Ben geldiim. Herkese merhaba :)
Şimdi başlamadan ufak bir notum var. İleride bir zamanlarda bölümleri düzenleyeceğim, yazım hatalarını bazı ufak yerleri. Söylemek istedim.
İyi okumalar :)
Sirius ise hala şaşkınlıkla ona bakıyordu. Acaba bu kız onu daha ne kadar şaşırtacaktı? İç sesi cevapladı onu. Bence çok. Sirius cevap vermeden kıza baktı.
Alice tekrar yutkundu ve kocaman olmuş kahve gözlerini oğlana çevirdi. "Suyu sevmem. Hiç. Hem de hiç." Sirius kafasını salladı. "Tamam." İkisi de boş boş birbirlerine bakıyorlardı. Ne diyeceklerinden emin değildiler. Daha doğrusu Sirius öyleydi. Ela bakışlarını hala daha korkusunu atamamış kızdan çekemiyordu. "Ee. Şey." diye mantıksızca mırıldandı.
Alice merakla ona baktı. Sirius'un geveleyen hali fazlasıyla şirindi. "Ney?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Gidelim mi?" Kız gözlerini devirdi ve yavaşça ayağa kalktı. "Gidelim." dedi iç çekerek. Sirius da ayağa kalktı ve gülümsedi. Kızı süzerken sırıtışı büyümüştü. Alice ise bundan ilk kez rahatsız oluyordu.
"Ne var?" dedi huysuzca. Bu sefer Sirius gözlerini devirdi ve kıza uzandı. Alice'in kalbi hızla çarparken nefesini tuttu. Oğlanın eli üstündeki cüppeye uzandı ve bir yere dokundu.
Yüzü biraz asılırken gülümsemesini tutmaya çalıştı. "Pasta savaşı." Alice tuttuğu nefesi bıraktı ve hızla üstündeki cüppeyi çekiştirdi. Ah şu erkekler. Hiç dikkat etmezler. Diye geçirdi içinden. Başını kaldırdığında elaların merakla onu izlediğini gördü. Bir cevap bekliyordu. Yavaşça başını salladı ve cüppeyi serbest bıraktı.
"Vay be Slytherinlilerde eğlenebiliyormuş." sesindeki alaylı ton bütün büyüyü bozmuştu. Alice'in kahve gözleri kısıldı ve o küçümseyen bakışlarıyla Sirius'u süzdü.
"İnsan olan herkes eğlenebilir Black. Bu sadece Gryffindorlulara özgü değildir." Sirius içinden bir ıslık çaldı. Kızın hazır cevap olması, onunla atışmasını seviyordu. Ama yaptığı iğnelemelere aldırmadı ve sırıtmasına devam etti.
"Evet tabii ki Miss Riddle. Slytherin ve eğlenmek. Yılanlarla dans etmek falan olmalı anlayışınız. Ah ve pasta savaşı!" Alice bir hıh sesi çıkardı ve topuklarının üstünde dönüp okula doğru hareketlendi. Sirius kendini tutamadı ve arkasından bağırdı. "Birde ateş viskisi içmek."
Alice dönüp ona bir el hareketi yapmak da fazlasıyla ısrarcıydı. Ama pek prensesvari bir hareket değildi. Onun için kendini tuttu ve tüm gücünü toparlayıp odaklandı. Aklından Glisseo* diye geçirdi. Sirius'un kayma sesini ve ettiği bir kaç küfrü duyduğunda sırıttı. Arkasını dönmeden elini sallarken hala gülüyordu. "İyi günler Black."
---
Alice duşa girmişti ama gene de kendini fazlasıyla sersem hissediyordu. Saçlarını kuruttuktan sonra ağır ağır üstünü giyindi ve ortak salona indi.
Herkes hala sere serpe uyuyordu. Bugün çoğunun derse girmeyeceğine emindi. Özellikle erkeklerin uyanması daha doğrusu ayılması bir hayli zor duruyordu. Alice kollarını açarak vücudunu esnetti ve taş kapıya yöneldi.
Kapı kayarak açıldığında zindanların soğuğu ile titredi kız. Cübbesine daha sıkı sarıldı ve hızlı adımlarla soğuk koridorları geçti.
Bunu sevmiyordu işte. Zindanların yolları kış yaklaştıkça adeta buzullara dönüyordu ve bu da insanı hasta ediyordu. Tılsımları bile işlemiyordu soğuğa. Sanki Slytherin'in bir parçası gibiydi bu soğukluk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi
Fanfiction"İnsan kim olduğunu seçemez. Ne sen onun kızı olarak doğmayı seçtin, ne de ben bir Black olarak doğmayı." ~Bir Çapulcu Masalı