Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum lüüütfeen.
İyi okumalar! 😻📓📑"Hayır Nate onu alamazsın!" deyip kucağımdaki uyuyan ufaklığı Nate'den uzaklaştırmak için çektim. Dia yattığı yerde zorlukla kıkırdadı.
Bu kadın hep kıkırdıyordu.
"O benim kızım Beatrisa, bana vermek zorundasın." sıkılmış ses tonuyla konuştu. Yaklaşık bir saatten fazladır onu istiyordu ve ben vermiyordum. Çünkü kucağımda çok güzel uyuyordu. Ve melek gibiydi.
En sevdiğim filmi izlemek gibiydi onu izlemek.
"Ben de onun halasıyım, bende kalmak zorunda." Neymar oturduğu yerde gülünce dikkatim ona kaydı. Cennet gibi güzel gülüyordu.
Bana uzaktan öpücük atınca dudaklarım kıvrıldı. Bakışlarımı kızararak ondan çekince Dia bir kez daha kıkırdadı.
Sanırım çocuğu için değil kıkırdamak için aramıza geri dönmüştü. Düşünceme gülerek tekrar ufaklığa baktım. Bembeyaz teni vardı, boncuk gibi parlayan mavi gözleri kapalı huzurla uyuyordu. Hayran bakışlarımı ondan alamıyordum.
Nate köşede bana sinirlenirken ben onu umursamıyordum bile. Daha sonra hemşire geldi ve kucağımdaki güzelliği aldı. Dia'ya emzirmek için verdiklerinde abim bana pis bir sırıtış yolladı. Gözlerimi devirip ayağa kalktım ve Dia'nın rahat etmesi için Neymar ile dışarı çıktım.
Dia uyandığından beri bir haftadır buradaydık. Durumu gittikçe düzelen Dia ilk bir iki gün izin verilmese de artık bebeğini bile emzirebiliyordu. Ve ufaklığın ismi Dia'nın isteğiyle artık Alisa idi. Ağabeyim tekrar Dia'ya kavuşmuş olmanın mutluluğuyla onun her dediğine evet deyip duruyordu. Bu telaşlı ve uysal hallerini izlemek çok komikti.
Düşüncelerim boynuma değen sıcak dudaklar ile dağıldı. Junior ile bir hafta boyunca çok görüşememiştik. Onun antremanlara dönmesi gerekiyordu ve benim hem şirkete gitmem hem de ağabeyimle Dia'ya elimden geldiğince yardımcı olmam. Buna rağmen Junior bazen antreman çıkışı tüm yorgunluğunun üstüne gelip beni görmüş ve yükümü hafifletmek için bana yardımcı olmaya çalışmıştı. Ona minnettarlığımı anlatmam mümkün değildi.
Dudaklarının hissettirdiği hisle dudaklarım kıvrıldı ve ona alan sunmak için boynumu yana yatırdım. Hastahane koridorunda bunu yapmamız ne kadar doğruydu emin değilim ama çokta umrumda değildi. Boynumda hissettiğim ıslaklıkla dudaklarımı birbirine bastırdım. Arzu bedenime yüklenmeye başladığında tek istediğim kollarının arasında olmaktı.
Dudakları kulağıma ulaştığında kesik bir nefes aldım. Kulak memem dolgun dudakları arasında kaybolunca parmaklarım koluna sarıldı ve olduğu yeri sıktı.
Dudaklarını çekip sıcak nefesini oraya verinde dudaklarımı kanama pahasına ısırdım. "Evimize gidelim. Seni özledim." dört kelimeyle kalbimi tekrar fethettiğinde ona döndüm. Gözleri yorgunluktan kapanacak gibiydi. Antremanda çok yorulmuş olmalıydı. Hoş benimde ondan farkım yoktu. Sabah altıda şirkete gidiyor çıkışta buraya geliyor daha sonra dokuz gibi eve anca gidebiliyordum. Kafamla Junior'ı onaylayıp ayağa kalktım "Ağabeyime haber vereyim." hemen yan tarafımızdaki kapıyı tıklatıp içeri girdim. Alisa'nın alnına ufak bir öpücük kondurup onlara gideceğimizi haber verdim ve tekrar Junior'ın yanına gittim. Kolunu omzuma atıp beni kendine yaslayınca bende beline sarıldım.
Yol boyunca sessizdik ikimizde. Radyodaki parçaya eşlik ederek eve ulaşmıştık. Eve her geldiğimde biraz daha değerini anlıyordum bu günlerde. Hastahanelerden gerçekten nefret ediyordum.
Mare bizim için çoktan harika bir sofra kurmuştu. Ellerimizi yıkayıp sofraya oturduk. Günlerdir doğru düzgün bir şey yiyemiyordum ve akşam eve gelince Mare'nin bu sofralarıyla karşılaşmak en büyük mutluluk sebeplerimden biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUZZLE (Neymar Jr)
FanfictionBirbirine benzemeyen yapboz parçaları gibiydik, bizi zorla birbirimize uydurmaya çalışıyorlardı.