Kötünün İyisi

Bölüm 39

''Ne o Esma kocanı salmışsın üstüme yoksa söyledin mi seni tehdit ettiğimi? '' dedi Ömer. Esma beni görmüştü ona işaret parmağımı dudaklarıma götürerek sus işareti yaptım.Bakalım daha neler yumurtlayacaktı. Süleyman bey Esma'nın cevap vermesine izin vermeden lafa karıştı. ''Valla Berk Beyde de iyi mide varmış  resmen ikinci el dimi dayımoğlu ? '' 

Daha fazla susamazdım. Bende kendi mi belli etmek için alkışlamaya başladım. ''Bravo dayı oğulları. '' dedim. İkisi de beni görünce şaşkına döndüler. 

''Tedavülden kalkan iki şerefsiz bu odada ne işiniz var? Ayrıca elmasın birinci ikinci eli olmaz o değerinden bir şey kaybetmez. Onu elinden kaçıranlar haline üzülsün. '' dedim. 

''Şey Ö-mer-Bey siz bizi yanlış anladınız'' diye kekelemeye başladılar. ''Şimdi gözümün önünden kaybolun '' dedim.

          .........

    Esma'dan 

Ben ne olduğunu anlamadan Berk tek yumruğuyla Ömer'i yerle bir etti. Hızla benim yanıma geldi. Elimi tutup sürüklemeye başladı. Ben hala olanları idrak etmeye çalışıyordum. Gördüklerim ve duyduklarım karşısında şok olmuştum.

Kendime geldiğimde arabadaydım. Bir çift kahverengi göz ağzımdan çıkacak tek sözü bekliyor gibi bakıyordu. Gözyaşlarım ellerimi ıslatıyordu. Ama engelleyemiyordum. Berk  başımı göğsüne yasladı şimdi gözyaşlarım onun göğsünü ıslatıyordu. 

Orada ne kadar kaldık ben ne kadar ağladım bilmiyorum. Ağlamam durduğunda Berk arabayı çalıştırdı. Ben başımı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım. Berk radyoyu açıp çalan şarkıya eşlik etmeye başladı. Eve gidene kadar onu izledim. Serdar Ortaç'a bile eşlik etmesi komikti gerçekten komik. 

İyi ki onunla evlenmiştim. Varlığı bana her şeyden daha fazla güç veriyordu. Onunda beni üzdüğü zamanlar vardı evet ama şuan gerçekten sevgisini hissediyordum. 

Eve geldiğimizde arabayı park edip hızlı adımlarla gelip kapımı açtı. Eve girdik. Annemler evde yoktu bizde odamıza çıktık. İkimizde üzerimizi değiştirdik ben makyajımı temizlerken Berk banyoya girdi. Ayakları ve başı ıslak olarak banyodan çıktı. 

Kitaplıktan kalın kahverengi bir kitap aldı gelip yatağa oturdu. Okumaya başladı. 

  بسم الله الرحمن الرحيم

أَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ (')

 وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَ (') 

الَّذِي أَنْقَضَ ظَهْرَكَ (')

 وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَ (') 

الْعُسْرِ يُسْرًا (') 

إِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًا(') 

فَإِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْ (')

 وَإِلَى رَبِّكَ فَارْغَبْفَإِنَّ مَعَ  (') 

 O okudukça içim rahatlıyordu sanki bir güç kalbimde ki tüm sıkıntıyı alıp götürmüştü. Ne dediğini anlamıyordum ama bana çok iyi geliyordu. Küçükken annem üzülüp ağladığım zamanlar beni dizine yatırır bazı sureleri okurdu bu sureyi de sanki hatırlıyordum.