'' Sen benim gökyüzümsün '' dedi genç kız adama.
'' Sen benim kutup yıldızımsın '' dedi adam sensiz ben artık evimin yolunu bile bulamam diye tekrarladı içinden.
......
#Hayatını adadığı ve her şeyini verdiği adam tarafından aldatıldığı yetmezmiş g...
Onun sesinden Kur'an dinlemek bülbül şakımasından farksızdı. Dinledikçe dinleyesim geliyordu. Gerçi bunun sebebi Kur'anın kendisiydi ama onun sesinden duymak beni daha da mutlu ediyordu.
Onun okuduğu her kelime kulağımdan girip vücudumun farklı bir yerine yerleşiyor sanki beni istila ediyordu.
Okumayı bitirdiğinde hava aydınlanmıştı. ''Uyumak mı istersin yoksa erkenden yola mı çakalım ? '' . Ben Ankara'ya gideceğimizi nasıl unutmuştum. Ama şuan gidemeyecek kadar yorgundum ve uykum vardı. Ağzımı kocaman açarak gözümden yaş gelinceye kadar esnedim.
''Uyuyalım hayatım olmaz mı ? Gerçekten yorgun hissediyorum kendimi. '' dedim. Bana kocaman gülümsemesiyle cevap verdi. Beni kucağına alıp yatağa yatırdı oda yanıma yatıp bana sarıldı.
.....
Berk'ten
Huzurun kokusuyla açtım gözlerimi. Yanımda yatan kadına baktım kadınıma. Rabbimin onu bana verdiği gün için yeniden şükrettim. Şükrüm hem onun varlığına hem de yeniden Rabbime dönüşüm içindi.
Abimin ölmemesi için çok dua etmiştim. O ölünce de bütün inancımı kaybetmiş ve onun için daha fazla dua etmem gerekirken ben onu bile yapamamıştım. Ergenliğimin verdiği asilikle herkese yüzümü döndüğüm gibi Rabbime de yüz çevirmiştim. Şükür ki o benden yüz çevirmemiş beni yeniden huzuruna kabul etmişti.
Esma'yı iyice kollarımın arasına çektim. Burnumu saçlarının arasında hareket ettirmeye başladım. Yaptığım hareket onu uyandırmış olmalı ki kendini iyice bana yaslayıp derin bir nefes aldı. Başımı saçlarından çekip yüzüne baktım. ''Günaydın sevdiğim'' dedim. ''Günaydın'' dedi gamzelerinde boğulmak istediğim.
.....
Annemler kahvaltıdan sonra babamın trakyadaki köyüne gitmek için yola çıkmışlardı. Öğle namazını kıldıktan sonra bizde hazırlıklarımızı tamamlayıp sonunda arabaya binebilmiştik.
Ben sürücü koltuğuna oturdum oda yanıma oturdu. Kemerlerimizi takıp yola koyulduk.
Slow şarkılar eşliğinde yol boyunca sohbet ettik. Birbirimize sevdiğimiz şeylerden bahsettik. Vites değiştirmediğim her fırsatta Esma'nın elini tuttum. Ülker çikolatalı gofretin bitteri gibi tadından yenmeyecek bir yolculuk geçirdik.
......
Geleceğimizden haberleri yoktu. Esma heyecanlı görünüyordu. Böyle olması tabi ki normaldi. Evli olarak bu eve ilk girişiydi. Eskiden bu evin bir üyesiyken şimdi sadece misafirdi. Esma'nın cesaret edip zile basamayacağını anlayınca içerideki gürültüye aldırmadan elimdeki bavulları bırakıp zile bastım.
''Berk kalabalık sanırım sonra mı gelseydik acaba? '' dedi. ''Esma evet artık bu evde yaşamıyorsun ama hala bu evin kızısın lütfen saki... '' dedim sözümü bitirmeden kapı açıldı. Kapıda sarışın yeşil gözlü uzun boylu bir çocuk vardı.
Oda bizim gibi şaşırmış olmalı ki konuşmadan bize bakıyordu. Esma'nın annesi ''Kimmiş gelen Hasan '' diye bağırdı. ''Biz geldik anne kızını getirdim '' diye bağırdım. Adının Hasan olduğunu öğrendiğim çocuk geçmemiz için kapının önünden çekildi.
Koridor da Esma annesine sarılınca bende elimdeki bavulları Esma'nın odasına bırakmak için girdim. Odada bir kız uyuyordu.Elimdeki bavulları bırakıp hemen dışarı çıktım. Bende Esma'nın annesine sarılıp elini öptüm.
Birlikte içeri girdik. İçerisi dışarı gelen sesten tahmin ettiğimden daha kalabalıktı. ''Berk Esma'mın eşi '' dedi annem. Burada ki hiç kimseyi görmemiştim. ''Bunlarda benim kardeşlerim eşleri ve çocukları '' diye tanıttı üstün körü içeridekileri.
Hızlı bir tanışma ve selamlaşmadan sonra Esma'yla yan yana kapının yanındaki sandalyelere oturduk. Herkes kendi arasında konuşuyor bizse sadece dinliyorduk.
''Anne babam yok mu? '' dedi Esma. ''Dayınla namaza gittiler annecim sonra da birlikte sohbete gideceklerdi.'' dedi. İkindi ve akşamı yolda kılmıştım ama yatsı biz buradayken okunmuştu. İzin isteyip banyoya geçtim.
Abdestimi alıp tekrar odaya geçtim. ''Anne ben namaz kılsam ? '' dedim. ''Tabi oğlum gel '' dedi. O önde bende arkada Esma'nın odasına geldik. Odada kimse yoktu. Seccadeyi serip odadan çıktı. Namazımı kılıp ardından Tebareke suresini okuyup kalktım. Elimdeki Kur'anı masanın üzerine bıraktım. Tam çıkacağım sırada Esma odaya girdi. Gelip boynuma sarıldı.
'' Babamlar geldi hayatım'' dedi. ''Tamam sevgilim hadi gidelim sonra da gelip yatalım çok yorgunum. Bu arada istersen hotele ya da bizim eve geçebiliriz kalabalık ya '' dedim. Düşünceli olmak gerekti. Hemde bu kadar erkek içinde uyuması beni rahatsız ediyordu dayısı abisi neyse ama erkek kuzenler helal değildi sonuçta.
''Annem göndermez ki canım'' dedi. Haklı olduğunu bilsem de içim rahat değildi. ''Teklif ederiz canım '' dedim. En sempatik gülümsememi gönderdim biricik karıma.
.......
Annelerinden aldığımız izinle eve en yakın otele geçmek için evden çıktık. Bavuldan küçük bir çantaya sadece eşofman almıştık. Arabaya binip caddeye indik. Gördüğümüz ilk otele girdik. Dışarıdan güzel görünüyordu. İçeriye girdiğimizde yeterince iyi olduğuna karar verip resepsiyona yöneldim. Anahtarları alıp Esma'nın yanına gittim birlikte asansöre binip odamızın olduğu kata çıktık.
Elimdeki anahtarla kapıyı açtım. Esma'nın geçmesi için kapının önünden çekildim girmek için onun girmesini bekledim. O içeri girince arkasından girip kapıyı kapattım. Elimdeki çantayı bırakıp üzerimi değiştirip yatapa girdim. Bugün araba kullanmak beni gerçekten yormuştu. Gözlerim kapalı Esma'nın yatağa gelmesini bekledim. Yağata çöken ağırlıkla geldiğini anlayıp uykuya direnmeyi bıraktım.
Alarmın sesiyle uyandım. Sabah namazı için otelin yanındaki camiye gittim. Esma'yı yalnız bırakmak içime sinmesede yanıma seccade vb. hiçbir şey almamıştım. Üzerimi değiştirip sessiz adımlarla odadan çıktım. Kapıyı da sert kapatmamak için elimden geleni yaptım.
Otelden çıkınca hızlı adımlarla caminin bahçesine girdim. Açık şadırvana gidip havanın soğuk olmasına aldırmadan abdestimi alıp camiye girdim.
Camide sadece ilk sıra doluydu. Onlarında yarısından fazlası taburede oturuyordu. Hemen yanlarına ilişip sünnetini kıldım. Hocayla birlikte farzıda kıldıktan sonra tesbihatı yapıp camiden çıktım. Gözüme ayakkabılıktaki küçük çocuk ayakkabıları takıldı. İçeride küçük bir çocukta görmemiştim ama şuan dikkat edince kahkahalarını duyabiliyordum. Çocuğun ayakkabısının içine çebimdeki tüm bozuk paraları bırakıp yine hızlı adımlarla camiden çıktım.
Odaya geldiğimde Esma hala uyuyordu. Hemen üzerimdekileri değiştirip yanına yattım. Buz gibi burun ucumu ensesine değdirmemeye dikkat ederek sarıldım. Mutlulukla karışmış lavanta kokusunu içime çektim.
.......
Haremlik selamlık olarak kahvaltı sofrasına oturduk. Ben kayınpederimin yanına oturdum. Kahvaltı boyunca Hasan yalan yanlış şeyler anlatıp durdu. Sanki mükemmel biriymiş gibi atıp tutması beni şaşırtmıştı ama daha fazla şaşırdığım benim dışımda kimsenin bunu farketmemiş olmasıydı.
Bense bana soru sorulmadıkça konuşmamayı tercih ediyordum. Esma bir hışımla içeri girip telefonumu uzattı. Bense telefonumu alıp sadece kapattım. Ve onu koridora çıkardım.
Alnına kocaman bir buse kondurup " Esma hatlarımızı değiştirelim ne dersin? Böylece kimse rahatsız edemez artık. Şimdi asma o güzel yüzünü Ömer konusu kapandı benim için bu noktadan sonra ne söylediği umrumda değil " dedim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.