Lütfen herkes ilk bölüm hakkında yorum yapsın.. Sizi çok sevdiğimi unutmayın can okurlarım 💜
Elindeki bavulunu arabanın bagajına yerleştirip şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırarak mezarlığın yolunu tuttu..
Acısının 9-cu yıldönümüydü bugün. Ve bu yıldönümünde sevdiği kadının tüm eşyalarını suya bırakacaltı. İşte o zaman yıllardır tutsak ettiği iki ruh serbest kalacaktı.
Nasıl demişti yaşlı beyefendi;
Oğlum seviyorsun, sevgine dokundurtmuyorsun anladım. Ama nereye kadar? Ben de yıllardır hiç dönmeyecek birini bekliyorum. Gelmeyeceğini, içimi yakıp kavuran özlemle öleceğimi bile bile bekliyorum. Sen gençsin. Benim gibi değilsin.. Belki ömrünün baharını, sevdanı toprağa gömdün ama kendini neden gömmeden öldürüyorsun. Yazık değil mi bedenine ruhsuz geziyor. Peki ya sevdiğin kadın? O ister miydi böyle ölü gibi yaşamanı. Gülüyorsun ama insanların yanından uzaklaşınca yine toprağın altına gömüyorsun ruhunu.. Vedalaş.. Bazen vedalar yeni yarınlar ilk basamağı olur..
Can vedalaşmak istiyor muydu yıllardır yasını tuttuğu kadınla? Ama son zamanlarda garip hissediyordu.
Yurtdışına taşınmıştı. Her zaman geri döndüğünde ilk işi mezarlığa gelmek oluyordu.
Korkunç hastalığa yenik düşmüştü Neşe. İlk aşkı arkadaşı ve her şeyi.
Arabasını mezarlığın önünde durdurup arabadan indi. Arka koltuktan bir demet beyaz gülü aldı.
Yorgun adımlarla mezarların arasından geçip tüm umutlarının, aşkının gömüldüğü mezarın yanına geldi.Dikkatli bir şekilde çiçekleri bırakıp geri çekildi.
Her defasında olduğu gibi gözleri dolmuştu.
Dudaklarına buruk bir tebessüm kondu."Ben geldim, Neşe'm..
Beni görüyorsun ve gülümsüyorsun. Hissediyorum. Mutlusun. Ama ben değilim. Bugün tam kocaman dokuz yıl oldu. Günler ayları, aylar yılları canımı her hatırladığımda acımasızca yakarak kovaladı.
Ben hep umutluydum sen ise her zamanki kişiliğine yakışır bir şekilde dürüst."Sustu. Aklına son kez konuşmaları geldi.
Gecenin üçü. Ve o zaman şimdiki gibi soğuk.
Neşe'nin ısrarı ile lunaparka gelmişlerdi.
Son günlerde durumu daha da ağırlaştığı için hastaneye kaldırmıştı ailesi.
Uyuyordu. Ve uyandığında ailesinden tek bir şey istemişti.
"Can'la lunaparka gidip eğlenen çocukları izlemek istiyorum."Ama gecenin o saatinde lunaparkta eğlenen çocuk bulamamışlardı.
Çare olarak Can başını omzuna yaslayıp hayal etmesini istemişti.
"Duyuyor musun sevgilim, ne kadar çok gülme sesi geliyor?"
Neşe Can'ın oyununa ayak uydurmayı seçmişti.
"Evet, hatta koştuklarını, anne babalarından bir şeyler istediklerini göre biliyorum."
"Çok mutlular.."
"Çok mutlular.. Can?"
"Neşe'm?"
"En yüksekten şehri son kez izlerken bana eşlik etmek ister misin?"
"O ne demek son kez?! Sen iyi ol.."
Başını Can'nın omuzundan kaldırıp hiddetlenen genç adamın önünde durmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırık
RomanceOna dolu dolu bakan bir çift göze bakmamaya çalıştı.. Küçüğünden farklı olarak karşısında dikilen kaşlarını çatmış, bakışlarının soğukluğu ve öfkesi ile hem yaralı hem öfkeli dişi aslanı andıran kadının üzerine çevirdi bakışlarını.. "Gidiyorum.." "G...