Yorum yapan, oy veren herkese teşekkürler. En kısa sürede cevapsız yorumlarınızı cevaplayacağım. Kısa bir bölüm oldu, daha çok geçiş gibi ama iyi okumalar :))
"Hayır, hayır! "Bunu kaçırdığıma inanamıyorum!" Bellatrix koca bir kahkaha daha savurdu. Diğerleri de ona eşlik etti.
"Bir dahaki sefere Bella." Dedi Alice ve elindeki dergiyi masaya fırlattı. Onun cümlesinin getirdiği yeni olasılıklara karşı, arkadaşları kısa bir sessizlikten sonra gülmeye başladılar.
"Prenses Gryffindorluları haklamaya geliyor ha?" William ıslık çaldı ve göz kırptı.
"Alışkanlık yapmasın sonra?"
Alice, gözlerini devirdi. "Abartma Walden."
"Abartmıyoruz ki!" Regulus, ki'yi uzatırken kocaman bir şekilde sırıttı. "Devamı olduğunu biraz önce sen söyledin." Alice, onların olayları ve cümleleri istedikleri yere çekmelerine asla anlam veremiyordu. İç geçirdi ve konuyu orada kapatmayı seçti. Oturduğu koltukta rahatsızca kıpırdandı. Çok yorgundu ve yorgunluğu onu uykuya teşvik ediyordu. Gözlerini kapatıp, kısa bir an dinlenmek istedi.
"Alice?"
Kız gözlerini açmadan iç geçirdi. Dinlenmeye bile hakkı yoktu. "Evet?" dedi bıkkınlıkla.
"Biliyorsun aramıza yeni katılacaklar var." Alice, hala gözlerini açmamakta ısrar ediyordu ama yüzünü buruşturmadan edemedi.
Her sene olduğu gibi ya da beşinci sınıftan bu yana olduğu gibi onlara katılacak kişileri karşılarına alıp konuşurlardı. Alice bunu istemeyerek yapar bir kukla gibi orada dikilirdi. Ama mecburdu. Kuralları beşinci sınıfa geçenleri yanlarına almak ve bir nevi kendi mezuniyetlerine kadar eğitmekti. Ve elbette kendisi ile gerçeği onlara söylemekti.
Yedinci sınıflar mezun olduklarında, Ölüm Yiyenlere katılarak babasına sonsuz bir sadakatle hizmet ediyordu. Ve bu eğitim beşinci sınıf itibariyle başlıyordu. Alice, buna memnun değildi ama elinden gelen bir şeyde yoktu.
Derin bir nefes daha alıp gözlerini açtı. Merakla ona bakan gruba toz olmalarını söyleme isteği içinde kabarsa da vazgeçti. "Yarın halletsek?" ona itiraz edecek olan William Avery'i gördüğünde elini kaldırıp sustu. "Biliyorum bu gece yapmamız gerek ama inanın çok yorgunum. Yarın, olur mu?"
Bu bir istek değildi ve onlarda bunu biliyorlardı. İtiraz edecek halleri yoktu. Sessizce başlarını sallarken Alice gülümsedi. "Güzel." Dedi ve ayağa kalktı. Gömleğini düzeltirken gözleri Adrian'a çarpsa da bir şey söylemedi. İksir dersinden beri aralarında hala soğuk bir hava esiyordu. "Ben yatıyorum." Dedi Adrian'ı hiç fark etmemiş gibi. "Herkese iyi geceler."
Arkadaşları da ona iyi geceler dileklerini iletirken Alice yavaş adımlarla merdivenlere yöneldi. Kalan son enerjisiyle devam etti, yatakhanenin kapısından girdiğinde derin bir nefes aldı. Günün bütün yorgunluğu bedenini ele geçirmişti. Okulun daha ikinci günü bitmiş olsa dahi sanki senenin yarısını geçirmiş gibi yorgundu. Her seneden daha farklı başlamıştı bu seneye.
Yavaş adımlar hatta adımdan daha çok ayaklarını sürükleyerek yatağına yöneldi. Üstünü çıkarmaya bile üşenir vaziyetteydi. En azından kazağını çıkaracaktı. Ellerini çaprazlama şekilde beline koyup gri kazağını gevşekçe tuttu. Yavaşça üzerinden çıkarttıktan sonra sandığının üstüne fırlattı ve kendisini de yatağının üstüne attı. Yorganını bile açacak hali yoktu. Gözlerini kapatıp mutlu bir şekilde iç çekti ve kendini uykuya çabucak teslim etti.
---
Gryffindor ortak salonunun sohbet konusu da Slytherin ile aynıydı. Mükemmel düello tüm okulun dilindeydi. Ancak olayın baş kahramanları çoktan sıkılmış ve kendilerini, ortamdan soyutlamışlardı. Son yıllarda onların mekanı haline gelen şömine önündeki koltuklara yayılmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slytherin Prensesi
Fanfic"İnsan kim olduğunu seçemez. Ne sen onun kızı olarak doğmayı seçtin, ne de ben bir Black olarak doğmayı." ~Bir Çapulcu Masalı