşlanmıyordum.
Telefondaki konuşması bitince bana döndü ve kolları belime dolanıp sarıldı. "Kaşların niye çatık güzelim" deyip o güzel gülümsemesini benim için sundu. Omuz silkip "Sensiz uyanmak hoşuma gitmiyor artık" dedim. Dudakları iyice kıvrıldı ve gülümsemesini genişletti. Belimdeki kolları sıkılaşınca utandım. Yanaklarımın kızardığını fark edip sırıttı. Böyle birşeyi içimden düşününce normal geliyordu ama sesli dile getirince öyle olmuyordu. Uzanıp boynuma sıcak bir öpücük kondurdu. "Pekala öyleyse yolculuğumda bana katılırsın belki?" deyince kaşlarım tekrar çatıldı. "Ne yolculuğu?" sesimdeki hayal kırıklığı şimdiden hissedilir türdeydi. Çünkü gitmem imkansız gibi birşeydi. Şirketi ve işleri bırakamazdım. "Davi'yi görmem gerek ama buraya getirtemem içinde bulunduğumuz durumdan dolayı." gözlerini birkaç saniye kaçırdı. Elalar bana dönünce omuzlarım düştü. Haklıydı Davi'yi uzun zamandır görmüyorduk ama bundan son anda haberim olmasa daha iyi olurdu tabi. Belki birşeyler ayarlama olasılığım artardı. "Keşke gelebilsem sevgilim" deyip dudak büktüm. Sözlerinle onunda omzu düştü. Onu üzmek istemiyordum. "Seni yalnız bırakmak istemiyorum Tris lütfen ayarla" cevap vermedim ve kafamda programımı düşündüm. "Gerekirse ağabeyinle konuşup şansımı zorlayacağım çünkü" ufak bir tebessüm ettim "Ne zaman?" diyerek telefonuma bakındım ama bulamadım. Yukarıda olmalıydı. "Yarın öğleden sonra uçak" deyince daha da umudum azaldı. "Hemen birşey söyleyemem ayarlamaya çalışacağım" dedim ve ona sarıldım. Muhtemelen ayarlayamayacaktım ancak deneyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.