Bölüm 30

172 6 0
                                    




Berk'ten


Bugün beni hala balayında sandıkları için işe gitmeme gerek yoktu.Esma da bugün döneceğine göre eve geldiğinde beni bulamamalıydı ama hala zamanım vardı. Üzerime şortumu ve bir tişört giydim. Koşu ayakkabılarımı da giydiğime göre koşmaya hazırdım.

Sıkıldığımda veya bir derdim olduğunda  liseden beri hep koşardım. Bu abim öldüğünden beri böyleydi. Onun lanet kazada kız arkadaşını korumak için öldüğünü duyduğumda saatlerce koşmuştum. Saatler sonunda eve döndüğümde kapıda yığılıp kalmıştım. Bu koşma sevgisi bana abimin hatırasıydı yani.

Evden çıkıp arabayla sahile indim.Önce kahvaltımı edecek bir yer bulup oturdum. Kolay yiyeceğim bir kahvaltı sipariş ettim. Bittikten sonra hesabı ödeyip kalktım.

Egomu tavan yaptıran kızların söylediklerini duymazdan gelerek kulaklığımı taktım ve koşmaya başladım. Kolumdaki telefon bandı ve üzerime yapışan tişörtümle çok seksi olduğumun farkındayım ama bu bakışlarda fazlaydı yani utanmasalar pizza gibi porsiyon yapıp yiyecekler.

İki buçuk kilometre gidip geri döndüm. Arabaya atlayıp eve geldim. Üzerimdeki ter kurumuştu ama yine de acele edip duşa girdim. Çıkıp üstümü giyindim ve evden çıktım ama nereye gideceğimi bilmiyordum. Arabaya atlayıp öylece sokaklara daldım.

Kenar köşede kalmış bir kafe gördüm. Şirin bir yerdi. Etrafı masmavi çitlerle çevriliydi. Tahtadan rengarenk masa ve sandalyeleri vardı. İçeri girdim. Nostaljik şarkılar dolduruyordu mekanı. Bahçe kısmında bir masaya oturup etrafı incelemeye başladım.

Bahçe ve iç mekan camlarla ayrılmıştı. İçeride kocaman bir kütüphane vardı. Muhtemelen burası bir kitap kafeydi. Gelen garsona bir çay sipariş verdim. İçeri girip kütüphanenin yanına gittim. Kitaplar değiş tokuş yapılabiliyordu yani elindeki kitabı bırakıp herhangi bir kitap alıp gidebiliyordun. Elime rastgele bir kitaba attım. Çıkardığımda Nusret Özcan'a ait Leyla ile Mecnun kitabı çıktı. Elime alıp masama geçtim.

Kitabı karıştırırken bir el omzuma dokundu. Sonra da ''Selamün aleyküm '' dedi. ''Aleyküm selam '' dedim yüzüne tanımaya çalışarak bakıyordum. ''Nasılsın Berk '' dedi. Başta tanımadığını düşünsem de bana adımla hitap etmişti. Karşıma geçip oturdu.

''Ooo oğlum sen bizi iyice unutmuşsun. Ben Akif Deren '' dedi. Şuan şaşkındım çünkü benim tanıdığım Akif kesinlikle karşımdaki insan değildi. O asla deri ceketini çıkarmayan kulağında küpesi ve ağız dolusu küfürleriyle gezerdi. Karşımdaki kişi ise hakim yaka gömleği ve elinde sonradan fark ettiğim Kur'anı Kerimiyle bambaşka biriydi. Hemde Allah'ın selamıyla karşıma geçmişti.

''Tabi tanımam oğlum giyim tarzın davranışların hatta selam verişin bile değişmiş ''

''Elhamdülillah hayatımızı en güzelin istediğine göre yaşamaya çalışıyoruz '' dedi. Ben şaşkınlığımı hala üzerimden atamamıştım. Kim nasıl değiştirmişti bu çocuğu bu kadar. Lise de beraber takılırdık barlar evimiz olmuştu. Feneri her akşam başka bir yerde söndürürdük.

''Oğlum kim yaptı sana bunu kamera şakası falan değil dimi bu ? Vallahi inanamıyorum hala karşımda sanki babam oturuyor ''

''Keşke Berk , Ali amca kadar olabilsem ben bir şeylerin farkına geç vardım. O yüzden belkide ileriye gitmek yerine sürekli geçmişteki hatalarımı telafi etmeye çalışıyorum. ''

''Ölümden falan döndün sen kesin yoksa mümkün değil böyle değişim. Eee neler yapıyorsun çalışıyor musun ? ''

''Ben üniversitede edebiyat okudum biliyorsun , burası benim. Her şey şükürler olsun çok güzel gidiyor. ''

Kötünün İyisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin