Umarım beğenirsiniz...
Burayı iyi bilmediğimizden dolayı telefondan yakındaki barları araştırdık ve odalarımıza gidip hazırlanmaya başladık. Yanıma çok fazla eşya almamama rağmen yinede dolabı altüst etmeyi başarmış ve sonunda beyaz fırfırlı bir elbise giymeye karar vermiştim. Elbiseyi alıp balkona çıktım ve Elisa'nın camına tıklattım, o da balkona elinde kırmızı dar bir elbiseyle çıktı birbirimizi onaylayıp odalarımıza geçtik.
Saçlarıma fön çektikten sonra hafif bir makyaj yapıp elbisemi giydim. Dolaptan siyah topuklularımı ve siyah simli çantamı alıp Elisa'nın kapısını tıklattım.
Elisa kırmızı elbisesinin altına birlikte aldığımız siyah topuklu ayakkabısını ve siyah çantasını almış, aynı benim gibi fön ve hafif makyaj yapmıştı. Heyecanla birbirimize gülümseyerek otelden çıktık ve otelin önünde bekleyen taksiye bindik.Taksiciye barın adresini verdik ve önerebileceği yerleri sorduk. Barın kapısında taksiciye ödemeyi yapıp önerileri için teşekkür ettik. Barın önü oldukça kalabalıktı ve içeriden gelen müzik sesi oldukça iyiydi,dans moduna girmiştim bile...😃 içerisi beklediğimiz kadar kalabalık değildi, gerçi saat daha erkendi yani böyle yerler geç saatte kalabalıklaşıyor dimi? Garsonun gösterdiği masaya geçtik ve siparişlerimizi verdik. Ben enerji içeceği, Elisa ise votka vişne istedi. İçeceklerimizden birer yudum alırken müziğe eşlik etmeye başlamıştık. Şarkılar sanki benim için çalıyordu.Bütün sevdiğim şarkılar çalıp sevmediğim bir şarkı başlayınca lavaboya gidip makyajımı tazelemeye karar verdim. Elisa'ya "lavaboya gidiyorum " dedim Elisa kendini dansa okadar kaptırmıştı ki dediğimi duymamıştı bile.. Gülümseyerek ve insanlara çarpmamaya çalışarak lavaboya ulaştım.
Lavaboda benden başka üç kız daha vardı ve hararetli bir şekilde yan masalarındaki çocukları anlatıyorlardı. Bir yandan makyajımı tazelerken biryanda da onların konuşmalarını dinliyordum. Dedikodu dinlemeyi herzaman sevmişimdir 😃 kızlarla aynı anda lavabodan çıkmış hangi masa hakkında konuştuklarına bakıyorken gözüm bizim masaya takıldı ve gördüğüm görüntü ile sinirlenerek koşar adım masaya gittim.
O sırada iri yarı orta yaşlı bir adam Elisa'nın kollarından tutarak onu öpmeye çalışıyordu. Elisa'yı adamdan kurtarmak için aralarına girip adamı ittirmeye çalıştım ama adama gücüm yetmediği için kolunu sallamasıyla beni geriye silkelemesi bir olmuştu. " bırak onu hayvan" diye söylenirken elime geçen ilk bardağı adamın sırtına geçirdim. Adam bir anda Elisa'yı bırakıp bana dönünce korkudan kalbim yerinden çıkacak gibi oldu.
Adam bana doğru eğildi ve o korkunç bakışlarını yüzümde gezdirerek "şimdi benim elimden seni kim kurtaracak" derkende sırıtarak etrafına bakınıyordu. Omuzlarımdan tuttuğu an titrediğimi hissettim. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Gözüm Elisa'ya kaydı adamın sırtına vurarak "bırak onu " diye bağırıyordu. Bardaki vicdansızlar bize bön bön bakıyorlardı. Adam Elisa'yı bir omuz silkişiyle yere düşürdüğü an koluna dişlerimi geçirdim.Adam acıyla inleyerek beni kolumdan tuttuğu gibi savurdu. O an başımın zonkladığını hissettim ve gözlerim karardı.Elisa'nın ağzından:
Sema lavaboya gittiğini söyleyerek masadan ayrılırken bi adamın bana bakarak geldiğini farkettim ama çok ta oralı olmadım sonuçta oda lavaboya gidiyordur belkide arka masada bi kız kesmiştir ona bakıyordurda ben yanlış anlamışımdir diye düşündüğüm sırada tam karşımda durup içki ısmarlamak istediğini söyledi ben kabul etmedikçe ısrar etti.
Biran önce Sema'nın dönmesini bekliyordum. Gözümü yaşlı adamdan ayırdığım zaman sanki fırsat kollamış ve dibimde bitmişti. Kollarımı yakalayıp "çok güzelsin", "bukadar naz yapmana ne gerek var", "bi öpücük hadi güzelim kızıyorum bak" dedi. Kafamı bi sağa bi sola çevirerek kurtulmaya çalışıyor sürekli " bırak beni" diyordum.
Sema'nın hızla geldiğini görmemle yüzüme ister istemez bir tebessüm yayılmıştı. Canım kankim beni bu pis adamin elinden kurtarırdı.
Adam "nereye bakıyorsun sen" derken Sema adamla aramıza girmeye çalışmış ama malesef adamın gücüne karşı koyamamıştı. Tam etrafıma bakınıp "yardım edin" diyecekken adam beni bırakıp Sema'ya dönmüştü. Bu sefer Sema'yı omuzlarından tutup birşeyler söyledi ama müzik sesi yüzünden hiçbir şey duyamamıştım. Sadece Sema'nın korku dolu bakışlarını görebiliyordum. Etrafıma bakındığımda sanki koskoca barda sadece biz varmışız gibi hissediyordum. Hiçkimse yardım etmeye çalışmıyordu. Sema'yı sarsmaya başlayan adamın sırtına var gücümle vurup "onu bırak" diye bağırıyorken bir anda kendimi yerde buldum kafamı çevirip Sema'ya baktığımda adamın kolunu ısırıyordu.
Tam kurtulduk "afferim Semam" derken adamın Sema'yı savurması ve kafasını masaya vurması bir olmuştu.
Direk Sema'nın yanına emekleyerek ilerledim başını kucağıma aldım ve elime gelen ıslaklıkla bağırmaya başladım.Adam kaçıp gitmişti ve diğer bardaki insanlar sadece öylece dikilip duruyorlardı. Panik yapmıştım ağlayarak "ya bişi yapın " " yardım edin" diye etrafa bakındığım sırada içeri giren bir adam Sema'yı kucakladığı gibi çıkışa doğru ilerledi ve 112 yi ara çabuk dedi.
O an nasıl oldu da ben aramadım şimdiye kadar diye kendi kendime "aptal kafam , aptal kafam " diye söylenerek ambulansı aradım barın adresini verip dışarıda ilk yardım yapan adamın yanına gittim.Ambulans gelmiş bende Sema'yla birlikte hastaneye gidiyordum bir yandan da "ne olur Sema'ya bir şey olmasın" diye dua ediyordum. Acil kapısında Sema'yı karşılayan doktorlara " kafasını masaya çarptı" deyip onlarla içeri girecekken ilk yardım yapan adam önümü kesip kimliğini gösterdi. Ben anlamaz bir şekilde kafamı " nevar? " anlamında sallarken ifade vermem gerektiğini söyleyerek bana " önden buyur" dedi.
Gözümle Sema'nın gittiği yere doğdu bakarken " fazla sürmez merak etme " dedi. Omuzlarımı " öyle olsun" der gibi oynatıp adamın peşinden gittim.
Olayı ayrıntılarıyla anllattırıp notlar tuttuktan sonra Sema'nın da ifadesini almaya geleceğini söyleyerek " geçmiş olsun " dedi. Bende " teşekkürler " diyerek Sema'nın götürüldüğü odaya gidip yatağının yanındaki sandalyeue oturdum. Arkadaşımı bu şekilde görmek beni çok üzmüştü. Ne hayallerle gelmiştik neler yaşamıştık.
Semam şimdi uyanık olsaydı kesin
"Şansss - Kaderrrr - Kısmettt hepsi sinemalardaaaa "
diyerek kocaman gülümserdi bana.
Canım arkadaşımın yüzü çok soluktu, onu böyle görmek içimi acıtmıştı. İçeri giren hemşire kolundaki serumu değiştirirken " durumu nasıl " diye sordum. Detaylı bilgiyi doktoruna sormam gerektiğini söyleyerek odadan çıkan hemşireye hayranlıkla bakıyordum. Lanet olasıca alkol beynimi uyuşturmuş görevlerini etkilemişti.!!! Doktoru beklerken Sema'nın kalp ritimlerinde artış farkettim, tam koridora çıkıp doktora seslenicekken doktor ve hemşirelerin bu tarafa hızlı hızlı geldiklerini gördüm. Benimde kalp atışlarım hızlanmıştı. Yanlış giden birşeyler vardı kesin, yoksa neden hızla gelsinler ki ? " Neler oluyor? " Diye sorduğumda ilk defa tek seferde cevap almıştım. "Bi komplikasyon oluştu acil müdahale etmemiz gerekebilir, siz yakınımısınız? " diye sorduğunda " evet " diyebildim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜNTÜ
Science FictionÇok sıradan giden hayatım kafama aldığım darbe ile sıradanlığını kaybetmiş bulunuyor.. Görüntüler görüyorum... Baş ağrılarımla gelen görüntüler... Neden ve niçin sorularını henüz cevaplayamasamda elbet birgün cevabımı ve de nedenini bulacağım!