Birazcık bu Neymar ile tanışın istedim 😇
Umarım beğenirsiniz😆
İyi okumalar, oy ve yorum lütfeeen.. 📚Dün çok fazla uyuduğumuz için gözlerim sabah çok erkenden aralanmıştı. Yatakta güzel esmer vücudu ile beyaz çarşafları süsleyen Junior'a döndüm. O kadar harikaydı ki kalbim heyecandan şişiyordu ona bakınca. Onun yanındayken bile onu özlüyordum.
Bu his beni korkutuyordu.
Sanki aldığım nefes ona aitti. O olmadan nasıl yaşamışım çok anlamsız geliyordu şimdi. Bütünlenmiş gibiydim.
Son zamanlarda hatrı sayılır bir şekilde uzayan saçlarına parmaklarımı doladım. Kendisi gibi harika olan kokusunu çektim içime ve çıplak omzuna ufacık bir öpücük kondurdum. Yataktan kalkıp banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. İhtiyaçlarımı giderip giyinmek için kıyafet odasına girdim.
Üstümdekilerden kurtulup elbise arayışına girmiştim. Triko gri kazak gibi görünen elbiseyi üstüme geçirdim. Artık iyice soğuyan hava için uygundu. Ayağıma da butileri geçirip çantamı hazırladım. Saçlarımı biraz dağıtıp kremledim ve biraz da makyaj yapıp odadan çıktım. Çizim çantamı hazırlamak için çalışma odasına girdim. Dosyalarımın her biri bir yerdeydi.
Çok çalışmak zorunda olduğumda stresten elime geçen herşeyi bir yere bırakıyordum. Ve bu dağınıklığa Mare dokunmamıştı çünkü birşeylerin kaybolmasından korkuyordu. Dosyalara ya da çizimlere birşey olur yada kaybolursa diye çalışma odasını çok toplamaz sadece temizler ve aldığını aldığı yere geri koyardı.Çizim çantamı da halledince bir ara burayı toparlamayı aklıma not ettim. Tekrar dağıtmak için alan yaratmalıydım.
Geri odaya dönüp hâlâ uykuda olan Junior'a baktım. Gözlerimi ayırasım yoktu üstünden ama gitmeliydim. Bugün ki erken gidişimle dünü telafi edebilirdim belki. Hem abimi de meraklandırmamış olurdum. Yatakta ki esmer bombayı bırakmak istemesemde yanağına ufak bir öpücük kondurdum hissettirmemeye çalışarak. Sonra kendi düşünceme kıkırdayarak odadan çıktım.
Mare bile henüz gelmediğine göre gerçekten erkendi. Dışarıdaki yağmuru görünce şemsiye almadığım için uzun uzun sövdüm kendime. Taksi gelene kadar evin girişinde bekledim ve taksi belirdiği an kendimi sıcak klimanın kollarına attım. Taksicinin garip bakışlarını önemsememeye çalıştım.
Yolda giderken tabletten maillerimi açtım. Ağabeyim yeni bir iş için anlaşmıştı ve bunu bana bildiriyordu. Yeni bir cafe dizaynı için kedimi hazırlamalıydım.
Aklıma birden Junior'a haber vermediğim gelince elim telefona gitti. En azından mesaj yazmalıydım fakat o sırada telefon elimde çalmaya başlayınca irkildim. Junior arıyordu.
"Günaydın prenses." deyip kıkırdadım. Rafinha duysa benimle gurur duyardı. "Çok komik. Neredesin sen bu saatte." anlaşılan Junior yanlız uyandığı için kızgındı. "İşe gidiyorum. Dün gitmemiştim hani?" nefes alıp verme sesinden sonra hâlâ uykulu sesini duydum. "Beni böyle bırakıp gitmen hoşuma gitmedi." gözlerim şokla büyüdü. Bu sözler gerçekten Junior'ın tapılası dudaklarından mı dökülüyordu? "Sessiz kalman da hoşuma gitmedi." aynı ses tonunu bir kez daha duyunca taksiciye geri dönelim demek istedim. Gerçekten istedim. Ama yıllarca Junior bununla dalga geçerdi.
"Neymar.." mırıldandım ama daha fazla diyecek birşeyim yoktu. Mutluluktan kuduruyorum diyemezdim. "Peki ben uykuma sen de işe. Akşama misafirlerimizi davet etmeyi unutma." onu çoktaan unutmuştum bile "Pekala" dedim ve hat düştü.
Kalbimin yüksek sesli atışlarıyla baş etmeye çalışarak taksi parasını ödedim ve kendimi dışarı attım. Soğuk hava tokat gibi suratımı yaladı. Kapıdaki güvenliklerden biri hemen şemsiye ile yanıma geldi ve içeriye kadar bana eşlik etti. Bu havada şemsiyesiz gezdiğim için gerçekten aptaldım. Siyahlar içindeki adama ufak bir teşekkür edip asansöre ilerledim. Kendi katıma gelince doğru odama gidip kalorifer peteğine yapıştım. Nasıl bir anda bu kadar soğumuştu hava hala inanamıyordum. Sonuçta akdeniz şehrinde yaşıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.