Merhabalar, beni unutmuş olabilirsiniz hakkınız vallahi. Upzun bir zaman sonra sizinleyim. Umarım beğenirsiniz. Ve umarım eski değerini görür. İyi okumalar. <3
Taksi verdiğim adrese gittikçe yaklaşıyordu ve ben gittikçe daha çok geriliyordum. Yaptığım şey dışarıdan aptallık gibi görünüyordu ancak yapmak zorundaydım. Hoş şu an gidince ne diyeceğime dair ufacık bir fikrim bile yoktu.
Gitmemi istediği adres, benden dizayn etmemi istediği ama benim reddettiğim o güzel evdi. Kalbim korkuyla kabarıyordu. Juniordan gizli iş yapmam bir yana tam anlamıyla mental olarak sorunlu bir adımın yanına kendi isteğimle gidiyordum. Bu benim için intihar gibi birşeydi.Araba yavaşça evin önünde durumca kusacakmış gibi midemi tuttum. Galiba korkudan kusmak üzereydim. Derin birkaç nefes alıp artık inmemi dikiz aynasından dik dik bakarak ima eden adama göz devirdim. Ücretini ödedikten sonra indim ve yavaş adımlarla kapıya vardım. Ben daha kapıyı çalmadan açılan kapı ile bir adımımı geriye attım. Yüzünde sanki onunla konuşmak için değil de artık onun sevgilisiymişim gibi neşeli bir gülümseme ile açtı. Oysa ki düşüncesi bile tiksinçti.
Derin bir nefes alıp omuzlarımı dikleştirdim ve kaşlarımı çattım. "Dışarıda konuşmak istiyorum" dedim düz bir sesle. Gülümsemesi suratından silindi "Niye çok mu korkuyorsun?" deyince kafamı iki yana salladım. "Korkmuyorum sadece sana güvenmiyorum." deyip adımlarımı bahçeye yönlendirdim. Tamamen yalandı çok korkuyordum. Çok fazla korkuyordum öyle ki bacaklarım tir tir titriyordu ve ben düşüp yığılacağım diye de korkuyordum. İçeri girdikten sonra elinde iki bardak şarap ile yanıma adımladı. Onun verdiği bir şeyi içmek gibi bir aptallık tabi ki yapmayacaktım bu yüzden bardağı uzattığında kafamla kısaca reddettim. Israr edecek gibi baktıysa da bardakları yere bıraktı ve cebinden bir sigara paketi çıkarıp bir dal çıkardı ve onu yaktı. Dumanı üfledikten sonra delici bakışlarını üzerime dikti. "Son olanlardan sonra beni araman şaşırtıcı." dedi yeni bir nefes çektikten sonra. Onun sigara içtiğini bilmiyordum. Biz lisedeyken içmezdi. "Ne yapabilirim?" diye direkt konuya daldım. "Cidden bu saçmalığı bitirmek için ne yapabilirim?" diye devam ettim. Artık yorulmuştum. Bitik haldeydim. Hayatıma devam etmem gerekiyordu, çok güzel bir evliliğim vardı ve belki ilerde bir çocuğum olacaktı daha şimdiden gerçekten annesi olmasam da bir oğlum vardı zaten. Bütün bunları mahvetmeden bu işi bitirmem gerekiyordu. "Hiçbirşey yapamazsın benim olmadıkça bu böyle devam edecek." aptal kelimelerini o kadar kendinden emin söylemişti ki. Sanki anayasadan bir madde okuyor gibiydi. Bu olmak zorundaymış gibi. Sinirle kafamı iki yana salladım. "Hayır bu hiçbir zaman olmayacak." deyip adımlarımı ondan uzaklaştırdım. Sigarasının aroması bile beni rahatsız ediyordu. "Agustin denemiyorsun bile!" diye çıkıştım kendimi kaybederek. Sinirle alev alan bakışlarımı ona diktim. Bir an irkilip çıkışmama şaşırdı. "Beni rahat bırakmayı, başkasını sevmeyi denemiyorsun bile, sana daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Sen benim hayatımı mahvettin ve ben seni sevmiyorum. Sevmeyeceğim anlasana." derin ve titrek bir nefes bıraktım. "Neymar olsa da olmasa da sen asla benim aklımın ucundan bile geçmeyeceksin. Bana böyle şeyler yaşatan birisi ile arkadaş bile olmayacağım." sinirden gözyaşlarım firar edince daha çok sinirlendim. Yanaklarımı avuçlarım ile kurulayıp tekrar gözlerine baktım. "Beni sevdiğini söyleyip duruyorsun değil mi?" diye alay edercesine konuşup iç çektim. "Bu sevmek değil. İnsan sevdiğine böyle yapmaz." bakışları daha da delip geçti beni. "Seven insan, sevdiği onunla mutlu değilse mutlu olduğu insanla olmasına izin verir değil mi?" diye birden sözümü kesti. Sözümü kesmesinden çok söylediklerine şaşırdım çünkü evet doğru olan buydu. Seven insan öyle yapardı. Bende Junior'ın sevdiği ile olmasına izin verecektim ama o beni sevmişti. "Ben yıllardır buna izin veriyorum görmüyor musun?" birden şaşkınlıkla bakakaldım. İzin mi veriyordu? Bu izin verdiği hali miydi? Tam güzel bir şeyler yaşayacakken karşıma çıkıp içine sıçan o değil miydi? Gözlerimden bir damla daha düştü ama şaşkınlıktan silemedim bile. Bir adımda bana yaklaşıp yanağımdaki damlayı baş parmağı ile aldı. Sigara kokusu ve parfümü karışmıştı. Yanağımı çevirdim ve temasından kaçtım. "Yıllardır seni başkalarının kollarında izliyorum ben Tris ve şimdi artık seni sadece kendime istediğim için beni suçlayamazsın." İnanamazca ona baktım. Söylediklerine o kadar inanıyordu ki. "Ben kiminle olsam gelip içine ettiğini biliyorsun Agustin ama bu sefer izin vermeyeceğim. Bu son." deyip geri bir adım attım. Umutsuz vakaydı, kafasındaki her neyse ona kafayı takmıştı ve yapacaktı. Boşuna çabalıyordum. "Seni her görmeye geldiğimde bağıra çağıra gitmemi isteyip beni ittin. Benden hep nefret ettin. Bana hiç şans vermedin." diye bağırınca irkildim ve bir süredir unuttuğum korkum tekrar gün yüzüne çıktı. "Çünkü beni taciz ettin aptal bana neredeyse tecavüz ediyordun!" diye bende bağırıp bir şeyler fırlatmak istedim. O an keşke bir şeyler bulabilseydim içimdeki şiddete laf geçiremiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.