Selam!
Hani birazcık oy sayısı artsada yazma isteğim de artsa..
İyi okumalar... 📚Telefonumun sesiyle irkilerek uyandım. Fazla irkilmiş olmalıyım ki kollarını bana dolamış olan Davi'de gözlerini aralamıştı. Telefonumu komidinden kapıp sesini kapattım ve Davi'ye döndüm. Saçlarını okşayarak "Uyu yakışıklım, üzgünüm." diye mırıldandım. Davi'nin yanındaki Junior kıpırdamadan uyuyordu.
Dün tüm gün yaşadıklarımız aklıma gelince acaba rüya mı gördüm diye kendimi sorguladım.
Yüz üstü çıplak bedeniyle uyurken cenetten düşmüş gibi görünüyordu. Kollarındaki dövmeleri incelerken kıpırdanınca gözlerimi hemen kaçırıp tekrar uykuya dalan Davi'ye çevirdim. Belime doladığı küçük kollarına bakıp gülümsedim. Daha sonra elimdeki telefonun kilidini açıp kimin aradığına baktım. Ağabeyim aramıştı ve muhtemelen dünün acısını çıkaracaktı.
Gözlerimi devirip kendimi geri attım ve tekrar uyumak istedim. Mümkün olmadığını bile bile.
Davi'nin kollarını çözüp yavaşça yataktan kalktım. Banyoda elimi yüzümü yıkayıp odadan çıkıp ağabeyimi geri aradım. "Beatrisa, ne zaman geleceksin?" diye telefonu açınca "Sana da günaydın ağabey." deyip göz devirdim bir kez daha. Derin bir nefes alıp verdiğini duydum. "Günaydın küçük ama bugün yoğunuz, erken gelmene ihtiyacım var." sesi oldukça yorgun geliyordu. Kıyamayarak "Hazırlanıp çıkarım birazdan." dedim ve telefonu kapattım. Odaya geri dönüp tavuk tüyü gibi kabaran saçlarıma yüzümü buruşturdum. Havlularımı alıp kısa bir duş aldım ve kişisel ihtiyaçlarımı hallettim.Belimdeki keskin acı ya regl alarmıydı yada dün akşam Davi'yi çok taşıdığım için olmuştu.
Odaya geri dönüp kıyafet odasından tarafa geçtim. Kıyafetlere göz gezdirirken bir yandan hızlıca iç çamaşırlarımı giydim. Junior'ların uyumasının verdiği rahatlıkla sadece çamaşırlarım ile kıyafet bakmaya başladım.
Bugün muhtemelen marangoz kısmına inmek zorundaydım. Yani biraz rahat olmalıydım ancak toplantılarda olacaktı aynı zamanda şık olmalıydım.
Elbiselerden birinde çoktan gözüm takılmıştı. Bütün rahatsızlığı göze alarak geometrik desenlerle işlenmiş beyaz mini elbiseyi seçtim. Ayakkabı seçmek için arka dolaba döndüğümde kollarını gögsünde toplamış beni izleyen Junior'ı görünce yerimde irkilip küfür ederek geri çekildim. Daha sonra sadece iç çamaşırlarım ile olduğumu hatırladım ve yan tarafıma attığım havluyu titreyen elim ile alıp üstümü örttüm.
Şu an sırıtan suratına yumruğumu geçirmek istiyordum."Kalbime inecekti be!" kızarak ve kızararak suratına baktım. Tanrım lütfen bana böyle bakmayı kessin. Kahkaha atarak bana doğru adımladığında bende adımlarımı geri attım. Burada durduğum o zaman boyunca kıçımı sallaya sallaya kıyafet seçmiştim ben.
Ne zamandır buradaydı? Giyindiğim anı görmemişti değil mi? Tanrım görmemiş olsun.Sırtım boydan olan cama değince tenime değen soğuk ile ürperdim. Hâlâ üstüme yürüyen Junior bana kalp krizi geçirtmekte kararlıydı anlaşılan.
Önümde durunca sadece omuzlarını dikizledim.
Kafamı kaldırmak istemiyordum yoksa o güzel elâlara kapılacaktım biliyordum. Şu an aramızdaki neydi bunu bilmeden daha fazla ileri gitmek istemiyordum.
İnce uzun parmaklar çenemi kavrayıp kafamı kaldırınca gözlerine baktım. Arkamdaki camdan vuran güneş ışığı gözlerinin sarı gibi görünmesine neden olmuştu.
Suratı suratıma yaklaşıp burnumuzu birbirine sürtünce gülümsedim ama bu sefer izin vermeyecektim.Dudakları dudaklarıma yaklaşınca yanağını yakalayıp durdum ve hatrı sayılır bir şekilde uzayan sakalları ile oynadım. Yanağının biri yukarı kıvrıldı ve gözleri kırıştı.
Üstümdeki havluyu sıkılaştırıp sırtımı camdan ayırıp elbiseyi astığım yere adımladım. "Ne zaman uyandın?" diye mırıldandım. Ne zamandan beri orada dikilip beni izlemişti hâlâ merak ediyordum. "Duştan yeni çıkmıştın." deyince kızararak bir süre ona dönemedim. "Ne zamandan beri orada dikiliyorsun?" deyip kıyafet odasının kapısının eşiğini işaret ettim. "En güzel sahneyi kaçırdım malesef." deyince derin bir nefes verdim. Surat ifademe güldü.
Gülüşüne uzun bir süre takılıp kaldım. Bu haksızlıktı. Bir insanın bu kadar güzel gülebilmesi haksılıkdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanficBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.