''İsmin Esmaydı dimi ? Benimki de Hatice '' dedi. ''Evet Esma '' dedim. ''Gerçekten geldiğiniz için çok sevindim Esmacım beylerimiz arkadaş artık bizde sık sık görüşelim'' dedi. ''Tabi görüşelim beraber bir şeyler yaparız alışveriş falan '' dedim. Yüzü asıldı ama hemen toparladı. ''Aslında yakın zamanda bizim kafeye gitsek hem otururuz hem mekan gerçekten güzel'' dedi.
Hatice ocağın başında çorbayı karıştırırken bir yandan da annemle sohbet ediyordu. Topu her seferinde bana atıyorlar bende enerjimi salata yapmaktan çok onlara laf yetiştirmek için kullanıyordum.
Yemekler hazırdı herkes fazlasıyla acıkmıştı. Erkeklere salona sofra kurduk bizde mutfakta yiyecektik. Bu bana farklı gelmiyordu çünkü evimizdeyken de hep ayrı olurduk.
Lise ve üniversite de dindar bir ailenin kızı olmaktan utansam da aslında ne kadar ergen olduğumu ve yanlış yaptığımı yeni yeni anlıyordum. Ailem hep dindardı benimde öyle olmamı istemişti peki ben ne yapmıştım sırf onlara inat olsun diye içki içmiş erkeklerle gezmiştim. Artık yapacak bir şey yoktu çok günaha girmiştim Allah beni affetmezdi ki .
Bunları düşünürken önümde duran çorbayla oynuyordum. Annem fark etmiş olacak ki '' Esma kızım iyi misin? '' dedi. ''İyiyim annecim '' dedim ve çorbamı yemeye başladım. Söylediğimden ikna olan annemde bana bakmayı bırakıp yemeye devam etti.
...
Yemek bittikten sonra sırayla benim dışımdaki herkes banyoda abdest aldı. Annem ve Hatice oturma odasına namaz kılmak için geçtiler. Bense mutfağın kapısından içeride namaz kılan babam Berk ve Akife bakıyordum.
Berk en öne geçip ezana benzer bir şey okudu. Sesi ne kadar da güzel yakışıyordu. Şuan o kadar yakışıklı karizmatik geliyordu ki gözüme. İşte benim kocam demek istiyordum ama ben onun bu haline yakışıyor muydum?
Namazı bitirdikten sonra arkalarından izleyen beni fark etti. Yanıma geldi. Başındaki dantel takkesini çıkardı. Katlayıp cebine koydu. Çeyizimde ki annemin biricik damadı için yaptığı yegane parçalardandı.
Alnıma bir öpücük kondurup kokusunu içime çekmeme izin verdi. Kokusundaki huzur git gide daha da artıyordu. Onu orada bırakıp tatlıları tabağa koyup çayları da ince belli bardaklara koydum. Hepsini tepsiye yerleştirdim. Berk geldiğimi görünce hemen kalkıp elimdeki tepsiyi aldı. ''Sen mutfağa geç '' dedi. Cümlesi ne kadar soğuksa sesi o kadar sıcaktı.
Mutfağa geçtiğimde annemle Hatice de geldiler. Hatice çayları servis ettikten sonra sordu '' Esma sen namaz kılmıyor musun? ''. ''Hayır '' dedim. Nasıl bu kadar rahat söylemiştim. ''Neden '' dedi. '' Bilmem zamanım yoktu eskiden okul vardı şimdi de hem ev hemde iş'' dedim. Bahaneydi biliyorum ama şimdiye kadar hiç önemsememiştim ki böyle şeyleri.
''Bahane olduğunu sende biliyorsun Esmacım '' dedi. Bu kadın benim aklımı falan mı okuyordu. ''Dünyalık mal için binlerce teşekkürü az görürken bizi yoktan var eden ve Hamid ismi şerifi sadece ona layık olana neden şükür etmeyiz ki ? Yanlış anlama tüm bunları kendime söylüyorum. Şükür etsek bile ne kadar layıkıyla edebiliyoruz. Bazılarımız namaz kılıyor ama dizinin reklam arasında ne olacak diye düşünürken , bazılarımızda işine yetimek için tavuğun yem yemesi gibi hızlı hızlı eğilip kalkarak. ''
Ne diyeceğimi bilemiyordum. Çünkü haklıydı savunacak bir tarafım yoktu. Şükür etmiyordum ama hatamı da kabul etmiyordum bahaneler uydurup sadece vicdanımı rahatlatıyordum.
Sessizliğimizi bozan Akif'in sesi oldu. ''Hatun tepsiyi alır mısın '' dedi. Hatice hemen kalkıp tepsiyi aldı çayları tazeledi ve tepsiyi kapıda bekleyen eşine uzattı.
......
Eve geldiğimizde saat epey geç olmuştu. Üstümü değiştirip yatağa girdim. Berkte üstündekileri çıkarıp yatağa yanıma geldi. Beni kollarına çekip kokusunu iyice içime çekmeme izin verdi. Bende bana huzur verip beni dinginleştiren kokusunu doya doya içime çektim.
''Kokusunda huzur saklı adam'' dedim.
'' Gözlerine dünyamı sığdırdığım kadın .... Kadınım '' dedi.
Başımı göğsüne gömdüm. Huzur kokusunda boğulmak yok olmak istedim. O olmak ona karışmak.
......
Uyandığımda Berk yanımda yoktu. Hava karanlıktı. Yine mi gitmişti yine mi aynı şey olmuştu. Dudaklarımdan sadece ismi çıkıyordu. Ne kadar ağlamak istemesem de kendime hakim olamıyordum.
Omzumdan tutan iki el ile kendime geldim. Bu koku fazlasıyla tanıdıktı. Başımı ıslak göğsüne bastırdı. '' Esma'm iyi misin? Kötü bir rüya mı gördün? '' Hayır anlamında kafamı salladım. Önüme oturdu. Çenemden tutup yüzümü onun yüzüne çevirdi. ''Anlatmak ister misin? '' dedi. ''Be-ben yi-ne gittiğini sandım '' dedim çatlayarak çıkan sesimle.
''Gitmek yok sevdiğim. Hem ben senden nasıl giderim. Pekmez yalnızken de güzeldir ama tahin değildir. Eğer ikisi bir olursa muhteşem olur ben tahinim sende pekmez . O yüzden gitmek lafını bir daha duymak istemiyorum. '' dedi.
Ben sanırım eriyordum. Her geçen saniyede bu adama daha fazla aşık oluyordum. Artık tek sığınağım oydu. Kollarını dolayıp huzuru koklamama izin verdi. Ben sakinleşene kadar öyle kaldı ne konuştu ne de hareket etti.
O namazını kılarken ben banyoya girdim. Abdestimi alıp çıktım. Çıktığımda Berk seccadenin üzerinde oturmuş Kur'an okuyordu.
Yanına gidip başımı omzuna yasladım. Onun ağzından dökülen ama Rabbimin sözleri olan her kelimenin kulağımdan girip içime işlemesine izin verdim.
.......
Selamün aleyküm .Herkesin bayramı mübarek olsun. Bu bölüm benim size bayram şekerim olsun. Seven sevmeyen okuyan herkese teşekkürler.
![](https://img.wattpad.com/cover/80129412-288-k254650.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötünün İyisi
Chick-Lit'' Sen benim gökyüzümsün '' dedi genç kız adama. '' Sen benim kutup yıldızımsın '' dedi adam sensiz ben artık evimin yolunu bile bulamam diye tekrarladı içinden. ...... #Hayatını adadığı ve her şeyini verdiği adam tarafından aldatıldığı yetmezmiş g...