Medya: SemaSema'nın ağzından;
Kendime geldiğimde hastane odasındaydım. Başucumda ağlayan bir Elisa vardı. Ailemin hayatta olup olmadığını sormak istiyor ama konuşmaya korkuyordum. Aklıma çektiğim işkenceler geldikçe, ölmüş olmam gerektiğini geçiriyorum içimden sürekli..
Dövüldüm...
Kesildim...
Vuruldum...Gözlerimi Elisa'ya bile çevirmeye, onunla göz göze gelmeye cesaretim yok. İstemsizce akan gözyaşlarımdan başka yaşadığımı belli eden bir tepkim yoktu.
Vücudumdaki yaralar günden güne iyileşecek farkındayım. Bu şekilde sessiz kalmamam gerektiğinin de farkındayım ama içimdeki çığlığı susturacak birşey ve fırtınayı durduracak gücü henüz kendimde bulamıyorum. Uyumak istiyorum ama kabus görmekten korkuyorum, uyuyamıyorum. Konuşmak istiyorum, konuşamıyorum. Kaçmak istiyorum, maalesef ona hiç gücüm yok.. Daha ne kadar bu şekilde kalabilirim ona da emin değilim.
Başım ağrıyor yine, her zamankinden daha şiddetli.!! Artık baş ağrısı da istemiyorum. Annemi istiyorum, babamı istiyorum ve kardeşimi.. ama aslında tam olarak ne istediğimi de bilemez durumdayım. Sanırım ben eski Sema'yı özlüyorum. Acaba bu yaşadıklarımı unutabilecek miyim? Acaba kaldığım yerden devam edebilecekmiyim? Evet, ben en çok bu sorulara cevap istiyorum. Hafızamdan silebilirim belki bu anıları, peki vücudumdan silebilir miyim izlerini?!!Bütün yaralarımı tedavi ettiler, peki o görüntüleri gördüğüm gözlerimi neden tedavi edemediler? Baş ağrısı ile geldiklerine göre acaba sorun beynimde mi? Keşke bütün bu sorularıma cevap verebilecek bir doktor olsa..
İki koca günün sonunda bir sorumun cevabını aldığım için mutluyum. Canımdan çok sevdiğim ailem, hayatta ve karşımda. "Sizi üzdüğüm için özür dilerim." ilk cümlemin bu kelimelerden oluşacağını hiç düşünmemiştim. Ağlamam yada daha doğrusu çığlıklarım sesini yükseltmeden keşke "sizi çok özledim yada size çok ihtiyacım var" diyebilseydim. Doktorun odaya koşupta sakinleştirici yapacağını da düşünmemiştim. İnşallah bir daha ki gözlerimi açtığımda bu cümleleri söyleyebilirim.
Bulut'un ağzından;
İçinde kopan fırtınaların dışa vurumu çığlıklar. Aslında çok şey anlatıyordu Sema çığlıklarıyla kırgınlığını, üzüntüsünü, mutsuzluğunu ama en çokta yıprandığını ve çektiği acıları... Doktorun koşupta sakinleştirici yapmasıyla derin bir uykuya daldı yine. Uyutulmasaydı neler olurdu? Kendine gelirmiydi yada daha mı kötü hale gelirdi bilemiyorum. Umarım uyandığı zaman az da olsa toparlanmış olarak gözlerini açar.
"Şuanda onu ne mutlu eder?" diye bir soru sorduğumda Elisa'nın yüzünde şaşkın bir ifade oluştu. "Ahh hayır sende yanlış anladın, ben sadece moralini yükseltmek için dedim" " niye herkes beni Sema'ya aşık sanıyor ya" diye iç sesime sorunca " Güzel kız belkide farklı bakıyorsundur" cevabıyla karşılaştım. Evet bu doğruydu işte, farklı bakıyordum ama aşık gibi değil! Gözlerindeki o ani değişiklik beni kendine çekmişti, itiraf ediyorum hala deli gibi merak ediyorum..
Elisa biraz düşündükten sonra "Sanırım kalem ve resim defteri" dedi. "Mantıklı aslında,sonuçta resme karşı yeteneği var. Hem kafasını dağıtması açısından da iyi olabilir" diye düşünerek hastaneden çıkıp kırtasiye aramaya başladım. Resim defteri ve kalem almış hastaneye dönerken odasında gördüğüm resimleri geldi aklıma ve yine cevaplayamadığım sorular şarjör Ahmet, Mira ve ... ve bodruma 10 km tabelası!!!
Kuzey'i arayıp Sema'nın nerede bulunduğunu tekrar sormama sebep olan bir resim. "Abi bodruma 10 km varken bir ormanlık alanda. Ne oldu? Bir sorun mu var?" diye soran Kuzey'i "Yok birşey abi düşünüyordum aklıma takıldı" deyip geçiştirdim ama resimle bir bağlantısı olabileceği aklımı kemirmeye başlamıştı bile...
Düşüne düşüne hastaneye vardığımda Elisa'dan Sema'nın uyandığını, az da olsa ailesiyle konuştuğunu öğrendim ve ister istemez mutlu oldum. Güçlü bir kişiliği olduğu gözlerinden anlaşılıyordu zaten. Her ne kadar ifade almaya daha vakit olduğunu bilsemde Sema'yla konuşmayı dört gözle bekler oldum. Bu merakım beni öldürmesede, yinede hastane köşelerinde süründürdüğü kesindi.
Sabah Sema uyandığı gibi ailesinden ve doktordan izin isteyip odasına girdim. Beni gördüğünde gülümsemişti ama gözyaşları hala akmaya devam ediyordu. Kırılgan bir zamandaydı o yüzden onu kıracak, üzecek yada merakıma yenik düşüpte sorular soracak değildim. Sadece görmek istedim.
Yanına yaklaşıp bir sandalye çektim ve "Geçmiş olsun, nasılsın" dedim tebessüm etmeyi ihmal etmeden. Zor da olsa gülümseyerek "Gördüğün gibi" demekle yetindi. Ne söylenmesi gerektiğini hiç bir zaman becerememişimdir böyle durumlarda, yanlış bir şey söylemektense sessiz kalıp onun birşeyler söylemesini bekledim. Bu sırada da yaralarına bakıp rahatsız hissetmemesi için gözlerine diktim gözlerimi.
Sema'da sessizliği seçmişti sanırım,gerçi gözleri çok şey söylemek ister gibiydi ama diline henüz izin veremiyordu konuşması için. Ben "Neyse, hasta ziyaretinin kısası makbulmüş, ben yine gelirim geçmiş olsun" derken Sema başını tutarak öylece kalakaldı tabii gördüğüm görüntüyle bende karşısında kalakaldım.
Geçen seferki gibi yine gözleri maviyi kaybetmiş, simsiyah olmuştu. Bir insanın gözbebekleri ne kadar büyürse büyüsün yinede bütün renkli kısmı kaplayacak kadar büyüyemezdi...bu imkansızdı.. Koluna dokunup "İyi misin doktoru çağırayım mı?" diye sormamla sanki trans halindeymişte çıkmış gibiydi. "Ha! İyiyim iyiyim" dedi gözlerini benden kaçırarak. "Gerçekten iyimisin,gözbebeklerin..." derken gözlerini bana dikerek "yalnız kalabilir miyim?Yorgunum" dedi. "Peki" demekten başka çaremin olmadığını bildiğimden aldığım boya ve resim defterini de kucağına bırakıp "Canın sıkılırsa diye..." başlayıp sonunu sırıtmaktan bitiremediğim bir cümle kurarak odadan ayrıldım.
Koridora çıkınca yüzümdeki gülümseme kayboldu ve kapı yanındaki sandalyeye çöktüm. Ellerimi başıma götürüp gözlerimi kapattım ve içerideki olanları düşündüm ama bir türlü anlayamıyordum ve Sema söylemezsede anlayamayacağımın farkındaydım...
Şuanda izlendiğimizin farkında olduğum gibi !!!
Kısa bir bölüm oldu farkındayım. Bir dahaki bölümün daha uzun olacağının garantisini vererek hepinize okumaya zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜNTÜ
Научная фантастикаÇok sıradan giden hayatım kafama aldığım darbe ile sıradanlığını kaybetmiş bulunuyor.. Görüntüler görüyorum... Baş ağrılarımla gelen görüntüler... Neden ve niçin sorularını henüz cevaplayamasamda elbet birgün cevabımı ve de nedenini bulacağım!