BÖLÜM 3

63 9 5
                                    

Hastalıklar ve tedavileri hakkında çok bilgili değilim o yüzden araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre yazmaya karar verdim. İyi okumalar dilerim😃

Elisa'nın ağzından:

Doktorlar odaya girdiğinde koridordan odada neler yaptıklarına bakıyor, kendi kendime " ne olur kötü birşey olmasın " diye söyleniyordum.
İğne - serum - kendi aralarinda hararetli konuşmalar felan derken sonunda odadan çıktılar.
Sessizce ve korkarak doktora kötü bir şey olup olmadığını sordum. Doktor şuan için tehlike olmadığını ancak uyanınca netlik kazanacağını söyledi. Birazda olsa rahatlamıştım. İzin alıp Sema'nın yanına gittim ve elimi elinin üstüne koyarak " güçlü arkadaşım iyiki beni bırakmadın " dedim ve yorgunluğun etkisiyle kendimi uykuya kendimi teslim ettim.

Sema'nın ağzından:

Olaydan 3 gün sonra

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında yatıyordum. Neler olduğunu düşünüyorken baş ağrımın fazlalığı dikkatimi çekmişti. Elimi kaldırıp başıma götürdüğümde başımın sargılı olduğunu anladım. Demekki çok sert düşmüştüm. Etrafıma bakındığımda Elisa'nın gözleri şişmiş şekilde bana bakıp birşeyler söylediğini gördüm, görüyordum da ne söylediğini bir türlü duyamıyordum. Baş ağrım çok şiddetliydi. Odadan çıktığını ve doktorla döndüğünü görünce "başım " diyebildim sadece.
Ağrı kesici bir iğne yaptılar ve doktor rutin kontrolüne başladı. Önce bir ışıkla gözlerime baktı sonra takip etmemi istedi. ışığı takip ederken bir anda başıma giren ağrıyla bir adamın
net olmayan yüzünü görür gibi oldum. Daha sonra doktorun Elisa'ya "çıkış işlemlerini yapabilirsiniz, geçmiş olsun" demesiyle görüntü gözlerimin önünden kayboldu.

Doktor odadan ayrılırken içeri bir polis girdi. Elisa " olayla ilgili ifadeni alacaklar endişelenme, sen ifadeni ver ben çıkış işlemlerini hallediyorum" dedi ve çıktı. İfademi verirken yine başıma giren ağrıyla gözlerimin önüne yine aynı net olmayan adamın görüntüsü geldi.
Polisin " hanımefendi iyimisiniz?" demesiyle görüntü yine kaybolmuştu. Kendime geldiğimden beri böyle garip görüntüler görüyordum. Başım zonkluyordu. Bu görüntüler muhtemelen baş ağrımdan dolayı gözlerimin önüne geliyordu. Polise " iyiyim" anlamında başımı salladım. Polis " adamın yüzünü hatırlıyormusunuz? " diye sordu. Hatırlıyordum.. Elisa'ma hayvanca saldıran adamı nasıl unutabilirdim!!!
Polise " hatırlıyorum " dedim ve adamın nasıl göründüğünü anlattım.

Anlattıklarımı not eden polis memuru "şimdilik bukadar ihtiyaç halinde tekrar sizle iletişim kurarız" dedikten sonra telsizinden gelen anonsla koşar adım odadan çıktı. Çıktıktan birkaç dakika sonra Elisa geldi ve çıkış işlemlerini hallettiğini söyledi. Kalkmama yardım etti ve hastaneden çıktık.

Otele vardığımızda Elisa'yı iyi olduğuma ikna edip kendi odama geçtim. Direk geceliklerimi giyip yatağa girdim. Bir türlü uyuyamadım ve yaşadıklarımı düşündüm. Aklıma yüzü net olmayan adam ile bardaki adam geldi. Sağa sola dönüp duruyordum uyuyamayacağımı anlamıştım. Kalktım telefon edip otel görevlisinden atıştırmalık birşeyler istedim.

Resim yaparken kendimi dünyadan soyutluyordum sanki sadece beyaz kağıdım, kalemim ve ben kalıyorduk. Öyleki uzay boşluğu gibi biyerde beni bıraksalar yada bir adada kalsanız diye başlayan bir soru sorsalar hiç düşünmeden kağıt ve kalem yeterli diyebilecek kadar ilgiliydim resim yapmaya. Bu ilgim ve sevgim ağır basınca resim öğretmeni olmaya karar vermiştim. Belkide yakında çizdiklerimi tüm dünyaylada paylaşırdım henüz karar veremesemde bir sergi açacak kadar resim çizmiştim.

Önce barda Elisa'ya saldıran adamı çizmeye karar verdim. Koyu renk siyah saçlar - iri gözler - büyük bir burun - kalp gibi görünen dolgun dudaklar - kilo yüzünden sarkık yanaklar....
Bir resimle sabahı yaptığımı içeri giren güneşin ilk ışıklarından anlamıştım. Saate baktığımda 6.30du. Elisa'nın uykusunu almış bir şekilde iyiysen gezelim, yüzelim filan diyeceğini düşünerek biraz uyumaya karar verdim. Sanırım yastıkla buluşunca uyumuşum bile...

Balkon kapısının açılması ile gözlerimi açtım. Elisa sessiz sessiz içeri girmişti. Saat kaçta yatarsam yatayım yada ne kadar yorgun olursam olayım en ufak bir tıkırtıda uyaniyorum. ( bende öyleyim malesef )😭
Elisa üzgün bakışlarıyla yanıma yaklaşıp " günaydın, nasıl hissediyorsun kendini " diye sordu. Bende iyi olduğumu kanıtlayacak bir ses tonu ayarlayıp " günaydın fıstık, çok acıktım hadi kahvaltıyı kaçırmayalım" dedim.
Elisa'nın kendini suçlamasını ve tatilin kalan günlerini zehir etmesini istemiyordum kendine ve tabiki bana😃 Bazen annem gibi davranabiliyordu çünkü. Hele spor yaptıktan sonra inanınki annemi hiiiiç aratmıyordu. " Soğuk su içme hasta olursun!!! " " Üstünü değiş hasta olursun!!! " ıııığ... düşününce bile içim titredi.
Neyse yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve başımdaki bandajı görünce yüzüm buruştu. Şimdi herkes tip tip bakacaktı bana !!! Makyaj yapmadım sadece bandajın ortasında kalan saçlarımı toplayıp azcık görüntümü güzelleştirmeye çalıştım. Çamaşır yerine bikinilerimi giyip üstüme kot şort ve askılı bir badi geçirdim. Elisa'da aynısını yapmıştı. Kahvaltıdan sonra direk havuza geçip o güzel güneşi kaçırmaya niyetimiz yoktu.
Doktorun verdiği ilaçları, gözlük, cüzdan,.. lazım olan herşeyi yanımıza alarak Elisa'yla aşağı inmek için asansöre doğru yol aldık.

Kahvaltı yaparken bir yandanda etrafı kesiyorduk. " Bu otele yine gelmeliyiz" dedi heyecanla Elisa. Etraf yakışıklı erkekler ve malesefki güzel kızlarla doluydu. Sanki yaşlı insanlar bu otele giremez diye bir yazı varmış gibi hissettiriyordu insana. Gülümseyerek " geliriz tabiiii" dedim.
Elisa sarışınlara ben ise esmerlere bakıyordum. Şu nasıl bu nasıl diye birbirimize gösterirken restorantın kapısından tam anlamıyla benim tipim biri girince Elisa'ya " şuna bak yaaa, süper bişi bana doğru geliyor" derken, Elisa'nın " komiser Bulut " demesiyle bütün hayallerim yerin bin kat altına girmişti. Yüzümdeki gülümseme birden yerini asık bir surata bırakırken Bulut' un "merhaba" demesiyle yine kendimi gülümserken bulmuştum. Çekici, kaslı, esmer ve yeşil gözlüydü. " Of off tam senlik " diyen iç sesime " sen sus" dedikten sonra gözüm belindeki silaha kaydı.
Polisiye, bol cinayetli, ölülerin orda burda gezdiği bütün film ve dizileri keyifle izleyen biri olarak yakından bir silah görmek ilgimi çekmişti.

Tam kendini tanıtacakken elinde silah olan bir kadın belirdi gözlerimin önüne, bir yandan başımı tutuyor bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Elisa'nın ve Bulut komiserin bir ağızdan "iyimisin? - iyimisiniz? " demeleriyle görüntü kayboldu. İlacımı çantamdan çıkaran Elisa'ya zoraki gülümseyerek " ilacı alınca geçer" " ben iyiyim" dedim. Soru sorar gibi bana bakıyorlardı. "Gerçekten iyiyim merak etme" diyerek Elisa'nın elini tuttum ve tekrardan gülümsedim.

" Medyalarım genellikle görüntüler olacaktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

" Medyalarım genellikle görüntüler olacaktır."

Bulut komisere döndüğümde yüzünde anlayamadığım bir bakış vardı. Gözlerimi komiserin yüzünden çekip önüme indirdiğimde aklımda birçok soru vardı.
Gördüğüm görüntü neydi?
O kadın kimdi?
Komiser neden gözlerini dikmiş bana bakıyordu?
Bulut komiser gözlerimde bi değişiklik mi farketmişti?

GÖRÜNTÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin