Hellüü!
Bölüm araları çok uzun biliyorum ama inanın elimden gelen bu. Burada yaşadığım zorlukları anlatmam saçma sadece hem hayatımda hem de yazmakta bazı sıkıntılar oldu bu yüzden üzgünüm.
Yorumlarınızı okuyorum ve çoook teşekkür ediyorum.
Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar.
Yıllar öncesini, annemle babamın hala bizimle olduğu günleri düşününce çok güzel zaman geçirdiğimi biliyordum. Çoğu çocuğun sahip olmadığı imkanlara sahiptim. Şımartılıyordum, sırf bu yüzden çoğu insan beni sevmiyordu. Şimdi ise hayatımın aşkını yanlışlıkla bulmuştum ve kendi kendime hayatımı devam ettirmeye çalışıyordum. Ancak yine insanlar beni sevmemek için bir neden bulmuştu. Belki de lise sonda yaşadığım tüm yaşadığım o şeyler şımarıklığımın bedeliydi. Hoş şımarıklığın bedeli olur muydu ondan da emin değildim. Yada bedeli bu kadar büyük olur muydu?
Sıcak kolların arasında dönüp suratımı sanki bir ressamın elinden çıkmış gibi olan Junior'ımın suratına çevirdim. Sıcak nefesi yüzüme vururken tekrar mayışmak üzereydim. Sırtıma dolanan kollar hareketlenip sıcak parmakları çıplak vücudumda gezinince onun da uyandığını anladım. Parmaklarımı uzayan sakallarında gezdirdim. Bu herifin dağılmış haline bayılıyordum. Kıvırcıklarını uzatıp sakallarını kesmeyince her zamankinden daha nefes kesici oluyordu. Hoş o her zaman nefes kesiciydi. İpek çarşafların üstünde yükselip dudaklarımı yanağına bastırdım ve kollarından çıkmak için hareketlendim. Tabi ki her zamanki gibi beni uğraştırmak için elinden geleni yapıyordu. Suratımda bir gülümseme peyda oldu. Sabah rutinimizi seviyordum ama daha sonrasında işe geç kalıp ağabeyimin çenesini dinlemeyi sevmiyordum. "Sevgilim duş alacağım" henüz uykulu olan sesimi duyunca elaları aralandı ve mahmur haliyle bana baktı. Kollarının arasına girip birkaç yüzyıl çıkmak istemiyordum. "Bensiz duş mu alacaksın yani?" alınmış gibi konuşunca gülümsemem genişledi. Ardından cıkcıklayıp kafasını iki yana salladı. Yorganın altından belimi kavrayarak kendine çekti ve az önce açtığım mesafeyi kapattı. "Her gün geç kalmaya başladım" deyince omuz silkti "Neyse ki şirketin yarısı benim yoksa şimdiye çoktan kovulmuştum" dediğimde kıkırdadı. "İkimizi geçindirebilecek kadar kazanıyorum sevgilim istediğin zaman çalışmayı bırakabilirsin" deyince göz devirdim. Yataktan kalkıp beni de kaldırdı ve adım atmaya çalıştığımda kendimi havada bulunca şaşkınlığın getirdiği tiz bir çığlıkla esmer bedene tutundum. "Sen zayıflamışsın" diyen junior omzuna attığı ben ile beraber banyoya adımladı bende sadece baksır olan güzel kıçını izledim.
➖ ➖ ➖
Junior'ın işi bırakma teklifini düşünmeyi düşünüyordum. Çünkü artık can sıkmaya başlamıştı. Ne güzel evimin kadını olurdum. Hatta birkaç çocuk yapar onlara bakardım falan. Kendimi o halde hayal edince korkuyla kafamı iki yana salladım.
Hayır.
Bu iş ne kadar can sıkarsa sıksın o hale asla düşemezdim. Bütün gün evde olmak muhtemelen daha can sıkıcıydı.Saçma düşüncelerimi dağıtıp asıl odaklanmam gereken dosyaya baktım. Agustin'in evini bıraktığım için ödememiz gereken tazminatın dosyasıydı ve rakamın sonunda üç beş tane sıfır vardı. Yani yine hesap sistemimize sıçmıştık. Hemde benim yüzümden. Ağabeyim işi bırakma nedenimi soramamıştı zaten ilk anda bırakmamı o söylemişti. Ve sanırsam artık birşeyler hissediyordu o yüzden üstüme gelmiyordu. Şu an benim hissettiğim ise suçluluktu, çok fazla hemde. Ama devam edemezdim Junior biliyorken, Agustin bu kadar hırçınlaşmışken devam etmem mümkün değildi. Bunun bedelini tek başıma ödemeyi dilerdim hepsi bu. Şimdi ağabeyim ve Dia'da sıkıntıya girecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.