6 Şubat 1978 - Pazartesi
Kar yağışı artmış, hava olduğundan daha soğuk bir hale gelmişti. Yine de okul devam ediyordu. Yeni bir hafta başlarken herkesin üstünde pazartesi uyuşukluğu vardı.
"Lana?" dedi Alice kapıdan girmeden önce, "Çantamı alıp masaya geçer misin? Ben şimdi geliyorum."
"Nereye?" Jane hemen atıldı. Son zamanlardaki sorgulama alışkanlıklarından hiç bir şey eksilmemişti. "Kahvaltı için az zamanımız var Alice, derse geç kalacağız."
Slytherin Prensesi güzel ela gözlerini devirdi. "Merak etmeyin Profesör," çantasını Lana Borgin'e uzattı. "geç kalmam." Jane surat astı ama başka itirazda bulunmadı. Onlar Slytherin masasına yöneldiğinde kendisi de ters yönlerine ilerledi.
Yaklaşınca Gryffindor masasındaki bütün bakışlar üstüne döndü.
"Günaydın sevgilim." masadan şaşkın mırıltılar yükselirken Alice iç geçirdi. İlk günden bugüne bir şey değişmemişti.
"Günaydın." Sirius sırıtıyordu. "Bize mi katılacaksın?"
"Hayır." Alice ona uyaran bir bakış attı. Sirius onu Gryffindor masasına oturtmaya baya hevesliydi. "Potter için geldim." elini pelerinin cebine soktu, beş altın parayı avucuna aldı. Paralarının şıngırtısı hafifti ama duyulmuştu.
James sesi duyunca ne olduğunu anlamıştı. Sırıtmaya başladığında Sirius ve Lily şaşkındı. İttifakları geçici bir durumdu, bunu daha sonrasına taşımış olduklarını düşünmemişlerdi.
"Ne oluyor?" dedi Peter. Ama kimse onu cevaplamadı.
Alice paraları James'in öne uzatılmış avucuna bıraktı. "İyi atıştı Potter."
"Her zaman Riddle."
"Bu ne?" Sirius alışverişe bakıyordu ve anlamamıştı.
"Bu," dedi olayı onun aksine çabuk çözen Remus, "Çatalak'ın dün seni vurması içindi. Sanırım, ortada bir iddia vardı."
Sirius'un hızla değişen surat ifadesine Gryffindor masasından bir kahkaha koptu. Turner hariç elbette. Marie, öfkeli gözlerle Alice'e bakıyordu.
"Siz ikiniz!" dedi Sirius yalandan öfkesi ile.
Alice, saçlarını omzunun üstünden geri atarken sırıttı. "Büyütme sevgilim, oyun oynamayı sen istedin."
"Ve elbette sonuçları olacaktı." dedi James'te onu tamamlayarak. Sirius ona uzanınca James geriye çekildi. "Gel buraya Çatalak!"
"Mızıkçılık yapma Pati!" James masadan ayağa fırladığında Alice gözlerini devirdi. Bu kovalamacanın uzayacağını biliyordu. "Derste görüşürüz." dedi Lily ve Remus'a.
"Görüşürüz." Remus önündeki kitaba dönerken Lily gülümsedi ve kızlarla konuşmasına döndü. Gryffindor evi için normal bir sabah oluyordu.
Sirius, James'i kovalarken Alice kendi masasına yöneldi. Ancak sevgilisi yarı yolda geriye döndü. Şakayla karışık Alice'e parmağını doğrulttu. "Seninle de hesaplaşacağız bebeğim."
Alice mesafeyi kapattı, onun dudaklarına bir öpücük bıraktı. "Ne zaman istersen sevgilim." Sirius sırıtırken kendi masasına ilerledi.
Neşeyle yerine oturdu ancak arkadaşlarının surat ifadesi yeteri kadar keyif kaçırıcıydı. İç geçirdi. "Lütfen ama lütfen. Tek kelime istemiyorum." Bu sene içinde bu cümleyi çok fazla tekrarlamıştı.
"Tabii," dedi Narcissa esnemesini bastırarak. "kuzenimi ulu orta öpmene nasılsa alıştık."
"Ne güzel." dedi Alice iğneleyici bir şekilde ancak kimse başka bir yorumda bulunmadı. Alice, hepsinin söyleyecek bir şeyleri olduğunu tahmin ediyordu. Ve neler olduğunu da, ancak duymaya hevesli değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi
Fanfiction"İnsan kim olduğunu seçemez. Ne sen onun kızı olarak doğmayı seçtin, ne de ben bir Black olarak doğmayı." ~Bir Çapulcu Masalı