17. Bölüm Part 1 - Nefret Ettiğim Her Şey

7.5K 288 1.1K
                                    

Herkese iyi akşamlar! Öncelikle gecikme için özür dilerim! Bölüm çok gecikti biliyorum, böyle olmasını istemiyorum ama hayatımda her şey istediğim gibi olmuyor ne yazık ki.

Bölüm istediğim gibi de olmadı. Ve çok çok uzun oldu. Normal uzunluğundan daha uzun olacağı için bölümü böldüm. Bu part sadece 10.000 kelime uzunluğunda, devamı ile daha uzun olacaktı. Bunun için özür dilerim ama bu yanında bir şey getiriyor! Diğer bölüm beklediğinizden çok daha erken gelecek. Yanı bu ay içinde -hatta ay sonu kalmayacak.-

Kilit bölümü bu şekilde bölmek hoşuma gitmedi ama hayaller ve hayatlar...

Sizleri daha fazla bekletmek istemiyorum ve bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar.

Ah, ne beklediğimi biliyorsunuz! Yorum yorum yorummmm!!!







22 EKİM 1977 - Cumartesi Gecesi Hogsmeade Dönüşü Slytherin Ortak Salonu -

Hogsmeade gezisi yorucu ama güzel geçmişti. Tabii Slytherin evinin konusu gün değil daha çok gelenlerdi.

Nott ve Malfoy'u Üç Süpürge'den içeri girerken görenler şaşırmamıştı. Nott biraz şapkadan çıkan tavşan olsa da Lucius'un Narcissa için geldiğini biliyorlardı. Ama olayın aslı öyle değildi, Alice'i arıyor olmaları bekledikleri bir şey değildi.

Hepsi dışarı çıkıp genç kızı ararken Lord'u uzaktan görmüşlerdi. Bella ve Rodolphus hariç. Slytherinlileri şaşırtan buydu zaten; Karanlık Lord'un, Bellatrix ve Rodolphus ile konuşuyor olması.

O gün daha da tuhaflaşamazdı hiçbiri için.

Ve şimdi hepsi, ateşin başına oturmuş Lord ve Alice'in aniden kaybolmasını konuşuyorlardı. Adrian somurtmakla meşguldü. Alice'in aniden kaybolması onu panikletmişti ama okula geldiklerinde Bella onun odasında olduğunu ve uyuduğunu söylemişti. Ve hala uyuyordu. Ya da onlar öyle sanıyordu.

Alice geldiğinden beri bir saniye bile gözünü kırpmamıştı.

Kafası hiç olmadığı kadar dolu, duyguları hiç olmadığı kadar yoğundu. Ve ilk kez nasıl hareket etmesi gerektiğini bilmiyordu.

Kapalı perdelerin ardından sessizce nefesini üfledi. Diğerleriyle konuşmak istemediği için sadece uyuma numarası yapmıştı ama bir seneyi böyle geçirme lüksüne sahip değildi ne yazık ki.

Keşke böyle bir şey mümkün olsaydı.

Yatağında doğruldu. Odada kimse olmadığı için bütün ışıklar kapalıydı. Alice karanlıkta kalmayı sorun etmese de bu sefer öyle durmak istememişti. Elini kaldırdı ve minik bir ışık topu yaptı. Işık küresi havada asılı kalıp yavaşça süzülürken Alice yatağının başlığına yaslandı.

Ne yapacaktı?

Sirius'u öpmüş, aptal gibi kaçmıştı. Bunu yapmak istemiş ama sonra pişman olmuştu. O anda, o kısacık anda kendi kontrolünü kaybetmişti. Aklıyla değil kalbiyle düşünmüştü. Bunu asla yapmamalıydı. Sürekli kaçtığı şeye öyle bir düşmüştü ki!

Kuralları yıkmayı severdi ama bunu değil. Böyle bir kuralı yıkmamalıydı.

Kalbinin varlığını en olmaması gereken zamanda fark etmiş, o anın verdiği tüm adrenalini duygularıyla harmanlamış ve gidip Sirius'u öpmüştü.

Sirius Black'i öpmüştü.

İnlemesini bastırdı ama elleri ile yüzünü kapatmaktan kendini alıkoyamadı. Uzun zaman sonra ilk kez ne yapacağını bilmiyordu; nasıl hareket edeceğini, Sirius ile karşılaşırsa ne diyeceğini...

Slytherin PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin